Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 7 - Öğrenciliğin Ölçütü

    “Bir kimse Mesih’teyse,
    yeni yaratıktır;
    Eski şeyler geçmiş,
    her şey yeni olmuştur.”
    GY 36.1

    (2. Korintliler 5:17)

    Bir kimse ihtidanın tam saatini veya yerini söyleyemeyebilir veya koşullar zincirinin izini süremeyebilir, fakat bu onun ihtida etmemiş olduğunu kanıtlamaz. Mesih, Nikodim’e şöyle dedi: “Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh’tan doğan herkes böyledir” (Yuhanna 3:8). İnsan kalbinde işleyen Allah’ın Ruhu, aynı kendisi görünmez ancak etkileri kolaylıkla görülen ve hissedilen rüzgâr gibidir. Hiçbir insan gözünün göremediği o yenileyici güç, ruhta yeni bir can yaratır; Allah’ın suretinde yeni bir varlık yaratır. Ruhun işi sessiz ve görülemez olsa da, etkisi dışavurulur. Kalp Allah’ın Ruhu tarafından yenilenmiş ise, hayat bu gerçeğe tanıklık edecektir. Biz kendiliğimizden kalbimizi değiştirmek veya kendimizi Allah ile uyumlu hale getirmek için hiçbir şey yapamazsak da; kendimize veya kendi iyiliğimize hiçbir şekilde güvenmememiz gerekse de, hayatlarımız Allah’ın lütfunun içimizde ikamet edip etmediğini açığa çıkaracaktır. Karakterde, alışkanlıklarda ve uğraşlarda bir değişiklik görülecektir. Bunların eski ve yeni şekli arasında kesin ve açık bir farklılık olacaktır. Karakter, ara sıra yapılan iyi işler ve yanlışlar ile değil, alışkanlık edinilmiş sözlerin ve eylemlerin genel eğilimiyle açığa çıkar.GY 36.2

    Mesih’in yenileyici gücü olmadan, davranışların dış görünümde uygun olabileceği doğrudur. Nüfuz düşkünlüğü ve başkaları tarafından takdir edilme arzusu, iyi düzenlenmiş bir hayat meydana getirebilir. Özsaygı, bizi kötülük gürünümünden kaçınmaya yönlendirebilir. Bencil bir kalp cömert eylemlerde bulunabilir. Öyleyse kimin tarafında olduğumuzu nasıl değerlendirebiliriz?GY 36.3

    Kalp kime aittir? Düşüncelerimiz kiminledir? Kimin hakkında konuşmaktan hoşlanıyoruz? En candan sevgimize ve en iyi enerjimize kim sahiptir? Eğer Mesih’e ait isek, düşüncelerimiz O’nunladır ve en tatlı düşüncelerimiz O’nun hakkındadır. Biz olan ve bizim olan her şey O’na adanmıştır. O’nun suretini yansıtmaya, O’nun ruhunu solumaya, O’nun iradesini gerçekleştirmeye ve yaptığımız her şeyde O’nu hoşnut etmeye can atarız.GY 37.1

    İsa Mesih’te yeni yaratık olanlar Ruh’un meyvelerini vereceklerdir: “Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir” (Galatyalılar 5:22, 23). Artık kendilerini eski eğilimlere göre şekillendirmeyecekler, aksine Allah’ın Oğlu’na olan imanlarıyla O’nun adımlarında yürüyecek, O’nun karakterini yansıtacak ve O’nun pak olduğu gibi kendilerini paklayacaklar. Bir zamanlar nefret ettikleri şeyleri şimdi seviyorlar, sevdikleri şeylerden ise nefret ediyorlar. Kibirli ve kendine çok güvenenler, mütevazı ve alçakgönüllü olur. Gösterişçi ve kendini beğenmiş olanlar, ciddi ve dikkat çekmekten kaçınır olur. Sarhoşlar ayık olur, ahlaksızlar iffetli olur. Dünyanın gösterişçi gelenekleri ve modaları bir kenara bırakılır. Hristiyanlar, “dıştan süs”ü değil, “yumuşak ve sakin ruhun bozulmayan süsü[nü], yüreğin gizli insanı”nı arayacaklardır (1. Petrus 3:3, 4 [Kİ]).GY 37.2

    Değişim getirmediği sürece gerçek tövbenin kanıtı yoktur. Aldığı rehini geri verirse, çaldığını öderse, günahlarını itiraf ederse, Allah’ı ve insan kardeşlerini severse, günahkâr, ölümden hayata geçtiğinden emin olabilir.GY 37.3

    Hatalı, günahlı varlıklar olarak Mesih’e gelip O’nun affedici lütfunun paydaşları olunca, kalpte sevgi doğar. Her yük hafiftir, zira Mesih’in yüklediği boyunduruk kolaydır. Görev bir zevk haline gelir ve fedakârlık keyif olur. Önceden karanlığa bürünmüş gibi görünen yol, artık Doğruluk Güneşi’nin huzmeleriyle parlar.GY 37.4

    Mesih’in karakterinin güzelliği, O’nun izleyicilerinde görülecektir. Allah’ın isteğini yerine getirmek O’nun zevkiydi. Allah’a olan sevgi, O’nun görkemi için gayret, Kurtarıcımız’ın hayatını kontrol eden güçtü. Sevgi O’nun tüm eylemlerini güzelleştirdi ve asilleştirdi. Sevgi Allah’tandır. Adanmamış kalp bunu başlatamaz ve üretemez. Sevgi sadece İsa’nın egemen olduğu kalpte bulunabilir. “Bizse seviyoruz, çünkü önce O bizi sevdi” (1. Yuhanna 4:19). İlahî lütuf aracılığıyla yenilenmiş kalpte eylem ilkesi sevgidir. Karakteri değiştirir, güdülere hükmeder, tutkuları kontrol altına alır, düşmanlığı yatıştırır ve eğilimleri asilleştirir. Bu sevgi, ruhta beslendiği zaman, hayatı tatlandırır ve etrafa arındırıcı bir etki saçar.GY 37.5

    Allah’ın çocuklarının — bilhassa O’nun lütfuna güvenmeye yeni başlamış olanların — kendilerini bunlara karşı özellikle korumaları gereken iki hata vardır. Birincisine önceden değinmiştik: kendini Allah’la uyumlu hale getirmek için kendi işlerine bakıp kendi yapabildiğin herhangi bir şeye güvenmek. Yasayı tutmakla kutsal olmaya çalışan kişi, imkânsız olana teşebbüs etmektedir. Mesih olmadan insanın yapabildiği her şey bencillik ve günah ile kirletilmiştir. Bizi kutsal kılabilen tek şey, iman yoluyla aldığımız Mesih’in lütfudur.GY 38.1

    Bunun tam tersi ve en az o kadar tehlikeli olan diğer inanç ise, Mesih’e inanmanın insanları Allah’ın yasasını tutma sorumluluğundan özgür kıldığıdır; sadece iman yoluyla Mesih’in lütfunun paydaşları olabildiğimiz için işlerimizin kurtuluşumuzla hiçbir alakası olmadığıdır.GY 38.2

    Ancak burada şunu fark edin: itaat salt dış görünüşte uyum değildir, ancak sevgiyle yapılan bir hizmettir. Allah’ın yasası bilhassa O’nun doğasının ifadesidir; büyük sevgi ilkesinin somutlaşmasıdır ve bu nedenle gökyüzünde ve yeryüzünde O’nun hükümetinin temelidir. Kalplerimiz Allah’ın suretinde yenilenirse, ilahî sevgi ruha aşılanırsa, Allah’ın yasası hayatta uygulanmayacak mıdır? Sevgi ilkesi kalbe aşılanınca, insan onu yaratan Kişi’nin benzerliğine göre yenilendiğinde, yeni antlaşma vaadi yerine getirilir: “Yasalarımı yüreklerine koyacağım, zihinlerine yazacağım” (İbraniler 10:16). Ve eğer yasa kalbe yazılırsa, hayatı şekillendirmez mi? İtaat —sevgiyle yapılan hizmet ve bağlılık— öğrenciliğin gerçek belirtisidir. Bu yüzden Kutsal Yazılar şöyle diyor: “Tanrı’yı sevmek O’nun buyruklarını yerine getirmek demektir;” ” ‘O’nu tanıyorum’ deyip de buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır, kendisinde gerçek yoktur” (1. Yuhanna 5:3, 2:4). İman ve sadece iman, insanı itaatten bağımsız kılmaktan ziyade, bize itaat edebilme gücünü veren Mesih’in lütfunun paydaşları olmamızı sağlar.GY 38.3

    İtaatimizle kurtuluşu kazanmayız; zira kurtuluş Allah’ın karşılıksız armağanıdır, imanla alınır. Ancak itaat imanın meyvesidir. “Mesih’in, günahları kaldırmak için ortaya çıktığını ve kendisinde günah olmadığını bilirsiniz. Mesih’te yaşayan, günah işlemez. Günah işleyen O’nu ne görmüştür, ne de tanımıştır” (1. Yuhanna 3:5, 6). İşte asıl sınav buradadır. Mesih’te yaşıyorsak, Allah’ın sevgisi içimizde yaşıyorsa, duygularımız, düşüncelerimiz, amaçlarımız ve eylemlerimiz, Allah’ın kutsal yasasının ilkelerinde ifade edilen O’nun iradesiyle uyum içinde olacaktır. “Yavrularım, kimse sizi aldatmasın. Mesih doğru olduğu gibi, doğru olanı yapan da doğru kişidir” (1. Yuhanna 3:7). Doğruluk, Sina Dağı’nda verilen On Emir’de ifade edilmiş olan Allah’ın kutsal yasasının standardına göre tanımlanır.GY 39.1

    İnsanları Allah’a itaatten bağımsız kılan Mesih’e olan bu sözümona iman aslında iman değil, küstah bir varsayımdır. “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz;” fakat “tek başına eylemsiz iman da ölüdür” (Efesliler 2:8, Yakup 2:17). Mesih dünyaya gelmeden önce kendisi hakkında şunu söyledi: “Ey Tanrım, senin isteğini yapmaktan zevk alırım ben, yasan yüreğimin derinliğindedir” (Mezmur 40:8). Ve tekrar göğe yükselmeden hemen önce şöyle söyledi: “Babam’ın emirlerini tuttum ve O’nun sevgisinde kaldım” (Yuhanna 15:10 [Kİ]). Kutsal Yazılar diyor ki: “Buyruklarını yerine getirirsek, O’nu tanıdığımızdan emin olabiliriz… ‘Tanrı’da yaşıyorum’ diyen, Mesih’in yürüdüğü yolda yürümelidir” (1. Yuhanna 2:3—6). “Mesih, izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu” (1. Petrus 2:21).GY 39.2

    Sonsuz yaşamın şartı, bugün her zaman olanın aynısıdır, ilk atalarımızın düşüşünden önce Aden’de olanın aynısıdır: Allah’ın yasasına mükemmel uyum, mükemmel doğruluk. Eğer sonsuz yaşam bundan daha azın karşılığı olarak verilseydi, tüm evrenin mutluluğu tehlikeye girerdi. Ölümsüz olması için, bütün keder ve sefalet zinciriyle beraber günaha yol açılırdı.GY 39.3

    Düşüşten önce, Adem’in Allah’ın yasasına itaat yoluyla doğru bir karakter geliştirmesi mümkündü. Ancak bunu yapmakta başarılı olamadı ve onun günahı yüzünden bizim doğamız da düştü ve kendimizi doğru yapamıyoruz. Günahlı ve kötü olduğumuz için yasaya mükemmel olarak itaat edemiyoruz. Allah’ın yasasının taleplerine karşılık kendiliğimizden verebileceğimiz hiçbir doğruluğumuz yok. Ancak Mesih bizim için bir kaçış yolu sağlamıştır. Bizim karşılaşmamız gereken denemeler ve ayartılar arasında bu dünyada yaşadı. Günahsız bir hayat yaşadı. Bizim için öldü ve şimdi günahlarımızı alıp bize kendi doğruluğunu vermeyi teklif ediyor. Kendinizi O’na verirseniz ve O’nu Kurtarıcınız olarak kabul ederseniz, hayatınız günahlı olmuş olsa da, O’nun adıyla siz de aklanmış sayılırsınız. Mesih’in karakteri sizin karakterinizin yerinde durur ve siz Allah’ın önünde sanki günah işlememişsiniz gibi kabul edilirsiniz.GY 39.4

    Bunun da ötesinde, Mesih kalbi değiştirir. O, iman yoluyla kalbinizde yaşar. Mesih’e olan bu bağlantıyı imanla ve iradenizi sürekli O’na teslim ederek sürdürmelisiniz; bunu yaptığınız sürece O, kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizin içinizde çalışacaktır. Şöyle diyebileceksiniz: “Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu’na imanla sürdürüyorum” (Galatyalılar 2:20). Mesih de öğrencilerine şöyle dedi: “Konuşan siz değil, aracılığınızla konuşan Babanız’ın Ruhu olacak” (Matta 10:20). Sonra içinizde çalışan Mesih ile birlikte aynı ruhu göstereceksiniz ve aynı iyi işleri —doğruluk ve itaat işlerini— yapacaksınız.GY 40.1

    Yani kendi içimizde övünebileceğimiz hiçbir şey yok. Kendimizi yüceltecek hiçbir temelimiz yok. Umudumuzun tek temeli, bize atfedilmiş olan Mesih’in doğruluğudur ve içimizde ve bizim aracılığımızla işleyerek O’nun Ruhu’nun gerçekleştirdikleridir.GY 40.2

    İman hakkında söz ederken aklımızda tutmamız gereken bir ayrım vardır. İmandan tamamen farklı olan bir tür inanç vardır. Allah’ın mevcudiyeti ve gücü, O’nun sözünün hakikiliği, Şeytan’ın ve onun ordularının bile kalplerinde inkâr edemedikleri gerçeklerdir. Kutsal Kitap, “cinler1Tüm Türkçe Kutsal Kitap çevirilerinde “cin” olarak ifade edilen varlıklar, aslında Şeytan’ın saptırarak düşmelerine neden olduğu melekleri ifade eder, dolayısıyla toplumumuzda kültürel olarak tanınan, kötülerinin yanı sıra iman edenleri de bulunduğuna inanılan “cin”lerle ilişkisi yoktur. Yazarın kullandığı (ve Kutsal Kitap’ın İngilizce çevirilerinde geçen) sözcük “devil”dır; bu sözcüğün kökenindeki Grekçe “diabolos,” dilimizde de kullanılan Arapça “iblis” sözcüğüyle ortak kökenlidir ve özel anlamda Şeytan’ı, genel anlamda ise her türden “kötü ruh”u ifade eder. Çev. bile inanıyor ve titriyorlar” diyor; fakat bu iman değildir (Yakup 2:19 [Kİ]). Allah’ın sözüne sadece inanmanın değil, iradenin O’na teslimiyetinin olduğu yerde; kalbin O’na verildiği, ilgilerin O’na odaklandığı yerde, iman vardır — sevgi ile işleyen ve ruhu arındıran iman. Kalp bu iman yoluyla Allah’ın suretinde yenilenir. Ve yenilenmemiş durumunda Allah’ın yasasına tabi olmayan ve olamayan kalp, şimdi onun kutsal ilkelerinden zevk alıyor ve mezmurcuyla beraber “Ne kadar severim yasanı! Bütün gün düşünürüm onun üzerinde” diye ilan ediyor (Mezmur 119:97). Ve “bedene göre değil, ama Ruh’a göre yürü[yen]” bizlerde yasanın doğruluğu yerine getirilir (Romalılar 8:1 [Kİ]).GY 40.3

    Mesih’in affedici sevgisini tanımış ve gerçekten Allah’ın çocukları olmayı arzulayan kişiler var; fakat karakterlerinin kusurlu, hayatlarının hatalı olduğunun farkındalar ve kalplerinin Kutsal Ruh tarafından gerçekten yenilenmiş olup olmadığından şüphelenmeye hazırlar. Böylelerine derim ki, ümitsizlik içinde geri çekilmeyin. Eksiklerimiz ve hatalarımız yüzünden sık sık İsa’nın ayakları dibinde eğilip ağlamamız gerekecektir, fakat cesaretimiz kırılmamalı. Düşman bizi yense bile biz uzaklaştırılmayız, Allah tarafından terk edilmeyiz ve geri çevrilmeyiz. Hayır; Mesih Allah’ın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir. 2 Bkz. Romalılar 8:34. Çev. Sevgili Yuhanna, “Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum. Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur” demiştir (1. Yuhanna 2:1). Ve Mesih’in şu sözlerini unutmayın: “Baba’nın kendisi sizi seviyor” (Yuhanna 16:27). Sizi kendisine geri getirmeyi, kendi paklığının ve kutsallığının sizde yansıdığını görmeyi arzuluyor. Ve siz kendinizi O’na teslim ederseniz, sizde iyi bir işe başlamış olan Kişi bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlayacaktır. 3Bkz. Filipililer 1:6. Çev. Daha gayretli bir şekilde dua edin; daha yürekten inanın. Kendi gücümüze güvenmemeye başladıkça, Kurtarıcımız’ın gücüne güvenelim ve yüzümüzün kurtuluşu olan Kişi’ye4Bkz. Mezmur 42:11 (KM); 43:5 (KM). Çev. hamdedeceğiz.GY 41.1

    İsa’ya yaklaştıkça kendi gözünüzde daha kusurlu görüneceksiniz; zira görüşünüz daha keskin olacaktır ve sizin kusurlarınız O’nun kusursuz doğasına kıyasla geniş ve kesin bir tezat sergileyecektir. Bu, Şeytan’ın aldatmalarının gücünü kaybettiğinin kanıtıdır; Kutsal Ruh’un canlandırıcı etkisinin sizi uyandırdığının belirtisidir.GY 42.1

    İsa’ya doğru duyulan derinden kaynaklanan bir sevgi, kendi günahlılığını tanımayan bir kalpte yaşayamaz. Mesih’in lütfuyla dönüştürülen kalp, O’nun ilahî karakterini takdir edecektir; ancak kendi ahlaki bozukluğumuzu görmüyorsak bu Mesih’in güzelliğini ve mükemmeliğini görmemiş olmamızın kesin delilidir.GY 42.2

    Kendimizde övünülecek ne kadar az şey görürsek, Kurtarıcımız’ın sınırsız paklığı ve güzelliğinde övünecek o kadar çok şey görürüz. Günahlılığımızın görüntüsü bizi affedebilen Kişi’ye yönlendirir; ve acizliğini algılayan ruh Mesih’e elini uzatınca O kendisini güç ile gösterecektir. İhtiyaç duygumuz bizi ne kadar O’na ve Allah’ın sözüne yönlendirirse, O’nun karakterinin o kadar yüce görüntülerine sahip olacağız ve O’nun suretini o kadar iyi yansıtacağız.GY 42.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents