Go to full page →

22—Selanik EI 193

[Bu bölüm, Elçilerin İşleri 17:1—10 ayetlerine dayanmaktadır.]

Pavlus ile Silas, Filipi’den ayrıldıktan sonra Selanik’e gittiler. Burada, Yahudi havrasında büyük topluluklara hitap etme ayrıcalığı buldular. Görünüşleri kısa süre önce gördükleri utanç verici muamelenin izlerini taşıyordu ve olan bitene dair bir açıklama gerektiriyordu. Bunu kendilerini yüceltmek yerine, kurtuluşlarını sağlayan Kişi’yi överek yaptılar. EI 193.1

Pavlus, Selaniklilere vaaz ederken Mesih’e ilişkin Eski Ahit peygamberlik sözlerine atıfta bulundu. Mesih kendi hizmeti sırasında öğrencilerinin zihinlerini bu peygamberlik sözlerine açmıştı; “Musa’nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar’ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı” (Luka 24:27). Petrus Mesih’i vaaz ederken ka-nıtlarını Eski Ahit’ten getirmişti. İstefanos aynı yolu izlemişti. Pavlus da, kendi hizmetinde Mesih’in doğumunu, çekeceği acıları, ölümünü, dirilişini ve göğe yükselişini önceden bildiren kutsal yazılara atıfta bulundu. Musa’nın ve peygamberlerin ilhamla yazılmış tanıklıkları aracılığıyla, Nasıralı İsa’nın Mesih olarak kimliğini açıkça kanıtladı ve Adem’in zamanından beri ataların ve peygamberlerin ağzıyla konuşanın Mesih’in sesi olduğunu gösterdi. EI 193.2

Vaat Edilen Kişi’nin gelişine dair açık ve özel peygamberlik sözleri verilmişti. Adem’e, Kurtarıcı’nın gelişine ilişkin güvence verilmişti. Şeytan için verilen hüküm, “Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın” (Yaratılış 3:15), ilk anne-babamız için Mesih aracılığıyla gerçekleştirilecek olan kurtuluşun bir vaadiydi. EI 194.1

İbrahim’e, dünyanın Kurtarıcısı’nın kendi soyundan geleceği vaadi verilmişti: “Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak” (Yaratılış 22:18); “Tanrı birçok kişiden söz ediyormuş gibi, ‘Ve soyundan olanlara’ demiyor; ‘Soyundan olana’ demekle tek bir kişiden, yani Mesih’ten söz ediyor” (Galatyalılar 3:16). EI 194.2

Musa, İsrail’in önderi ve öğretmeni olarak çalışmasının sonlarına doğru, gelecek olan Mesih’i açık bir şekilde önceden haber verdi. Bir araya gelmiş olan İsrail topluluğuna şöyle bildirdi: “Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin.” Ve Musa İsraillilere, bunu kendisine Horev Dağı’ndayken bizzat Allah’ın bildirdiğine dair güvence verdi, O şöyle demişti: “Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek” (Yasanın Tekrarı 18:15, 18). EI 194.3

Mesih kraliyet soyundan olacaktı, zira Yakup tarafından söylenen peygamberlik sözünde Rab şöyle demişti: “Sahibi gelene kadar krallık asası Yahuda’nın elinden çıkmayacak, yönetim hep onun soyunda kalacak, uluslar onun sözünü dinleyecek.” (Yaratılış 49:10). EI 194.4

Yeşaya şöyle peygamberlikte bulundu: “İşay’ın kütüğünden yeni bir filiz çıkacak, kökünden bir fidan meyve verecek.” “Kulak verin, bana gelin. Dinleyin ki yaşayasınız. Ben de sizinle sonsuz bir antlaşma, Davut’a söz verdiğim kalıcı iyilikleri içeren bir antlaşma yapayım. Bakın, onu halklara tanık, önder ve komutan yaptım. Tanımadığınız ulusları çağıracaksınız, sizi tanımayan uluslar koşa koşa size gelecek. Tanrınız RAB’den, İsrail’in Kutsalı’ndan ötürü gelecekler. Çünkü RAB sizleri yüceltecek” (Yeşaya 11:1; 55:3-5). EI 194.5

Yeremya da Kurtarıcı’nın Davut’un ailesinden bir Önder olarak gelişine tanıklıkta bulundu: ” ‘İşte Davut için doğru bir dal çıkaracağım günler geliyor’ diyor RAB. ‘Bu kral bilgece egemenlik sürecek, ülkede adil ve doğru olanı yapacak. Onun döneminde Yahuda kurtulacak, İsrail güvenlik içinde yaşayacak. O, ‘RAB doğruluğumuzdur’ adıyla anılacak.’ ” Ve yine: “RAB şöyle diyor: İsrail tahtı üzerinde oturan Davut soyunun ardı arkası kesilmeyecek. Levili kâhinlerden önümde yakmalık sunu sunacak, tahıl sunusu yakacak, kurban kesecek biri hiç eksik olmayacak” (Yeremya 23:5, 6; 33:17, 18). EI 195.1

Mesih’in doğum yeri dahi önceden bildirilmişti: “Sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail’i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak. Onun kökeni öncesizliğe, zamanın başlangıcına dayanır” (Mika 5:2). EI 195.2

Kurtarıcı’nın yeryüzünde yapacağı işin planı bütün ayrıntılarıyla çizilmişti: “RAB’bin Ruhu, bilgelik ve anlayış ruhu, öğüt ve güç ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu onun üzerinde olacak. RAB korkusu hoşuna gidecek.” Bu şekilde meshedilen Kişi, “yoksullara müjde ile[tecek]... yüreği ezik olanların yaralarını sa[racak], tutsaklara serbest bırakılacaklarını, zindanlarda bulunanlara kur-tulacaklarını, RAB’bin lütuf yılını, Tanrımız’ın öç alacağı günü ilan [edecek], yas tutanların hepsini avu[tacak], Siyon'da yas tutanlara yardım sağla[yacak], kül yerine çelenk, yas yerine sevinç yağı, çaresizlik ruhu yerine onlara övgü giysisini ve[recekti]... Öyle ki, RAB’bin görkemini yansıtmak için, Onlara ‘RAB’bin diktiği doğruluk ağaçları’ densin” (Yeşaya 11:2, 3; 61:1-3). EI 195.3

“İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhum’u onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak. Bağırıp çağırmayacak, sokakta sesini yükseltmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak, tüten fitili söndür meyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak. Yeryüzünde adaleti sağlayana dek umudunu, cesaretini yitirmeyecek. Kıyı halkları onun yasasına umut bağlayacak” (Yeşaya 42:1-4). EI 195.4

Pavlus, ikna edici bir güçle Eski Ahit Yazıları’ndan, “Mesih’in acı çekip ölümden dirilmesi gerektiği[ni]” açıklayarak tartıştı. Mika, “İsrail’i yönetenin yanağına değnekle vuracaklar” diye peygamberlik etmemiş miydi (Mika 5:1)? Ve Vaat Edilen Kişi, kendisi hakkında Yeşaya aracılığıyla, “Bana vuranlara sırtımı açtım, yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim” diye peygamberlikte bulunmamış mıydı (Yeşaya 50:6)? Mesih, mezmurcu aracılığıyla insanlardan göreceği muameleyi önceden bildirmişti: “İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor. Beni gören herkes alay ediyor, sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki, ‘Sırtını RAB’be dayadı, kurtarsın bakalım onu, madem onu seviyor, yardım etsin!’ ” “Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” “Kardeşlerime yabancı, annemin öz oğullarına uzak kaldım. Çünkü evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirdi, sana edilen hakaretlere ben uğradım.” “Hakaret kalbimi kırdı, dertliyim, acılarımı paylaşacak birini bekledim, çıkmadı, avutacak birini aradım, bulamadım” (Mezmur 22:6-8, 17, 18; 69:8, 9, 20). EI 196.1

Yeşaya’nın Mesih’in çekeceği acıları ve ölümünü bildiren peygamberlik sözleri ne kadar da şüphe götürmez bir şekilde açıktı! Peygamber, “Verdiğimiz habere kim inandı? RAB’bin gücü kime açıklandı?” diye soruyordu. “O RAB’bin önünde bir fidan gibi, kurak yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu. İnsanlarca hor görüldü, yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü, ona değer vermedik. EI 196.2

“Aslında hastalıklarımızı o üstlendi, acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. EI 196.3

“Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi. O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını. Acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü. Halkımın isyanı ve hak ettiği ceza yüzünden yaşayanlar diyarından atıldı. Onun kuşağından bunu düşünen oldu mu?” (Yeşaya 53:1-8). EI 197.1

O’nun ölümünün biçimi dahi haber verilmişti. Çölde tunç yılanın yukarı kaldırıldığı gibi, gelecek Kurtarıcı’nın da o şekilde yukarı kaldırılması gerekiyordu, “öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun” (Yuhanna 3:16). EI 197.2

“Ve biri ona diyecek: Kollarının arasındaki bu yaralar ne? Ve diyecek: Dostlarımın evinde aldığım yaralar” (Zekeriya 13:6 [KM]). EI 197.3

“Şiddete başvurmadığı, ağzından hileli söz çıkmadığı halde, ona kötülerin yanında bir mezar verildi, ama öldüğünde zenginin yanındaydı. Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü, acı çekmesini istedi” (Yeşaya 53:9, 10). EI 197.4

Fakat kötü insanların elinde ölüme katlanması gereken Kişi, günaha ve mezara galip gelmiş olarak yeniden dirilecekti. İsrail’in Tatlı Dilli Ozanı, Her Şeye Kadir Olan’ın verdiği ilhamla, diriliş sabahındaki görkeme tanıklık etti. Sevinçle, “Bedenim güven içinde” diye ilan etti. “Çünkü sen beni ölüler diyarına [mezara] terk etmezsin, sadık kulunun çürümesine izin vermezsin” (Mezmur 16:9, 10). EI 197.5

Pavlus, Allah’ın kurban ibadetini “kesime götürülen kuzu gibi” olan Kişi’yle ilgili peygamberlik sözlerine nasıl yakın bir ilişkiyle bağladığını gösterdi. Mesih, hayatını “suç sunusu” olarak vermeliydi. Kurtarıcı’nın kefaretinin sahnelerine yüzyıllar ötesinden bakan Yeşaya peygamber, Allah’ın Kuzusu’na ilişkin tanıklıkta bulundu: “canını feda etti, başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahını O üzerine aldı, başkaldı- ranlar için de yalvardı” (Yeşaya 53:7, 10, 12). EI 197.6

Peygamberlik sözünün bildirdiği Kurtarıcı, Yahudi ulusunu dünyasal zulümcülerinden kurtaracak dünyevi bir kral olarak değil, insanlar arasında fakir ve alçakgönüllü bir hayat yaşayarak, en sonunda aşağılanacak, reddedilecek ve öldürülecek olan, bir insan olarak gelecekti. Eski Ahit Yazıları’nda önceden bildirilen Kurtarıcı, kendisini düşkün nesil yararına kurban olarak sunacak, böylece çiğnenmiş olan yasanın her gereğini yerine getirecekti. O’nda, kurban örnekleri asıllarıyla buluşacak, O’nun çarmıh üzerindeki ölümü tüm Yahudi sisteminin asıl anlamını tümüyle ortaya koyacaktı. EI 198.1

Pavlus, Selanikli Yahudilere kendisinin önceden törensel yasa için gösterdiği gayreti ve Şam kapısındaki harika tecrübesini anlattı. İhtida etmesinden önce kalıtsal bir dindarlığa güveniyordu; bu boş bir umuttu. İmanı Mesih’e bağlı değildi; bunun yerine şekillere ve törenlere itimat etmişti. Yasa için gösterdiği gayret Mesih’e imandan kopuktu, dolayısıyla hiçbir yararı yoktu. Bir yandan yasanın gereklerini yerine getirmede kusursuz olmakla övünürken, yasaya bütün değerini kazandıran Kişi’yi reddetmişti. EI 198.2

Fakat ihtida ettiği zaman her şey değişmişti. Nasıralı İsa, kutsallarının şahsında eziyet ettiği Kişi, ona vaat edilen Mesih olarak göründü. Zulmedici, O’nu Allah’ın Oğlu olarak, yeryüzüne peygamberlik sözlerini yerine getirmek için gelmiş, Kutsal Yazılar’ın tüm ayrıntılarının hayatında yerine getirildiği Kişi olarak gördü. EI 198.3

Pavlus müjdeyi Selanik’teki havrada kutsal bir cesaretle ilan ederken, tapınak ibadetiyle ilişkili ayinlerin ve törenlerin gerçek anlamının üzerine bir ışık seli döküldü. Dinleyicilerinin zihinlerini dünyasal ibadetlerin ve Mesih’in göksel tapınaktaki hizmetinin ötesine, Mesih’in arabuluculuk görevini tamamladıktan sonra kudretle ve büyük görkemle yeniden gelerek yeryüzünde kendi krallığını kuracağı zamana taşıdı. Pavlus, Mesih’in ikinci gelişine inanan biriydi; bu olayla ilgili gerçekleri öylesine net ve etkili bir şekilde sundu ki, dinleyenlerin çoğunun zihinlerinde hiçbir zaman silinmeyen bir izlenim meydana geldi. EI 198.4

Pavlus Selaniklilere peş peşe üç Sebt günü vaaz etti, onlarla “dünya kurulalıdan beri boğazlanmış Kuzu” olan Mesih’in hayatı, ölümü, dirilişi, gökteki işi ve gelecekteki görkemi hakkındaki Kutsal Yazılar’dan kanıtlarla tartıştı (Vahiy 13:8). Mesih’i yüceltti, zira O’nun görevini doğru şekilde anlamak, Eski Ahit Yazıları’nı açarak, bunların zengin hazinelerine erişimi sağlayan anahtardır. EI 199.1

Müjdenin gerçekleri Selanik’te böylece büyük bir güç ile ilan edildikçe, büyük kalabalıkların dikkati çekildi. “Onlardan bazıları, Tanrı’ya tapan Grekler’den büyük bir topluluk ve ileri gelen kadınların da birçoğu ikna olup Pavlus’la Silas’a katıldılar.” Elçiler daha önce gittikleri yerlerde olduğu gibi, sert bir muhalefetle karşılaştılar. “İman etmeyen Yahudiler” kıskançlıkla doldular (Kİ). Bu Yahudiler o zamanlar Roma gücünün takdirini kazanabilmiş değillerdi, çünkü kısa bir süre önce Roma'da bir isyan çıkarmışlardı. Kendilerine şüpheyle bakılıyordu ve özgürlükleri de bir ölçüde kısıtlanmıştı. Şimdi ise ortamın avantajını kullanarak yeniden takdir kazanmak ve aynı zamanda elçiler ile Mesih inancına ihtida etmiş olanları karalamak için bir fırsat elde ettiklerini görmüşlerdi. EI 199.2

Bu işe “çarşı pazardan topladıkları bazı kötü insanlar[la]” bir araya gelerek giriştiler, ve bu sayede “kentte kargaşalık çıkart[mayı]” başardılar. Elçileri bulma umuduyla “Yason’un evine saldırdılar;” ancak ne Pavlus’u ne de Silas’ı bulamadılar. Ve “onları bulamayınca,” toplanan kalabalık çılgınca bir hayal kırıklığı içinde “Yason ile bazı kardeşleri kent yetkililerinin önüne sürüklediler. ‘Dünyayı altüst eden o adamlar buraya da geldiler’ diye bağırıyorlardı. ‘Yason onları evine aldı. Onların hepsi, İsa adında başka bir kral olduğunu söyleyerek Sezar’ın buyruklarına karşı geliyorlar.’ ” EI 199.3

Pavlus ile Silas bulunamadığından, hakimler huzuru sağlamak için suçlanan imanlıları tutukladılar. Şiddetin büyümesinden korkan “kardeşler hemen o gece Pavlus’la Silas’ı Veriya Kenti’ne gönderdiler.” EI 200.1

Bugün rağbet görmeyen gerçekleri öğretenlerin, zaman zaman, Hristiyan olma iddiasındakilerden dahi olsa, Pavlus ve çalışma arkadaşlarının aralarında çalıştıkları insanlardan gördüğünden daha iyi bir kabul görmezlerse, cesaretleri kı- rılmamalıdır. Çarmıhın habercileri her zaman İsa’nın adında çalışarak, uyanıklık ve dua ile silahlanmalı, iman ve cesaretle ilerlemelidirler. Mesih’i, insanın göksel tapınaktaki arabulucusu, Eski Ahit düzeninin tüm kurbanlarının üzerine odaklandığı, ve kefaret edici kurbanlığıyla Allah’ın yasasını çiğneyenlerin O’nda huzur ve bağışlanma bulacağı Kişi olarak yüceltmelidirler. EI 200.2