Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Dokuzuncu Bölüm: Doğum günleri, beyzbol ve otomobiller

    Elmshaven’de Büyükanne Ellen’in yanında yaşarken en iyi hatıralarımdan bir tanesi ise doğum günleriydi.BEB 31.1

    Benim annem Ella, sekiz yaşındayken onun annesi öldü. Sonra Büyükanne Ellen kollarını açıp annemi ve onun kardeşi olan Mabeli evine aldı. Seneler sonra Avusturya’da annemin babası Ethal May Lacey adında bir kadınla evlendi. O benim annemden sadece sekiz yaş büyüktü. Sonra Virgil ve ben doğduğumda, o büyükanne olmak için çok gençti. O bizim ona ‘Anne White’ dememizi istiyordu. Biz onu çok seviyorduk.BEB 31.2

    Her sene, Anne White, ben ve küçük oğulları, Arthur ve Fransis için bir doğum günü planlardı. Bizim doğum günlerimizin tarihleri arasında yalnızca birkaç gün vardı. Önceden söz ettiğim gibi, Arthur Virgil ile aynı yaştaydı ve Fransis benden üç yaş küçüktü. Anne White bize hep dondurma partisi yapardı-özel bir hediyeydi.BEB 31.3

    Benim ikiz amcalarım, Henry ve Herbert sanatoryumun marketinden büyük bir buz satın aldı. Bu buzu küçük bir vagonla tepeden aşağa indirdiler. Onlar yok iken, Anne White karamele benzeyen bir tatlı yaptı. Soğuttu ve sonra da dondurma kabına koydu.BEB 31.4

    Eve döndüklerinde, ikizler buzu mahzenin merdivenlerinde ezdiler. Sonra da buza tuz karıştırdılar ve kabın etrafına koydular. Buz kabı döndürüldüğünde, kap buzun etrafında dönmeye başlar ve içindeki karamele benzeyen bir tatlı özel bıçaklarla karıştırılırdı.BEB 32.1

    İlk başta, ben bile dondurma kabını döndürebilirdim. Ama içindeki karamele benzeyen tatlı soğumaya başlardı, o kadar soğuyup donardı ki ancak ikizlerin güçlü kollarının döndürebileceği bir hale gelirdi. Artık bir kez daha döndürülemediğinde, “Donmuş” deme zamanı geliyordu. Birden, nerden geldiği bilinmeyen bir şekilde herkes merdivenlerde küçük bir parça dondurma istiyordu.BEB 32.2

    Biz çoğu zaman doğum günlerini ağaçların altında piknik masasının etrafında kutluyorduk. Annem pastayı getirirdi. Bazen iki pasta gerekiyordu, çünkü bir pasta yetmiyordu orada bir düzineden fazla insan olurdu.BEB 32.3

    Büyükanne Ellen dışarıya çıkıp bize katılamayacak kadar hasta yada yorgun olduğu zaman, biz her zaman ona bir dilim pasta götürürdük.BEB 32.4

    Hatırladığım çok özel olan diğer bir zaman ise Sebt Günü’ydü. Babam, Calistoga adında bir kasabaya yakın dua evinde vaaz veriyordu. Biz sabahları faytonumuza binip gidiyorduk, atımızın adı Babe’di. Eğer Sebt Okuluna zamanında varmak istiyorsak erkenden yola çıkmalıydık. Biz her zaman zamanında gitmek istiyorduk. Babam vaazcı olduğundan beri, erken gidip iyi bir örnek olmak istiyordu.BEB 32.5

    Her hafta Babam dua evine ilk gelenlerden biriydi. Ve son gidenlerden biriydi. Babama gidip, “Hadi gidelim” dememem gerektiğini öğrenmiştim.BEB 32.6

    Aynı sizler gibi, biz de Sebt servisinden sonra her zaman acıkıyorduk. Ve önümüzde uzun bir dönüş vardı. Ama annemin her zaman faytonda sakladığı bir öğlen yemeği vardı. Biz sonunda dua evinden ayrıldıktan sonra, babam bizi çok sevdiğimiz yer olan temiz ama soğuk suyu olan derenin yakınında ki bol çimlik alana doğru bizi götürürdü. Sonra da Babe’i yemesi için bir çim yada samanlık bir yerde onu sallardık.BEB 33.1

    Ve sonra da annemiz, yere örtü koyarken ona yardım etmemiz için bize izin verirdi, sonra bir sepet dolusu yemek getirirdi. Dışarıda yemek yemek içeride yemek sofrasında yemek yemekten daha lezzetli gelmiyor mu? Bizimki her zaman lezzetliydi.BEB 33.2

    Öğlen yemeğinden sonra, ailem küçük bir uyku için yere yatarlardı. Virgil ve ben ise sessizce derede oynardık. Biz her zaman, Sebt okulunu ve sessizce oynadığımız oyunları hatırlıyoruz. Ama bir keresinde Virgil’in bir kertenkele tuttuğunu ve bunu elbisemin arkasına koyduğunu hep hatırlarız. Sonra ne olduğu eminim tahmin edebiliyorsundur? Annem Virgil’i uzun bir süre bir tahtanın üzerinde oturttuğu zaman kendimi hiç kötü hissetmedim.BEB 33.3

    Sonra, ailemle birlikte ormanda kısa bir yürüyüş yaptık. Daha sonra ise, eve dönmeden önce annem ve babam, bize Küçük Arkadaşımız’la ilgili hikaye okudular.BEB 33.4

    Hatırlayabildiğim en iyi anı ise, anne ve babamın bizimle beyzbol oynadıkları zamandı.BEB 33.5

    Bir beyzbol alanı olsun diye, Büyükanne Ellen torununa bir arazi verdi. Bazen sıcak yaz öğlenlerinde birileri gelip, “bu akşam top oynayalım” derdi. Daha sonra, oynamak isteyen herkes, burada meşgul olurdu.BEB 33.6

    Evdeyken, anneme ekmek yapmakta veya sandviç yapmasında yardım ederdim. Annem, beyaz fındıklı ve kuru üzümlü kurabiye yapsın diye bahçeden meyve toplardım, ve içmek için soğuk süt getirirdim. Bir keresin de, Arthur ve Grace’in bir kase içinde satın aldıkları güzel ve tatlı çileği hatırlıyorum.BEB 33.7

    Arada sırada, sıcak ve güzel günler olduğunda, birileri büyükannemi ve Sara Teyzeyi alıp gelirdi. Onlar büyükannem rahat etsin diye onun üstüne bir örtü koyarlardı.BEB 34.1

    Büyükannem, hem kızların hem de erkeklerin topa vurmasını öğrenmeleri gerektiğini söyledi. Ben, babamın Virgil ve Arthur’a beyzbol sopasını nasıl tutacaklarını ve vuracaklarını, onlara gösterirken ki hallerini hala gözümün önünde. Büyük oyuncular, daha sabırlı oldukları için, benimde bir vuruş yapmama kızmıyorlardı.BEB 34.2

    Birileri topa vurduğu zaman büyükannem gülüp el çırpardı.BEB 34.3

    Ve Virgil’in, eve gelene kadar koşmaktan yorulup hemen eve girdiği bir zamanı hatırlıyorum.BEB 34.4

    Sonra bağırmaya başladı. Ve dedi ki, “Henry ve Herbert bir otomobil almışlar! Bu bir siyah Ford arabaydı. Onlar, beni ve Arthur’u bir gezintiye çıkaracaklarını söylediler.”BEB 34.5

    Soluk almadan dedi ki, “Baba, bizim bir otomobile ihtiyacımız var. Lütfen bir tane al. Kullanabileceğimden eminim, bunu yapabilirim.”BEB 34.6

    Babam cevabını gülümseyerek verdi. “Sende biliyorsun ki, Henry ve Herbert babalarından bir araba istediklerinde babaları onlara, yeterince para kazandıklarında bir araba alabileceklerini söyledi. O araba için harcadıkları her kuruşu çok çalışarak kazandılar. Böylece, Virgil eğer sen para kazanırsan seninde bir araban olabilir, hem de bu araba senin olur.”BEB 34.7

    Virgil bunun çok zaman alacağını biliyordu. Ama o kazandığı parayı topladı ve alacağı arabayı hayal etti. Ve o on-dokuz yaşındayken, ilk arabasını aldı.BEB 34.8

    Henry ve Herbert’in arabasına ilk binen kişilerden bir tanesi Büyükanne Ellen’di. O, onlar için çok mutluydu ve bir arkadaşına mektubunda şunları yazdı:BEB 35.1

    “Willie ve ailesi çok iyi ve onun ikizleri çalışmakla meşguller. Onlar devamlı çalışarak araba satın aldılar, ve dün ilk kez onların arabasına bindim. Bu, hayatım boyunca bindiğim en kolay araçtı.”BEB 35.2

    Benim ve Virgil’in, ilk otomobile bindiğimiz o heyecanlı günü hala hatırlayabiliyorum. Onlar, bizi tepeye, Sanatoryuma ve dağdaki Pacific Union Kolejine götürdüler.BEB 35.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents