Yetmiş yıllık tutsaklığın başında Babil'e sürülen İsraillilerin ı arasında bencilliğin bozamadığı, her şeye rağmen Allah'ı onurlandıran, çelik ilkeli imanlı vatanseverler vardı. Tutsak oldukları ülkede Yalıve bilgisi aracılığıyla gelen bereketleri putperest uluslara iletmekle ilgili tanrısal tasarıyı işte bu kişiler gerçekleştirecekti. Allah'ın temsilcileri olarak hizmet edeceklerdi. Putperestlere asla ödün vermeyeceklerdi; yaşayan Allah'a tapınanlar olarak imanları ve adlarıyla yüce bir saygınlık sergileyeceklerdi. Sıkıntı ve yoklukta Allah'ı onurlandırdılar, Allah da onları onurlandırdı. 2GS 283.1
Yahve'ye tapman bu kişilerin Babil'de tutsak olmaları ve Allah'ın evindeki eşyaların Babil ilahlarının tapınağına yerleştirilmiş olması, zafer kazananların kendi dinsel geleneklerinin İbıaniler'in inançlarından daha üstün olduğunu iddia etmelerini sağlamıştı. Ne var ki İsrail'in Allah'tan ayrılmış olmasının getirdiği aşağılanma sayesinde Allah aslında Babil'e kendi üstünlüğünün kanıtını, ilkelerinin kutsallığım ve söz dinlediğin mutlak sonuçlarını göstermişti. Bu tanıklık kendisine bağlı olanlar aracılığıyla verilmişti. 2GS 283.2
Allah'a sadık kalanlar arasında Daniel ve üç arkadaşı vardı. Bu adamlar bilgelik ve güç Allahıyla birleşmenin neler sağlayabileceğine dair etkili örnekler oluşturacaklardı. Yahudi evlerinin sadeliğinden koparılan bu gençler, en ihtişamlı kentlere ve dünyanın en büyük kralının sarayına götürülmüşlerdi. Kral İsrailliler arasından kral soyundan gelme ya da soylu bazı gençlerin seçilip saraya getirilmesi için saray görevlilerinin yöneticisi Aşpenaz'a buyruk verdi. Bu gençler kusursuz, yakışıklı, her konuda bilge, bilgili, öğrenmeye yetenekli, sarayda görev almaya uygun nitelikte kişiler olmalıydı. Aşpenaz onlara Kildaniler'in dilini ve yazısını öğretecekti. Kral bu gençler için kendi sofrasından gündelik yiyecek ve şarap ayırdı. Üç yıl eğitildikten sonra gençler kralın önüne çıkarılacaklardı. 2GS 283.3
Seçilen gençler arasında Yahudalılar'dan Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya da vardı. Bu gençlerde gelecek vaat eden yetenekler gören Nebukadnessar onların krallığındaki önemli konumlara getirilmek üzere eğitilmeleri gerektiğine karar verdi. Görevlerine uygun bir şekilde donanabilmeleri için Kıldani dilini öğrenmelerini ve yalnızca ülkenin yöneticilerine sunulan üç yıllık sıra dışı bir eğitimden geçmelerini sağladı. 2GS 283.4
Daniel ve arkadaşlarının adlarını değiştirilerek Kıldani ilahlarını temsil eden adamlar konuldu. İbrani ana babalar çocuklarına anlamlı adlar verirlerdi. Bu adlar ana babanın çocuğunda görmek istediği karakter niteliklerini temsil ederdi. Tutsak gençlerin başına konulan yönetici Daniel'e Belteşassar, Hananya'ya Şadrak, Mişael'e Meşak, Azarya'ya Aved-Nego adını verdi. 2GS 284.1
Kral, İbrani gençlerin imanlarından dönüp putperestliğe geçmelerini istemedi, ama bunun yavaş yavaş gerçekleşeceğini umut ediyordu. Onlara putları çağrıştıran adlar takarak, her gün putperest geleneklerle içli dışlı olmalarını sağlayarak ve putlara tapınma ayinlerinin ayartıcı etkisini kullanarak onları kendi ulusunun dinine döndürmeyi ve Babillilerin tapınışına katılmalarını sağlamayı umut ediyordu. 2GS 284.2
Görevlerinin en başında bir karakter sınavından geçtiler. Kralın sofrasından gelen yemekle ve şarapla karınlarını doyurmaları istendi. Kral böylece onlardan hoşnut olduğunu ve onların iyiliğini tasarladığını düşünmelerini arzuluyordu. Kralın sofrasındaki yiyeceklerin bir kısmı putlara sunulmuştu, onları yiyen kişi Babil'in ilahlarına saygı göstermiş olacaktı. Yahve Daniel ve arkadaşlarının böyle bir eylemde bulunmalarını yasaklamıştı. O yiyeceklerden tatmak ve şarabı içmek bile imanlarım inkar etmek anlamına gelecekti. Bunu yapmakla putperestliğin çizgisine girmiş ve Allah'ın yasasının ilkelerini çiğnemiş olacaklardı. 2GS 284.3
Üstelik lüks ve sefanın zayıflatıcı etkilerinin bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimlerine köstek olmasına izin veremezlerdi. Musa'nın kitaplarında kayıtlı olan Nadav ve Avihu'nun kusurlu davranışlarını ve bunların sonucunu biliyorlardı; şarap içtikleri takdirde bedensel ve zihinsel güçlerinin köreleceğinin farkındaydılar. 2GS 284.4
Daniel ve arkadaşları ana babaları tarafından sağlam bir karakterle yetiştirilmişlerdi. Allah vergisi yeteneklerinin hesabının sorulacağı onlara anlatılmış, kuvvetlerini zayıflatacak ya da azaltacak hiçbir şey yapmamaları öğretilmişti. Daniel ve arkadaşlarının aldığı eğitim, Babil sarayındaki yozlaştırıcı etkilere karşı korunmalarını sağlayacaktı. Lüksün ve çürümüşlüğün hüküm sürdüğü saraydaki ayartılar çok güçlüydü. Ancak hiçbir güç ya da etki Allah'ın sözünden ve işlerinden öğrendikleri ilkelere sırt çevirmelerini sağlayamazdı. 2GS 284.5
Daniel isteseydi, benimsediği alışkanlıkları bırakmak için çevresinde çok sayıda mantıklı gerekçe bulabilirdi. Kralın lütfu ve yetkisi altında olduğu için onun yiyeceklerini yemekten ve şarabını içmekten başka bir çaresi olmadığını öne sürebilirdi. Allah'ın öğretisine bağlı kaldığı takdirde kralı öfkelendirebilir, hem konumunu hem de canını yitirebilirdi. Rab'bin buyruğunu çiğnediği takdirde ise kralın beğenisini kazanacak hem düşünsel yönden avantajlı olacak hem de dünyasal bir üstünlüğe kavuşacaktı. 2GS 285.1
Ancak Daniel hiç tereddüt etmedi. Allah'ın onayı onun için dünyanın en güçlü yetkilisinden ve hatta yaşamın kendisinden bile daha değerliydi. Sonucu ne olursa olsun doğru olanı yapmaya kararlıydı. Kralın eti ya da şarabıyla kendisini kirletmemeye karar verdi. Bu kararı üç arkadaşı tarafından desteklendi. 2GS 285.2
İbrani gençler bu kararı verirken kendi başlarına buyruk davranmamışlar, tümüyle Allah'a dayanmışlardı. Tuhaf görünmek istemiyorlardı, ama Allah'a saygısızlık etmektense böyle görünmeye bile razıydılar. Koşulların baskısıyla ödün vererek yanlış bir seçim yapsalardı, Allah'ın ilkesinden ayrılmaları doğruya duydukları sevgiye ve yanlışa duydukları nefreti köreltecekti. Birinci yanlış adımın arkasından devamı da gelecekti. Göklerle bağlantıları kopana ve ayartılarla sürüklenmeye başlayana dek bu böyle sürüp gidecekti. 2GS 285.3
Allah saray görevlileri yöneticisinin Daniel'e sevgiyle, sevecenlikle davranmasını sağladı. Adam Daniel'e, “Yiyecek içecek payınızı ayıran efendim kraldan korkarım” dedi, “Eğer yüzünüzü yaşıtınız olan öbür gençlerin yüzünden daha solgun görürse, başımı tehlikeye sokmuş olursunuz.” 2GS 285.4
Daniel bundan sonra kendilerinden özellikle sorumlu olan Melzar'a danışarak kralın yiyeceklerinden ve şarabından uzak durmayı rica etti. On günlük bir sınav teklif etti; kendileri sade yiyecekle yetinecek, diğer arkadaşları ise kralın sofrasından yiyeceklerdi. 2GS 285.5
Melzar kralın hoşnutsuzluğuna neden olmaktan korktuğu halde bu ricayı kabul etti; Daniel davayı kazandığını biliyordu. Nitekim on günlük sınavın sonucunda Melzar korkularının boşa çıktığını anladı. Dört genç kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu. İbrani gençlerin çehreleri diğer arkadaşlarından çok daha canlı görünüyordu. Sonuç olarak 1 Daniel ve arkadaşlarına eğitim süresince sade yiyeceklerinden yemeleri için izin verildi. 2GS 285.6
İbrani gençler üç yıl boyunca Kıldanilerin eğitimini ve dilini öğrendiler. Bu süre içerisinde Allah'a bağlı kaldılar ve O'nun gücüne dayandılar. Kendilerini inkar ederek amaç, çalışkanlık ve dayanıklılık örneği oluşturdular. Onları kralın sarayına, Allah'ı tanımayan ve O'ndan korkmayan insanların bulunduğu yere getiren neden gurur ya da hırs değildi. Onlar sınırsız bilgeliği olan Allah tarafından bu yabancı ülkeye konulmuşlardı. Ülkelerindeki etkilerinden uzak oldukları halde güvenilir olmak, ezilen halklarının saygınlığını ve kulluk ettikleri Allah'ın yüceliğini korumak için güvenilir olmak zorundaydılar. 2GS 286.1
Rab, İbrani gençlerin kararlılıklarını ve kendilerini inkar eden yaşam biçimlerini onayladı; bereketi onlarla birlikteydi. Allah bu dört gence her konuda bilgi, beceri, bilgelik verdi. Daniel her çeşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu. Böylece, “Beni onurlandıranı ben de onurlandırırım” vaadi gerçekleşmiş oldu (1.Samuel 2:30). Daniel sarsılmaz bir güvenle Allah'a bağlandıkça üzerine peygamberlik gücü iniyordu. İnsanlardan saray yaşamının ödevleriyle ilgili eğitim alırken Allah'tan da geleceğin sırlarını yorumlamakla ilgili eğitim alıyor, zamanın sonuna kadar dünya tarihini oluşturan olayları simgeler ve benzetmelerle kayıt ederek gelecek kuşaklara bırakmaya hazırlanıyordu. 2GS 286.2
Gençlerin eğitiminin denenme zamanı geldiğinde, krallık hizmetine alınacak diğer adaylarla birlikte sınava girdiler. İçlerinde Daniel, Hananya, Mişael, Azarya gibisi yoktu. Keskin kavrayışları, engin bilgileri, seçkin dil denetimleri zihinsel güçlerinin azımsanmayacak üstünlüğüne tanıklık ediyordu. Kral bilgelik ve anlayışla ilgili konularda onları sınadı ve dört genci ülkesindeki bütün sihirbazlardan, falcılardan on kat üstün buldu. 2GS 286.3
Babil sarayına bütün ülkelerden gelen temsilciler toplanmıştı. Bu adamlar doğal yeteneklerde ve dünyanın sunabileceği zengin kültürel bilgilerde ustaydılar. Ancak onlara kıyasla İbrani gençlerin eşi benzeri yoktu. Bedensel güç ve güzellikte, düşünsel dirilikte ve yazınsal beceride rakipsizdiler. Dik duruş, kararlı ve esnek yürüyüş, canlı bir çehre, keskin duyular ve kolay tükenmeyen bir enerji - bütün bunlar iyi alışkanlıkların sonucu olduğu gibi yasalarına uyanlara Allah'ın verdiği birer armağandı. 2GS 286.4
Daniel ve arkadaşları Babillilerin bilgeliğini edinirken diğer öğrencilerden çok daha başarılı olmuşlardı; ama öğrenimleri şans eseri oluşmamıştı. Yeteneklerini Kutsal Ruh'un yönlendirişiyle sadık bir şekilde kullanarak bilgi ediniyorlardı. Kendilerini bütün bilgeliğin kaynağı olan Rab'be teslim etmişler, Allah bilgisini eğitimlerinin temel taşı olarak görmüşlerdi. İman yoluyla bilgelik için dua etmişler ve dualarına uygun bir yaşam sürmüşlerdi. Allah'ın kendilerini kutsayabileceği bir konumda yaşamayı seçmişlerdi. Kendilerini kuvvetten düşürecek etkenlerden kaçınmışlar, her öğrenim alanında zihinlerini geliştirmeye bakmışlardı. Düşünsel güçlerini j geliştirmelerine olanak sağlayacak yaşam koşullarını benimsemişlerdi. Bilgi edinmelerinin tek bir hedefi vardı - Allah'ı onurlandırmak. Putperestliğin sahte inançlarının ortasında gerçek inancın temsilcisi olabilmek için imanlı karakterini geliştirmeleri gerektiğinin bilincindeydiler. Allah da onların öğretmeniydi. Sürekli dua ederek, titiz çalışmalar yaparak gözle görülmeyen Allah'la iletişimden ödün vermeyerek Hanok gibi Allah'la birlikte yaşadılar. 2GS 287.1
Herhangi bir iş kolunda gerçek başarı rastlantı, kader ya da şans eseri değildir. Bu başarı Allah'ın sağlayışının, imanın, sağduyunun, erdemin ve dayanma gücünün birer sonucudur. Üstün zihinsel nitelikler ve yüksek ahlaksal değerler kaza sonucu oluşmaz. Allah fırsat verir; başarı da bu fırsatların ne denli iyi kullanıldığına bağlıdır. 2GS 287.2
Allah, Daniel ve arkadaşlarında kendisini hoşnut eden şeyi hem istemeleri, hem de yapmaları için etkindi. Bunu yaparken kurtuluşlarını sonuca ulaştırmış oldular (Filipililer 2:13). Burada Allah'ın işbirliği ilkesi yatmaktadır. Bu ilke olmaksızın gerçek başarıya ulaşmak mümkün değildir. İnsan gayreti Allah'ın gücü olmadıkça işe yaramaz. Aynı şekilde insan gayreti olmadan Allah'ın gücü yarar sağlamaz. Allah'ın lütfu O'nun isteğini yerine getirmemiz için bizlerde işlemektedir, ama bizim gayretimizin yerini alamaz. 2GS 287.3
Rab Daniel ve arkadaşlarıyla nasıl işbirliği yaptıysa, kendi yoluna baş koyanlarla aynı şekilde işbirliği yapacaktır. Kutsal Ruh'un gücüyle her insan tasarısını ve her soylu amacı teşvik edecektir. Söz dinleme yolunda yürüyenler birçok engelle karşılaşabilirler. Güçlü, sinsi etkiler böyleleriui dünyaya bağlayabilir; ama Rab seçilmiş olanları yenilgiye uğratmayı hedefleyen her türlü etkeni boşa çıkarabilecek güçtedir. O'nun gücü her türlü ayartıyı ve her zorluğu alt edebilir. 2GS 287.4
Allah, Daniel ve arkadaşlarını Babil'in büyük adamlarıyla buluşturdu, böylece putperest bir ulusun ortasında kendi karakterinin temsil edilmesini arzuluyordu. Onlar bu denli büyük bir güven ve onur gerektiren bir konuma nasıl uygun görüldüler? Onların bütün yaşamını biçimlendiren küçük işlerde güvenilir olma ilkesiydi. Büyük sorumluluklarda olduğu kadar küçük işlerde de Allah'ı onurlandırdılar. 2GS 288.1
Allah, Daniel'i nasıl Babil'de kendisine tanıklık etmesi için çağırdıysa, aynı şekilde bizi de günümüzde dünyaya tanıklık etmek için çağırıyor. Yaşamın hem büyük hem de küçük işlerinde insanlara O'nun krallığının ilkelerini açıklamamızı istiyor. Birçokları kendilerine büyük işler verilmesini beklerler, ama böyle yaparak günlük küçük işlerde Allah'ı onurlandırma fırsatını gözden kaçırırlar. Büyük yeteneklerini kullanabilecekleri ve böylece hırslarını tatmin edebilecekleri büyük işler beklerken günler gelip geçer. 2GS 288.2
Gerçek bir Mesih inanlısının yaşamında önemsiz iş yoktur. Her şeye gücü yeten Allah'ın gözünde her iş önemlidir. Rab her hizmet olanağını eksiksiz bir şekilde ölçer. Kullanılan yeteneklerin yanı sıra kullanılmayan yeteneklerden de hesap sorulur. Allah'ı yüceltmek için yapmamız gereken ama yapmadığımız şeylerin hesabını vereceğiz. 2GS 288.3
Sağlam bir karakter rastlantı sonucu oluşmaz; bunlar sadece Allah'ın sağlayışının ya da özel beğenisinin eseri değildir. Bunlar öz denetimin, Allah'ın doğasına teslim olmanın, Allah'ın ve insanın hizmetine adanmanın birer sonucudur. 2GS 288.4
İbrani gençlerin sergilediği sadakat ve sağlam karakter ilkeleri aracılığıyla Allah günümüzdeki gençlere seslenmektedir. Daniel gibi doğruluk uğruna gerekeni cesaretle yapacak insanlara ihtiyaç vardır. Pak yüreklere, güçlü ellere ve yılmaz cesarete büyük bir ihtiyaç vardır. Çünkü adalet uğruna kötülüğe karşı verilen savaş sürekli uyanıklık gerektirmektedir. Şeytan her insanı iştahının eğilimli olduğu noktalardan yaklaşarak çeşitli biçimlerde ayartmaktadır. 2GS 288.5
Beden, karakter gelişimi için zihnin ve canın etkin olduğu en önemli aracıdır. Bu nedenle canlarımızın düşmanı ayartılarını bedensel gücü zayıf düşürecek ve köreltecek şekilde yöneltmektedir. Onun başarılı olması durumunda kişi kötülüğe tüm varlığıyla teslim olacaktır. Bedensel doğanın eğilimleri, Allah'ın gücüne teslim edilmedikçe yıkım ve ölüm getirecektir. Bedenin Allah'ın üstün gücüne bırakılması ve tabi tutulması gereklidir. Tutkular iradenin, irade de Allah'ın denetimin de olmalıdır. Allah'ın lütfuyla kutsanan akıl, yaşamı yönetmelidir. Bedensel güç, düşünsel güç ve ömrün uzunluğu değişmez yasalara bağlıdır. Bu yasalara uyan kişi kendisi üzerinde, kendi eğilimleri üzerinde, bu dünyanın karanlık güçleri ve yüksek yerlerdeki ruhsal kötülükler üzerinde zaferli olacaktır (Efesliler 6:12). 2GS 288.6
Müjdeyi simgeleyen o eski ayinde Allah'ın sunağına lekeli hiçbir şey getirilemezdi. Mesih'i temsil eden kurban lekesiz olmalıydı. Allah'ın sözü bu örneği kullanarak çocuklarının 'diri kurbanlar' olarak 'kutsal ve lekesiz' bir yaşam sürmeleri gerektiğini göstermektedir (Romalılar 12:1; Efesliler 5:27). 2GS 289.1
İbrani gençler de bizim gibi tutkulu insanlardı; Babil sarayının ayartıcı etkilerine rağmen sıkı durdular, çünkü Allah'ın sınırsız gücüne dayanıyorlardı. İmansız ulus onlara baktığı zaman Allah'ın iyiliğini ve Mesih'in sevgisini görüyordu. Bu gençler ayartı üzerinde ilkenin, yozluğun üzerinde paklığın, Allahsızlığın ve putperestliğin üzerinde adanmışlığın ve bağlılığın zaferini gördüler. 2GS 289.2
Daniel, günümüzdeki gençlerin de sahip olabileceği bir ruh taşıyordu. Günümüzdeki gençler de aynı güç kaynağına, öz denetime sahip olabilirler, olumsuz koşullarda bile yaşamlarındaki lütfu sergileyebilirler. Özellikle büyük kentlerimizde var olan serkeşlikle ve türlü tensel zevklerle ayartılsalar bile Allah'ın lütfuyla hiç sarsılmadan O'nu onurlandırabilirler. Güçlü bir kararlılık ve uyanıklık sayesinde insan ruhuna sızan her ayartıyı alt edebilirler. Yalnızca doğru olanı doğru olduğu için yapan kişiler sayesinde zafere ulaşılabilir. 2GS 289.3
Bu soylu İbranilerin yaşam görevleri ne büyüktü! Çocukluklarına ait evlerine veda ederlerken, gelecekleriyle ilgili pek az hayal kurabiliyorlardı. Sadık ve güvenilir olmayı seçerek Allah'ın tasarısının kendileri aracılığıyla gerçekleşmesi için Allah'ın yönlendirişine teslim oldular. 2GS 289.4
Allah bu gençler aracılığıyla açıklanan yüce gerçekleri günümüzdeki gençler ve hatta çocuklar aracılığıyla açıklamayı arzular. Daniel'in ve arkadaşlarının yaşamı kendilerini Allah'a teslim edenler ve O'nun tasarısını bütün yürekleriyle gerçekleştirmeyi hedefleyenler aracılığıyla nelerin olabileceğini gözler önüne sermektedir. 2GS 289.5