Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Sevgi öğretmeni - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    7. Bölüm — Sona yaklaşirken

    60. İlahî Egemenliğin Yasası

    Fısıh zamanı yaklaşıyordu. İsa tekrar Kudüs'e doğru yola çıktı. Yüreğinde Baba'nın isteğini yerine getirmenin o mükemmel huzuru vardı ve kurban yerine doğru hızlı adımlarla ilerliyordu. Fakat öğrencileri birden bir sır, kuşku ve korku duygusu sardı. İsa, “onların önlerinde yürüyordu. Öğrenciler şaşkınlık içindeydi. Ardından gelenler ise, korkuyorlardı.”1Markos 10:33.SO 535.1

    İsa, Onikiler'i bir yana çekip, kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı. “Şimdi Kudüs'e gidiyoruz” dedi, “Peygamberlerin İnsanoğlu ile ilgili yazdıklarının tümü yerine gelecektir. O, diğer uluslara teslim edilecek, O'na hakaret edecekler, üzerine tükürecek ve O'nu kamçıla-yıp öldürecekler ve O, üçüncü gün dirilecek. Öğrenciler, bu sözlerden hiç bir şey anlamadılar. Bu sözlerin anlamı onlardan gizlenmişti ve anlatılanları kavrayamıyorlardı.”2Luka 18:31-34.SO 535.2

    Onlar daha kısa bir süre önce “Allah'ın Egemenliğinin yaklaştığını” her yerde bildirmemişler miydi? İbrahim, İshak ve Yakup gibi birçoğunun da bu egemenlikte yer alacağını İsa bizzat kendisi vaat etmemiş miydi? Dünyasal değerlerden vazgeçen herkesin kendi egemenliğinde yer alacağını vaat etmemiş miydi? Onikilere İsrail'in on iki kavmini yargılayarak tahta geçmek için kendi egemenliğinde özel mevkiler vaat etmemiş miydi? Şimdi bile kendisiyle ilgili peygamberliklerin tümünün gerçekleşeceğini söylemişti; peygamberler Mesih in egemenliğinin görkemini önceden bildirmemişler miydi? Bu düşüncelerin ışığında O'nun ihanet, zulüm ve ölüm ile ilgili sözleri belirsiz ve anlaşılması zor gibi görünüyordu. Karşılaştıkları her türlü zorluğa rağmen, Allah'ın Egemenliğinin yakında kurulacağına inanıyorlardı.SO 535.3

    Zebedi oğullarından Yuhanna, İsa'nın yolundan giden ilk iki öğrenciden biri olmuştu ve kardeşi Yakup da İsa'ya hizmet için her şeyden fedakarlık eden grupta yer almıştı. O'nunla birlikte olabilmek için evlerinden ve arkadaşlarından seve seve ayrıldılar; O'nunla birlikte yürüdüler ve konuştular; gerek evde yalnız başınayken ve gerekse halkın arasındayken her yerde O'nunla birlikteydiler. Onlar, kendisine yürekten bağlı oluncaya ve duydukları büyük sevgiyle ilahi egemenliğinde kendisine yakın olmayı arzu edinceye dek İsa, onların üzüntülerini, acılarını ve korkularını dindirdi; onları tehlikelere karşı korudu; sabırlı olmayı öğretti. Yuhanna hep Kurtarıcı'nın yanında yerini aldı; Yakup da O'na yakın olmakla onurlandırılmak istiyordu.SO 536.1

    Onların anneleri de İsa'nın yolundan gidiyordu ve O'na sürekli yardımcı olmaya çalıştı. Bir annenin çocuklarına duyduğu sevgiyle, oğullarının, ilahi egemenlikte en onurlu yeri almasını arzuluyordu.' Isa'dan bunu dilemeleri için onları yüreklendirdi.SO 536.2

    Zebedi oğullarının annesi, oğullarıyla birlikte İsa'nın yanına geldi ve önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği olduğunu söyledi. Isa kadına, “Ne istiyorsun?” diye sordu. Kadın şöyle cevap verdi: “Buyruk ver de senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri senin sağında, diğeri solunda otursun.”3Matta 20:20-21.İsa diğer kardeşlerinden üstün olmayı arzu ettikleri için bencilliklerinden dolayı onları azarlamaz ve nazik davranır. Onların kalplerinden geçeni okur. Kendisine ne kadar derinden bağlı olduklarını bilir. Onların yüreğindeki sevgi sadece insana özgü olan sevgi değildir. Dünyasal düşüncelerin etkisinde olmasına rağmen, Isa'nın kurtarıcı sevgisi gibi saf ve temizdir. İsa onları azarlamaz; tersine doğruyu gösterir ve onlara şöyle der: “Benim içeceğim kaseden siz içebilir misiniz?' İsa'nın, kendisinin çekeceği acı ve zorluklar ile ilgili gizemli sözlerini hatırlayıp şöyle cevap verirler: “Evet, içebiliriz.”4Matta 20:22-23.Öğretmenlerinin çekeceği her türlü zorluğu paylaşmayı, kendileri için en yüce onur olarak görüyorlardı.SO 536.3

    Isa onlara, “Elbette benim kasemden içeceksiniz” dedi. O'nun önünde taht değil, çarmıh vardı. Yuhanna ve Yakup, Öğretmenlerinin çekeceği acıları paylaşırken iki büyük felaketle karşılaşacaklardı; bun-lardan biri, bu iki kardeşten birinin kılıçla öldürülmesi; diğeri de kendilerine yapılan hakaret ve zulümlere katlanmalarıydı.SO 536.4

    İsa şöyle cevap verdi: “Sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.”5Yuhanna 20:24.Allah'ın Egemenliğinde iltimas yoluyla mevki kazanılmaz. Gönüllü bir bağış ile alınmaz ya da kazanılmaz. Bu, karakterin bir sonucudur. Taç ve taht, erişilen bir mevkinin işaretidir; onlar Rab'bimiz İsa aracılığıyla kazanılan değerlerin belirtileridir.SO 537.1

    Uzun bir süre sonra İsa'nın acılarına ortak olan öğrencilerin O'na duyduğu sevgi artınca Rab, Yuhanna'ya egemenliğinde kendisine yakın olmanın ne demek olduğunu açıkladı: “Ben nasıl galip gelerek Babamla birlikte Babamın tahtında oturduysam, galip gelene benimle birlikte tahtımda oturma hakkı vereceğim.” “Galip geleni Allah'ın tapınağında bir sütun yapacağım. Böyle biri artık oradan hiç ayrılamayacak. Onun üzerinde Allah'ın adını Allah'a ait kentin, yani gökten Allah'ın yanından inen yeni Kudüs'ün adını ve benim yeni adımı yazacağım.”6Vahiy 3:21, 12.Elçi Pavlus da şöyle yazdı: “Kanım zaten adak şarabı gibi dökülmek üzere. Benim için ayrılma zamanı gelmiştir. Yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim ve imanı korudum. Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç olan Rab, o gün bu tacı bana ve yalnız bana değil, O'nun gelişini özlemle bekleyenlerin hepsine verecektir.”82.Timoteos 4:6-8.SO 537.2

    İsa'ya yakın olan, O'nun kendisini feda eden sevgisinin - “kendi çıkarını düşünmeyen, kolay öfkelenmeyen ve kötülüğün hesabını tutmayan”91. Korintiler 13:4-5.sevgisinin - öğrencileri, tıpkı Rab'bimiz gibi ölümü göze alarak insanlığın yararı için yaşayıp onlar için çalışarak ve onların kurtuluşu uğruna her şeyden fedakarlık etmeye yönelten sevgisinin ruhunu en derinden taşıyan kişi olacaktır. Bu fedakarlık ruhu Pavlus un yaşamında da açıkça görüldü. Pavlus şöyle dedi: “Çünkü benim için, yaşamak Mesih'tir”. Onun yaşamı insanlara İsa'yı açıkça göstermiştir. “Ve ölmek kazançtır”, İsa'yı kazanmaktır; ölüm tek başına O'nun lütfunun gücünü açıkça gösterecek ve insanları O'na yaklaştıracaktı. Pavlus şöyle ekledi: “Yaşasam da, ölsem de, Mesih şimdi benim bedenimde yüceltilecektir.”10Filipililer 1:21, 20.SO 537.3

    Diğer on öğrenci Yuhanna ve Yakup'un dileğini duyduklarında, bundan rahatsız oldular. İsa'nın egemenliğinde en yüksek mevki onların hepsinin sahip olmayı arzuladığı bir şeydi. Bu iki öğrencinin, kendilerine göre avantaj sağlamış gibi görünmeleri onları kızdırdı.SO 538.1

    Kimin en yüce olacağı ile ilgili tartışma tekrar ortaya çıktığında İsa öfkeli öğrencilerini yanına çağırarak onlara şöyle dedi: “Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onları egemenlik hırsıyla yönetirler ve ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler; fakat bu, sizin aranızda böyle olmayacak.”11atta 20:25-26.SO 538.2

    Dünyasal egemenliklerde mevki, kendini yüksek görmek anlamına geliyordu. Halkın, ülke yönetimdeki yüksek mevki sahibi olanlara yarar sağlaması gerekiyordu. Liderler saygınlık, zenginlik ve eğitim yoluyla halktan birçok kişinin kontrolünü ellerine geçiriyorlardı. Her zaman daha yüksek halk sınıflarının düşünmesi, karar vermesi, memnun olması ve hüküm sürmesi gerekiyordu. Diğer tüm şeyler gibi din de bir yetki meselesiydi. Halktan, liderlerinin emirlerine göre inanması ve davranması bekleniyordu. Düşünce ve davranış özgürlüğü diye bir şey kesinlikle tanınmıyordu.SO 538.3

    İsa farklı ilkelere dayalı olan bir egemenlik kuruyordu. İnsanları yetkiye değil; Allah'a hizmete çağırdı ve güçlülerin, güçsüzlere destek olmasını istedi. Güç, mevki, yetenek ve bilgeliğe sahip olanlar, diğerlerinden daha büyük bir sorumluluk taşıyorlardı ve çevrelerindeki insanlara faydalı olmak için çaba harcamalıydılar. İsa'nın en mütevazı öğrencilerine bile şöyle denir: “Bütün bunlar sizin yararınızadır.”121. Korintiler 4:15.SO 538.4

    “İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi.”13Matta 20:28.İsa öğrencilerinin sıkıntılarını, kederlerini ve yoksulluklarını paylaştı. Onların uğruna birçok fedakarlıkta bulundu. Geçmeleri gereken yoldan önce kendisi geçerek onları tehlikelerden korudu ve çok yakında kendi hayatını feda ederek yeryüzündeki görevini tamamlayacaktı. İsa'nın üzerinde durduğu temel ilke, kendi bedeni olarak gördüğü inanlı topluluğunu harekete geçirmekti. Kurtuluş planının temelinde sevgi vardır. İsa'nın verdiği örneği izleyenler ve O'nun sürüsünün çobanları olarak hareket edenler, O'nun egemenliğindeki en yüce kişilerdir.SO 538.5

    Pavlus'un sözleri, imanlı topluluğunun yaşamının gerçek ağırbaşlılığını ve onurunu açıkça gösterir: “Ben özgürüm, kimsenin kölesi değilim; fakat daha çok kişi kazanayım diye herkesin kölesi oldum.” “Ben de kendi yararımı değil, kurtulsunlar diye birçok kimsenin yararını gözeterek herkesi her yönden hoşnut etmeye çalışıyorum.”141. Korintiler 9:19; 10:33.SO 539.1

    Vicdani konularda kişi serbestçe karar verebilmelidır. Hiç kimse başka bir kimse için yargıda bulunmak ve görevini tanımlamak amacı ile onun düşüncelerini kontrol altına almamalıdır. Allah herkese kendi başlarına karar verebilmeleri için düşünce özgürlüğü verir. “Böylece her birimiz kendi adına Allah'a hesap verecektir.” Hiç kimse kendi kişiliğiyle başkasının kişiliğini özdeşleştirme hakkına sahip değildir. İlkelerin olduğu her konuda “herkes kendi görüşüne tam olarak güvenme-lidir.”15Romalilar 14:12,5.İsa'nın egemenliğinde hiçbir konuda baskı ve zorlama yoktur. Gökyüzü melekleri yeryüzüne hüküm sürmek ve kendilerini onurlandırmak için değil; Allah'ın lütfunu ileten elçiler olarak insanlığın yüceltilmesi için insanlarla birlikte çalışmak için gelirler.SO 539.2

    Kurtarıcı'nın sözleri ve öğretisindeki ilkeler, ilahi güzellikleriyle çok sevdiği öğrenciler tarafından daima hatırlandılar. Yuhanna en son günlerine dek imanlı topluluklarına tanıklığını şöyle belirtiyordu: “Başlangıçtan beri duyduğumuz buyruk şudur; birbirimizi sevelim! Sevginin ne olduğunu, Mesih'in bizim uğrumuza canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz uğruna canımızı vermemiz gerekir.”161.Yuhanna 3:11-16.SO 539.3

    İlk imanlı topluluğunu birlik ruhu sarmıştı. Kutsal Ruh un etkisiyle “inananlar topluluğu, yürekte ve düşüncede birleşti. Hiç kimse sahip olduğu bir şey için 'bu benimdir' demedi. Aralarında yoksul olan yoktu. Elçiler, Rab İsa'nın dirildiğine çok etkili bir şekilde tanıklık ediyorlardı. Allah'ın büyük lütfü hepsinin üzerindeydi.”17Elçilerin İşleri 4:32-35.SO 539.4

    Bu bölüm Matta 20:20-28; Markos 10:32-45 ve Luka I8:31-34'e dayanmaktadır.SO 539.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents