Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 11 - Dua Etme Ayrıcalığı

    Doğa ve vahiy aracılığıyla, kendi takdiri aracılığıyla ve kendi Ruhu’nun etkisiyle Allah bizimle konuşmaktadır. Ancak bunlar yeterli değildir; biz de kendi içimizi O’na dökmeliyiz. Ruhsal bir hayatımızın ve enerjimizin olması için göksel Babamız’la gerçekten görüşmeliyiz. Aklımız O’na doğru çekilebilir; O’nun yaptığı işler, merhameti ve bereketleri üzerinde düşünebiliriz; ancak bu tam olarak onunla birliktelik değildir. Allah ile birliktelik yaşayabilmek için gerçek hayatımız hakkında O’na söyleyecek bir şeyimiz olmalı.GY 60.1

    Dua, kalbin Allah’a bir arkadaş gibi açılmasıdır. Allah’a bizim ne olduğumuzu açıklamak için gerekli olduğundan değil, fakat bizim O’nu kabul edebilir hale gelmemiz için gereklidir. Dua Allah’ı bize indirmez, ancak bizi O’na kaldırır.GY 60.2

    İsa yeryüzündeyken öğrencilerine nasıl dua etmeleri gerektiğini öğretti. Onları günlük ihtiyaçlarını Allah’a sunmaya ve tüm endişelerini O’na vermeye yönlendirdi. Ve onlara verdiği dualarının işitileceği güvencesi bizim için de geçerlidir.GY 60.3

    İsa bizzat insanlar arasında yaşarken, sık sık duadaydı. Kurtarıcımız kendisini bizim ihtiyaçlarımız ve zayıflıklarımızla özdeşleştirdi, yani görev ve denenmeler için kuvvetlendirilmiş olmak için Babası’ndan taze güç erzakları arayarak yalvaran, ricada bulunan bir kimse oldu. O, her şeyde bizim örneğimizdir. Hastalıklarımızda kardeşimizdir, “her alanda bizim gibi denenmiş[tir];” 1Bkz. İbraniler 4:15. Çev. fakat günahsız Kişi olduğu için, doğası kötülükten sakındı; günah dolu bir dünyada zorluklara ve ruhsal işkenceye katlandı. O’nun insanlığı duayı bir gereklilik ve bir ayrıcalık haline getirdi. Babası’yla birliktelikte teselli ve mutluluk buldu. Ve insanların Kurtarıcısı, Allah’ın Oğlu duaya ihtiyaç duyduysa, güçsüz, günahlı ölümlüler gayretli ve devamlı duaya daha ne kadar çok ihtiyaç duymalılar.GY 60.4

    Göksel Babamız bereketinin tüm doluluğunu bize bahşetmeyi bekliyor. Sınırsız sevgi pınarından derin derin içmek bizim ayrıcalığımızdır. Bu kadar az dua etmemiz hayret vericidir! Allah, en küçük çocuğunun bile samimi duasını işitmeye hazır ve gönüllüdür, buna rağmen bizim tarafımızdan Allah’a isteklerimizi bildirmekte gönülsüzlük gösterilmektedir. Allah’ın sonsuz sevgi dolu kalbi bize özlem duyarken, bize isteyebileceğimizden ve düşünebileceğimizden dahasını vermeye hazırken, buna rağmen biz o kadar az dua ederken ve o kadar az iman sahibiyken, gökteki melekler ayartıya maruz, zavallı aciz insanoğlu hakkında ne düşünmeli? Melekler Allah’ın önünde eğilmeyi çok sever; O’na yakın olmayı çok sever. Allah ile birlikteliği en büyük neşeleri sayarlar; buna rağmen sadece Allah’ın verebileceği yardıma o kadar ihtiyaçları olan dünyanın çocukları O’nun Ruhu’nun ışığı olmadan, O’nun mevcudiyetinin yoldaşlığı olmadan yürümekten memnun görünüyorlar.GY 61.1

    Kötü olanın karanlığı, duayı ihmal edenleri kuşatır. Düşmanın fısıldadığı ayartılar onları günah işlemeye ikna eder; ve bütün bunlar, Allah’ın duadaki ilahî buluşmada verdiği tüm ayrıcalıklardan faydalanmamaları yüzünden olur. Dua, Her Şeye Gücü Yeten’in sınırsız kaynaklarının toplandığı cennetin deposunun kilidini açacak imanın elindeki anahtar iken, Allah’ın oğulları ve kızları neden dua etmeye gönülsüz olsun? Devamlı dua etmezsek ve dikkatle nöbet tutmazsak, aldırışsızlaşma ve doğru yoldan sapma tehlikesine düşeriz. Şeytan devamlı bağışlanma kapağına 2Tevrat’ta geçen İbranice “kapporeth” sözcüğü, merhamet koltuğu veya kefaret yeri anlamına gelir. Bu kelime, ilahî şahsiyetin üzerinde tezahür ettiği levha sandığının kapağını tanımlamak için kullanılmıştır. Kefaret Günü’nde kan buraya serpilmiştir. Çev. giden yolu engellemeye çalışmaktadır, öyle ki samimi rica ve iman ile ayartıya karşı koymak için lütuf ve güç alamayalım.GY 61.2

    Allah’ın dualarımızı işitmesini ve cevaplamasını bekleyebilmemiz için bazı koşullar vardır. Bunların en başındakilerinden biri O’nun yardımına ihtiyaç duymamızdır. “Susamış toprağı sulayacak, kurumuş toprakta dereler akıtacağım” vaadini vermiştir (Yaşaya 44:3). Doğruluğa acıkan ve susayanlar, Allah’a özlem duyanlar, ricalarının karşılanacağından emin olabilirler. Kalp Ruh’un etkisine açık olmalıdır, yoksa Allah’ın bereketi alınamaz.GY 61.3

    Muazzam ihtiyacımızın kendisi zaten bizim adımıza en anlamlı şekilde ricada bulunan tezdir. Ancak bütün bunları bizim adımıza yapması için Rab aranmalıdır. “Dileyin, size verilecek” diyor; ve “Öz Oğlu’nu bile esirgemeyip O’nu hepimiz için ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak mı?” (Matta 7:7; Romalılar 8:32).GY 62.1

    Kalbimizde kötülük beslersek, bildiğimiz herhangi bir günaha tutunursak, Rab bizi duymayacaktır; ancak tövbekâr ve pişman ruhun duası her zaman kabul edilir. Tüm bilinen yanlışlar düzeltilince, Allah’ın ricalarımızı cevaplayacağına inanabiliriz. Kendi erdemlerimiz asla bizi Allah’ın beğenisine yükseltemez; bizi kurtaracak olan İsa’nın değerliliğidir, bizi arıtacak olan O’nun kanıdır; yine de kabul edilmenin şartlarına uymakta bizim de rolümüz var.GY 62.2

    Başarılı duanın bir başka unsuru da imandır. “Tanrı’ya yaklaşan, O’nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir” (İbraniler 11:6). İsa, öğrencilerine, “duayla dilediğiniz her şeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın, dileğiniz yerine gelecektir” demişti (Markos 11:24). O’nun sözüne inanıyor muyuz?GY 62.3

    Güvence geniş ve sınırsızdır ve vaat eden Kişi sadıktır. İstediğimiz şeyleri istediğimiz zamanda almadığımızda hâlâ Rabb’in işittiğine ve O’nun dualarımızı yanıtlayacağına inanmalıyız. Öylesine hatalı ve basiretsiziz ki bazen kendimize yararlı olmayacak şeyleri isteriz. Göksel Babamız sevgiyle dualarımızı bize en çok yararlı olacak şeyi —ilahî ışıkla aydınlatılmış gözlerle her şeyi gerçekten olduğu gibi görebilsek kendimiz isteyeceğimiz şeyleri— vererek cevaplar. Dualarımız cevaplanmıyor gibi göründüğünde vaade sımsıkı tutunmalıyız; zira cevabın zamanı kesinlikle gelecektir ve en çok ihtiyaç duyduğumuz bereketi alacağız. Fakat duanın her zaman tam istediğimiz şekilde ve tam istediğimiz şey için cevaplanacağını iddia etmek varsayımdır. Allah hata yapmayacak kadar bilgedir ve doğru yürüyenlerden iyi olan herhangi bir şeyi esirgemeyecek kadar iyidir. Öyleyse dualarınızın cevabını hemen görmeseniz de O’na itimat etmekten korkmayın. O’nun kesin güvencesine dayanın: “Dileyin, size verilecek.”GY 62.4

    İman etmeden önce kuşkularımızı ve korkularımızı dinlersek veya net göremediğimiz şeyleri çözümlemeye çalışırsak, kafa karışıklıkları sadece artacak ve derinleşecektir. Ancak gerçekten olduğumuz gibi kendimizi aciz ve bağımlı hissederek Allah’a gelirsek ve alçakgönüllü, itimat eden imanla kalbimizin ricalarını bilgisi sınırsız, evrendeki her şeyi gören, her şeyi iradesi ve sözüyle yöneten Kişi’ye bildirirsek, yalvarışımıza ilgi gösterebilir ve gösterecektir ve kalplerimize ışığın parlamasına izin verecektir. Samimi dua yoluyla Sınırsız Olan’ın zihniyle bağlantıya gireriz. O anda Kurtarıcımız’ın yüzünün merhamet ve sevgiyle bize doğru eğildiğine dair hiçbir kayda değer kanıtımız olmayabilir, ancak yine de öyledir. Görülür dokunuşunu hissedemiyor olabiliriz, ancak eli sevgi ve acıyan merhametle üzerimizdedir.GY 63.1

    Allah’tan merhamet ve bereket istemeye geldiğimizde kendi kalbimizde bir sevgi ve affetme ruhu olmalıdır. Nasıl “Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla” diyerek dua edip de affetmez bir ruh besleyebiliriz? (Matta 6:12). Kendi dualarımızın işitilmesini bekliyorsak, bizim de kendimizin affedilmeyi ümit ettiğimiz şekilde ve derecede başkalarını affetmeliyiz.GY 63.2

    Duada sebat, almanın bir koşulu yapılmıştır. İmanda ve deneyimde büyüyeceksek devamlı dua etmeliyiz. “Duada sabit kararlılıkla devam” etmeliyiz, “şükranla duada uyanık durarak, onda ısrarla devam” etmeliyiz (Romalılar 12:12 [Kİ]; Koloseliler 4:2 [Kİ]). Petrus, imanlıları, “sağduyulu olun ve dua etmek için ayık durun” diyerek teşvik etti (1. Petrus 4:7). Pavlus, “her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin” diyerek bizi yöneltiyor (Filipililer 4:6). Yahuda, “Ama siz, sevgili kardeşlerim…” diyor, “Kutsal Ruh’un yönetiminde dua edin… kendinizi Tanrı’nın sevgisinde koruyun” (Yahuda 1:20, 21). Devamlı dua, ruhun Allah ile tam birliğidir, öyle ki bizim hayatımıza Allah’tan hayat akar; ve bizim hayatımızdan Allah’a saflık ve kutsallık geri akar.GY 63.3

    Duada gayrete ihtiyaç vardır; hiçbir şeyin sizi engellemesine izin vermeyin. İsa ve kendi ruhunuz arasındaki bağlantıyı açık tutmak için elinizden geleni yapın. Dua edilen yerlere gitmek için her fırsatı kollayın. Gerçekten Allah ile birlikteliği arayan kişiler, görevlerinde sebatkâr ve samimiyetle ve hevesle mümkün olan her faydayı görmeye istekli bir şekilde dua toplantısında görülecektir. Cennetten gelen ışık huzmelerini alabilecekleri yerlerde bulunmak için her fırsattan faydalanacaklardır.GY 63.4

    Aile ortamında dua etmeliyiz ve her şeyden önemlisi gizli duayı ihmal etmemeliyiz, zira ruhun hayatı budur. Dua ihmal edilirken ruhun gelişmesi imkânsızdır. Aile duası veya açık dua yeterli değildir. İnsan tek başınayken ruh, kendini Allah’ın denetleyici gözüne açsın. Gizli dua yalnızca dua işiten Allah tarafından duyulmalıdır. Hiçbir meraklı kulak böyle ricaların yükünü almamalıdır. Gizli duada ruh etraftaki etkilerden, heyecandan özgürdür. Sakince ama gayretli bir şekilde Allah’a doğru uzanacaktır. Kalpten yükselen duayı işitmeye kulağı açık olan, gizlide gören Kişi’den yayılan etki tatlı ve kalıcı olacaktır. Sakin ve basit iman ile ruh, Allah ile birliktelik edinir ve Şeytan ile savaşta kendisini güçlendirecek ve ayakta tutacak ilahî ışık huzmelerini kendine toplar. Allah kuvvet kulemizdir.GY 64.1

    İç odanızda dua edin 3Bkz. Matta 6:6. Çev. ve gündelik işleriniz boyunca kalbiniz sık sık Allah’a yükseltilsin. Hanok, Allah ile işte böyle yürüdü. 4Bkz. Yaratılış 5:24. Çev. Sessiz dualar merhamet tahtına değerli buhur gibi yükselir. Kalbi böylece Allah’a odaklanmış kişiyi Şeytan yenemez.GY 64.2

    Allah’a bir rica sunmak için hiçbir yanlış yer veya zaman yoktur. Kalbimizi samimi dua ruhuyla yükseltmemizi hiçbir şey önleyemez. Sokaktaki kalabalıkta, iş görüşmesi sırasında Allah’a ilahî rehberlik için bir rica gönderebiliriz, tıpkı Nehemya’nın Kral Artahşasta’nın önünde ricasını sunduğu gibi. 5Bkz. Nehemya 2:1—5. Çev. Paydaşlık geçireceğimiz bir iç oda, biz neredeysek oradadır. Kalbimizin kapısı daima açık bulunmalıdır ve ruhumuzda İsa’nın göksel konuk olarak gelip kalması için davet yükselmelidir.GY 64.3

    Etrafımızda lekelenmiş, bozulmuş bir atmosfer olsa da, onun pis havasını solumak zorunda değiliz; cennetin saf havasında yaşayabiliriz. Samimi dua ile ruhu Allah’ın huzuruna yükselterek her kirli ve kötü düşünceye kapıyı kapatabiliriz. Allah’ın desteğini ve bereketini almak üzere kalpleri açık olanlar, yeryüzündekinden daha kutsal bir atmosferde yürüyecek ve cennet ile devamlı birlikteliğe sahip olacaklardır.GY 65.1

    İsa’ya dair daha belirgin görüşlerimiz ve ebedî gerçeklerin değerine yönelik daha derinden bir anlayışımız olmalı. Kutsallığın güzelliği Allah’ın çocuklarının kalplerini doldurmalı; bunun gerçekleşebilmesi için göksel şeylerin ilahî açıklamasını aramalıyız.GY 65.2

    Ruh dışarı ve yukarı, Allah’a doğru uzansın, öyle ki O bize göksel atmosferden bir nefes bahşetsin. Çiçeğin güneşe dönmesi kadar doğal bir şekilde biz de düşüncelerimizi her beklenmedik denenmede Allah’a çevirecek kadar O’na yakın olabiliriz.GY 65.3

    İhtiyaçlarınızı, mutluluklarınızı, üzüntülerinizi, endişelerinizi ve korkularınızı Allah’ın önünde tutun. O’na sıkıntı veremezsiniz; O’nu yoramazsınız. Başınızdaki saçların sayısını 6Bkz. Matta 10:30. Çev. bilen Kişi çocuklarının ihtiyaçlarına kayıtsız değildir. “Rab çok şefkatli ve merhametlidir” (Yakup 5:11). Sevgi dolu kalbi üzüntülerimizden ve onlardan söz etmemizden bile etkilenir. Aklı karıştıran her şeyi O’na götürün. Hiçbir şey O’nun kaldıramayacağı kadar ağır değildir, zira O dünyaları yerinde tutar ve evrenin tüm meselelerini yönetir. Huzurumuzu herhangi bir şekilde ilgilendiren hiçbir şey O’nun fark edemeyeceği kadar küçük değildir. Deneyimimizde hiçbir bölüm O’nun okuyamayacağı kadar karanlık değildir; hiçbir karışıklık O’nun çözemeyeceği kadar zor değildir. O’nun çocuklarının en zavallısının bile başına hiçbir facia gelmez ki, hiçbir endişe ruhu taciz etmez ki, hiçbir neşe mutluluk vermez ki, hiçbir samimi dua dudaklardan kaçmaz ki göksel Babamız görmesin veya hemen ilgi göstermesin. “O kırık kalplileri iyileştirir, yaralarını sarar” (Mezmur 147:3). Allah ile her can arasındaki ilişki, yeryüzünde O’nun gözetimini paylaşacak başka hiçbir can, onun için sevgili Oğlu’nu vermiş olduğu hiçbir can yokmuş gibi belirgin ve doludur.GY 65.4

    İsa, “Dileyeceğinizi benim adımla dileyeceksiniz. Sizin için Baba’dan istekte bulunacağımı söylemiyorum. Çünkü… Baba’nın kendisi sizi seviyor” dedi. “Ben sizi seçtim… Öyle ki, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin” (Yuhanna 16:26, 27; 15:16). Ancak İsa’nın adıyla dua etmek, salt bu ismin duanın başında ve sonunda geçmesi değildir. İsa’nın vaatlerine inanırken, lütfuna dayanırken ve işlerini yaparken O’nun aklıyla ve ruhuyla dua etmektir.GY 66.1

    Allah ibadet eylemlerinde bulunmak için hiçbirimizin toplumdan kaçmamızı veya keşiş olmamızı veya inzivaya çekilmemizi amaçlamaz. Yaşam Mesih’in yaşamı gibi olmalıdır — dağ ve kalabalık arasında. Dua etmekten başka bir şey yapmayan kişi, yakında dua etmeyi de kesecektir ya da duaları resmi bir alışkanlığa dönecektir. İnsanlar kendilerini sosyal hayattan çektiklerinde, Hristiyan görev ve kabullenilmesi gereken sorumluluk alanından uzaklaştıklarında, kendileri için samimiyetle çalışan Efendi için samimiyetle çalışmayı kestiklerinde, dua konusunu kaybederler ve adanmışlığa hiçbir nedenleri kalmaz. Duaları kendilerine odaklanmış ve bencil olur. İnsanoğlunun ihtiyaçlarına yönelik veya Mesih’in krallığını geliştirmeye ve çalışabilmek için güç rica etmeye yönelik dualar edemezler.GY 66.2

    Birbirimizi Allah’ın hizmetinde güçlendirmek ve cesaretlendirmek amacıyla birlikte toplanma ayrıcalığını ihmal ettiğimizde zarara maruz kalırız. O’nun sözlerinin gerçeği, zihnimizde canlılıklarını ve önemlerini kaybeder. Kalbimiz onların kutsayıcı etkisinden artık aydınlanmaz ve etkilenmez ve ruhsal olarak düşüş kaydederiz. Hristiyanlar olarak bir araya geldiğimizde birbirimize duygudaşlık göstermezsek çok şey kaybederiz. Kendisini kendisine kapatan kişi, Allah’ın onun için tasarladığı konumu yerine getirmemektedir. Doğamızdaki sosyal unsurların doğru geliştirilmesi bizi başkalarıyla duygudaşlığa getirir ve bizim Allah’ın hizmetinde gelişmemiz ve güçlenmemiz için bir vasıtadır.GY 66.3

    Hristiyanlar birlikte toplansalar, birbirleriyle Allah’ın sevgisini ve kurtuluşun değerli gerçeklerini konuşsalar, kendi kalpleri tazelenir ve birbirlerini tazelerler. Günlük olarak göksel Babamız hakkında öğreniyor, O’nun lütfunun taze bir deneyimini kazanıyor olabiliriz; o zaman O’nun sevgisinden bahsetmek isteyeceğiz; ve bunu yaptıkça kendi kalbimiz ısınacak ve cesaretlenecektir. Kendimiz hakkında daha az ve İsa hakkında daha çok düşünüp konuşsak, O’nun mevcudiyetine daha fazla sahip oluruz.GY 66.4

    Allah’ın bizimle ilgilendiğinin kanıtlarını gördüğümüz kadar sık O’nu düşünsek, O’nu devamlı aklımızda bulundururuz ve O’nun hakkında konuşmaktan ve O’nu övmekten zevk alırız. Dünyasal şeyler hakkında konuşuyoruz çünkü onlar ilgimizi çekiyor. Arkadaşlarımız hakkında konuşuyoruz çünkü onları seviyoruz; mutluluklarımız ve üzüntülerimiz onlarla bağlantılı. Fakat dünyasal arkadaşlarımızı sevmekten çok Allah’ı sevmek için son derece daha büyük bir sebebimiz var; O’nu tüm düşüncelerimizde en başa getirmek, O’nun iyiliğinden bahsetmek ve O’nun gücünü anlatmak dünyadaki en doğal şey olmalıdır. Allah’ın bize bağışladığı zengin armağanların O’na verecek hiçbir şeyimiz olmayana dek düşüncelerimizi ve sevgimizi içlerine çekmeleri amaçlanmamıştır; bize devamlı O’nu hatırlatmalı ve bizi göksel Hayırseverimiz’e sevgi ve minnettarlık bağlarıyla bağlamalıdır. Yeryüzünün alçak bölgelerine fazlasıyla yakın yaşıyoruz. Gözlerimizi yukarıdaki tapınağın açık kapısına kaldıralım, orada “O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güç[te]” olan Mesih’in yüzünde parlayan Allah’ın görkeminin ışığını görebiliriz (İbraniler 7:25).GY 67.1

    Allah’ı “sevgisi için, insanlar yararına yaptığı harikalar için” daha çok övmeliyiz (Mezmur 107:8). İbadet tecrübemiz tamamen rica etmekten ve almaktan ibaret olmamalıdır. Hep ihtiyaçlarımızı düşünüp aldığımız bereketleri hiç düşünmemezlik etmeyelim. Asla fazlasıyla dua etmiyoruz, ancak şükran sunmakta fazla cimriyiz. Allah’ın merhametlerinden devamlı almaktayız, ancak ne kadar da az minnettarlık ifade ediyoruz, bizim için yaptıkları için O’nu ne kadar az övüyoruz.GY 68.1

    Kadim zamanlarda Rab, İsrail’e O’na yapılan ibadet töreni için toplandıklarında şöyle yapmalarını buyurdu: “Sizi kutsayan Tanrınız RAB’bin huzurunda, siz de aileleriniz de yiyeceksiniz ve el attığınız her işte sevinç bulacaksınız” (Yasa’nın Tekrarı 12:7). Allah’ın görkemi için yapılan şey neşeyle, övgü ilahileriyle ve şükranla yapılmadır, hüzün ve kasvetle değil.GY 68.2

    Bizim Allahımız, müşfik ve merhametli bir Baba’dır. O’na yapılan ibadet kalp kırıcı, üzüntü verici bir uygulama olarak görülmemelidir. Rabb’e ibadet etmek ve O’nun işine katılmak bir zevk olmalıdır. Allah, kendileri için o kadar büyük bir kurtuluşun sağlandığı çocuklarının O sanki katı ve zor bir amirmiş gibi davranmalarını istemez. O, onların en iyi dostudur; ve O’na ibadet ettikleri zaman onlarla beraber olmayı, onları bereketlemeyi ve teselli etmeyi, kalplerini neşe ve sevgiyle doldurmayı ister. Rab, çocuklarının O’nun hizmetinde teselli bulmalarını ve O’nun görevinde zorluktan çok zevk bulmalarını arzular. O’na ibadet etmeye gelenlerin dönüşte yanlarında O’nun ilgisi ve sevgisine yönelik değerli düşünceler götürmelerini arzular, öyle ki günlük hayatın tüm görevlerinde mutluluk bulabilsinler, her durumla dürüstlük ve imanla başa çıkacak lütfa sahip olsunlar.GY 68.3

    Çarmıhın etrafında toplanmalıyız. Mesih ve O’nun çarmıha gerilmiş olması, düşüncelerin, sohbetlerin ve en mutlu duygularımızın teması olmalıdır. Allah’tan aldığımız her bereketi aklımızda bulundurmalıyız ve bu büyük sevgiyi kavradığımızda bizim için çarmıha çivilenen ellere her şeyi itimatla teslim etmeye razı olmalıyız.GY 68.4

    Ruh, övgünün kanatlarında cennete daha yakın gelebilir. Göklerdeki saraylarda Allah’a ilahiler ve müzikle ibadet edilir ve minnettarlığımızı ifade ettikçe biz de göksel orduların ibadetine yaklaşırız. “Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir” (Mezmur 50:23). “Şükran ve ezgi” ile, hürmetkâr neşeyle Yaratıcımız’a gelelim (Yeşaya 51:3).GY 68.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents