Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Sevgi öğretmeni - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    17. Nikodim

    Nikodim, Ferisilerdendi ve konumu itibariyle Yahudi ulusunun çok güvendiği bir kişiydi. Yüksek tahsilliydi ve herkeste olmayan ender yeteneklere sahipti. İsa'nın öğretileri, diğerleri gibi onun da ilgisini çekti. Zengin, bilge ve saygın biri olmasına rağmen, mütevazı Nasıralı onun garip bir şekilde ilgisini çekmişti. Kurtarıcı'nın anlattıkları onu çok etkilemişti ve daha çok şey öğrenmek istiyordu.SO 151.1

    Tapınağı arındırma konusunda İsa'nın yetki kullanımı, hahamlar ve önderlerin kararlı bir şekilde O'ndan nefret duymasına yol açtı. Bu Yabancı'nın gücünden korkuyorlardı. Kimsenin tanımadığı bu Celile- li'nin böylesine cesur davranmasına müsamaha gösterilmemesi gerektiğini düşünüyorlardı. O'nun çalışmasına engel olmakta kararlıydılar. Fakat herkes aynı fikirde değildi. Onlar, Allah'ın Ruhu ile hareket ettiği açıkça görünen Kişi'ye karşı gelmekten çekinen kimselerdi. Bazı peygamberlerin, İsrail'deki liderlerin günahlarını kınadıkları için nasıl öldürüldüklerini hatırladılar. Yahudilerin putperest bir ülkeye esir düşmelerinin, onların, Allah'ın gerçeklerini reddetmedeki inatçılıklarının sonucunda olduğunu biliyorlardı. İsa'ya karşı komplo kurarak hahamların ve önderlerin kendi atalarının izinden gittiklerini ve bunun İsrail'e yeni felaketler getireceğini de biliyorlardı. Nikodim da aynı duyguları paylaşıyordu. Yahudi liderlerin konseyinde İsa'ya karşı ne yapacaklarını kararlaştırdıklarında, Nikodim onları uyardı ve daha ılımlı davranmalarını önerdi. Nikodim, eğer İsa'ya Allah'tan gerçekten yetki verildiyse, O'nun uyarılarını reddetmeleri halinde, bunun Yahudi liderler için tehlikeli sonuçlara neden olabileceğini savundu. Hahamlar bu öneriyi görmezlikten gelmeye cesaret edemediler. Bu yüzden, bir süre için Kurtarıcı'ya karşı hiçbir tedbir almadılar.SO 151.2

    Nikodim İsa'yı dinlediğinden beri, Mesih ile ilgili peygamberliklere ilgi duymaya ve onları merakla incelemeye başlamıştı; ve araştır- dıkça, kendisinde, gelecek olan Kişi'nin İsa olduğu kanısı güçleniyordu. Nikodim de, İsrail'deki birçok kişi gibi tapınağın kutsallığının bozulmasına üzülmüştü. Nikodim, İsa alıcı ve satıcıları dışarı çıkardığında orada olanlara tanık olmuştu. İlahi gücün muhteşem gösterisine baktı; Kurtarıcı'nın yoksulları koruduğunu, hastaları iyileştirdiğini ve onların nasıl sevindiklerini gördü; ve O'nu nasıl yücelttiklerini duydu. Nasıralı İsa'nın, Allah tarafından gönderilen Kişi olduğundan şüphe edemedi.SO 151.3

    İsa ile görüşmeyi çok istiyordu; fakat O'nu açıkça aramaktan çekindi. Bir Yahudi liderin, henüz çok az tanınan bir öğretmene sempati duyması çok alçaltıcı bir hareket sayılırdı ve O'nu ziyaret ettiğinin haberi Yahudi liderlere iletilirse, onu hor görürler ve ona karşı suçlamalarda bulunurlardı. O'nu açıkça aramaya çalışırsa, başkalarının da kendisini örnek alarak aynı şeyi yapabileceğini düşünerek O'nunla gizli bir şekilde görüşmeye karar verdi. İsa'nın Zeytin dağında kaldığı yeri özel bir araştırma sonucunda öğrenerek, gece çöküp şehir uykuya dalıncaya dek bekledi ve daha sonra O'nu aramak üzere yola çıktı.SO 152.1

    Nikodim İsa'nın varlığında, O'nun sakin ve ağırbaşlı bir şekilde gizlemeye çalıştığı garip bir çekingenlik hissetti ve şöyle dedi: “Rabbi, senin Allah'tan gelen bir öğretmen olduğunu biliyoruz; çünkü Allah kendisiyle olmadıkça, senin gösterdiğin bu belirtileri kimse gösteremez.” Bir öğretmen olarak, İsa'nın yeteneklerinden ve O'nun mucizeler yapan muhteşem gücünden söz ederek, O'nunla yapacağı görüşme için yolu hazırlayacağını1Eserin birçok bölümünde karşımıza çıkan “yolu hazırlamak” deyimi, bir iş için ön hazırlık yapmak anlamında kullanılmıştır.umuyordu. O'nun sözleri güven vericiydi; fakat gerçekte inançsızlık ifade ediyordu. İsa'yı Mesih olarak değil,' sadece Allah tarafından gönderilen bir öğretmen olarak kabul etti.SO 152.2

    Isa, selamına karşılık vermek yerine, adeta onun ruhunu okurcasına gözlerini ona çevirdi. Sonsuz bilgeliğinde, önünde gerçeği arayan birini gördü. Ziyaretinin amacını biliyordu, kendisini dinlemekte olan kişinin sahip olduğu kanıyı güçlendirmek arzusuyla, ciddi fakat nazik bir şekilde doğrudan konuya girdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim. Bir kimse yeniden doğmadıkça2Yeniden ya da yukarıdan.Allah'ın Egemenliğini göremez.”3Yuhanna 3:3.SO 152.3

    Nikodim, Rab bin yanına, onunla tartışmaya gireceğini düşünerek gelmişti. Fakat İsa, gerçeğin temel ilkelerini ona açıkladı. Nikodim'e “ruhsal olarak kendini yenilemen için ihtiyacın olan şey, kuramsal bilgi değildir. Merakını gidermekten çok yeni bir yüreğe sahip olmalısın. Gökyüzü değerlerinin farkına varmadan önce ruhsal bakımdan yeniden doğmalısın. Her şeyi yenileyerek bu değişiklik gerçekleşinceye dek, benimle görevim ya da yetkim hakkında tartışman, sana bir fayda sağlamayacaktır” dedi.SO 152.4

    Nikodim, Vaftizci Yahya'nın, onları Kutsal Ruh ile vaftiz edeceğini bildirdiği Kişi'yi işaret ettiği tövbe ve vaftiz ile ilgili vaazını dinlemişti. Yahudilerin arasında ruhsal anlayıştan yoksun kişilerin bulunduğunu ve onların büyük ölçüde yobazlık ve dünyasal hırsla denetimden çıktıklarını kendisi de hissediyordu. Mesih geldiğinde durumun düzeleceğini umuyordu. Bununla birlikte Yahya'nın, insanların kalplerine hitap eden mesajı, ondaki günah kanısını değiştirmede yeterli olmamıştı. O, katı bir Ferisi idi ve yaptıklarıyla övünüyordu. Yaptığı işlerle, tapınağı desteklemesiyle ve cömertliğiyle saygı görüyordu ve Allah'ın lütfunda kendisini güvende hissediyordu. Şimdiki durumunda göre-meyeceği kadar dürüst olan bir krallığın düşüncesiyle irkildi.SO 153.1

    Nikodim, İsa'nın sözünü ettiği yeniden doğuş benzetmesine tamamen yabancı değildi. Putperestlikten İsrail'in imanına dönenler, sürekli yeni doğan çocuklar olarak nitelendirilirlerdi. Bu yüzden o, İ- sa'nın sözlerinin sadece kelime anlamına göre yorumlanmaması gerektiğini anlamış olmalıydı. Fakat bir İsrailli olarak ruhsal bakımdan yeniden doğarak, kendisinin Allah'ın Egemenliğinde emin bir yeri olduğu düşüncesindeydi. Hiçbir değişikliğe ihtiyacı olmadığını hissediyordu. Kurtarıcı'nın sözlerine olan şaşkınlığı bu yüzdendi. Bu sözlerin kendisiyle ilgili olmasına kızıyordu. Kendi içinde bir kişilik çatışmasına giren Ferisinin kibri, gerçeği arayanın dürüst arzusuna karşı savaşıyordu. Nikodim, kendisi İsrail'de bir yönetici olduğu için, İsa'nın onun konumuna saygı göstermeden konuşmasına şaşırmıştı.SO 153.2

    Kendi soğukkanlılığına da şaşırdı ve alaycı bir şekilde İsa'ya, “Yetişkin bir kimse nasıl yeniden doğabilir?” diye sordu. Gerçeğin bilincinde olan herkes gibi Nikodim de, doğal insanın Allah'tan bir şey almadığı gerçeğini gösterdi. O'nun içinde ruhsal değerlere cevap veren hiçbir şey yoktur; zira ruhsal değerler, ruhsal olarak fark edilirler.SO 153.3

    Fakat Kurtarıcı, tartışmaya karşı tartışma ile cevap vermedi. Ciddi ve ağırbaşlı bir hareketle elini kaldırarak şu büyük güvenceyle gerçeği açıkladı: “Sana doğrusunu söyleyeyim. İnsan sudan ve ruhtan doğmadıkça Allah'ın hükümranlığını göremez.” Nikodim, İsa'nın bu sözleriyle vaftiz ve kalbi yenilemeyi kastettiğini biliyordu. Vaftizci Yahya'nın önceden haber verdiği Kişi'nin huzurunda olduğuna ikna oldu.SO 153.4

    İsa, sözlerine devam etti: “Bedenden doğan bedendir; ve Ruh'tan doğan ruhtur.” Yürek kendi doğasında kirlidir. “Kim kirliden temiz bir şey çıkarabilir? Hiç kimse.”4Eyüp 14:4.Hiçbir insani buluş, günahkar ruha çare bulamaz. “Benliğe dayanan düşünce Allah'a düşmandır. Allah'ın Ya sası'na boyun eğmez, eğemez de. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, hırsızlık, fuhuş, yalan tanıklık ve iftira, hep yürekten kaynaklanır.”5Romalılar 8:7; Matta 15:19.Nehirlerden önce kalbin pınarı temizlenmelidir. Kendi yaptıklarıyla gökyüzüne erişmeye çalışan, yasaya uyma konusunda imkansız olanı yapmaya çalışıyor demektir. Sadece belli kurallar ve şekilcilikten ibaret olan bir dine inanan kişinin hiçbir güvencesi yoktur. Hıristiyanlık yaşamı sadece eski yaşamın değiştirilmesi ya da geliştirilmesinden ibaret değildir; fakat doğal bir dönüşümdür. Kibir ve günaha ölüm; ve daha sonra tamamen yeni bir yaşam vardır. Bu değişiklik, sadece Kutsal Ruh'un etkili çalışmasıyla gerçekleşebilir.SO 154.1

    Nikodim hala şaşkındı ve İsa, sözlerinin anlamını pekiştirmek için rüzgarı örnek verdi: “Rüzgar dilediği yerde eser. O'nun sesini duyarsın, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruhtan doğan herkes de böyledir.”SO 154.2

    Rüzgar, yaprakları ve çiçekleri hışırdatarak ağaçların dalları arasında duyulur; buna karşın, biz onu göremeyiz ve hiç kimse onun ne-reden gelip nereye gittiğini bilemez. Kutsal Ruh'un insan kalbi üzerindeki etkisi de böyledir. O'nu, rüzgarın hareketinden daha fazla açıklayamayız. Kişi, doğru yer ve zamanı ayırt edemeyebilir, ya da değişim sürecinde tüm şartların farkına yaramayabilir; fakat bu onun de-ğişmediği anlamına gelmez. İsa, sabırlı ve özverili bir şekilde ve belki de onlar bunun bilincinde olmadan, tıpkı görülmeyen rüzgar gibi insanların yürekleri üzerinde sürekli çalışmaktadır. Kişinin üzerinde, kendisini İsa ya yaklaştıran etkiler oluşur. Bunlar, O'nun üzerinde derin düşünerek, Kutsal Yazıları okuyarak ya da Allah'ın kutsal sözünü dinleyerek edinilir. Kutsal Ruh, daha direkt bir yaklaşımla aniden gelince, kişi kendisini İsa'ya memnuniyetle teslim eder. Buna birçok kimse tarafından ani değişim denir; fakat bu, Allah'ın Ruhu'nun uzun süren sabırlı ve azimli bir şekilde çaba gösterdiği sürecin sonucunda gerçekleşir.SO 154.3

    Rüzgarın kendisi görülmez; buna karşın onun etkisi görülür ve hissedilir. Kutsal Ruh'un işlevi, O'nun kurtarıcı gücünü hisseden kişinin her hareketinde kendisini gösterir. Allah'ın Ruhu kişinin yüreğini sardığında onun yaşamını tümüyle değiştirir; günahkar düşünceler uzaklaşır; kötülüklerden vazgeçilir; öfke, kıskançlık ve çekişmenin yerini sevgi, tevazu ve barış alır. Kederin yerini sevinç alır ve kişinin yüzü gökyüzünün ışığını yansıtır. Yükü hafifleten eli ya da gökyüzünden aşağı süzülen ışığı kimse görmez. Kişi imanla kendisini Allah'a teslim ettiğinde bereket bulur. İnsan gözünün göremediği güç, o zaman Allah'ın benzeyişinde yeni bir varlık yaratır.SO 155.1

    Sınırlı düşüncelerin kurtarılma işini kavramaları imkansızdır. O'nun sırrı insanın düşünme gücünü aşar; buna karşın ölümden yaşama geçen, bunun, ilahi bir gerçeklik olduğunun farkına varır. Kurtuluşun başlangıcını kişisel deneyimle böylece tanıyabiliriz. O'nun sonuçları sonsuz çağlar boyunca etkisini sürdürür.SO 155.2

    İsa konuşurken gerçeğin parıltıları Yahudi liderin düşüncelerini etkiledi. Kutsal Ruh'un itaatkar kılan nazik etkisi, onun kalbini etkiledi. Buna karşın, Kurtarıcı'nın sözlerini tam olarak anlayamadı. Yeniden doğmanın gerekliliğinden, onun gerçekleşme şeklinden daha fazla etkilenmedi ve şaşkınlık içinde şöyle dedi: “Bu nasıl olabilir?”SO 155.3

    İsa, “Sen İsrail'in öğretmeni olduğun halde bunları anlamıyor musun?” diye sorar. Dini bilgilerde kendisine güven duyulan bir kişinin bu kadar büyük önem taşıyan gerçeklerden elbette ki habersiz olmaması gerekirdi. O'nun sözleri, Nikodim'in, gerçeğin açık sözlerine öfkelenmek yerine, ruhsal bilgi yoksunluğundan dolayı kendisi hakkında mütevazı bir düşünceye sahip olması gerektiği dersini gözler önüne serdi. Buna karşın İsa, onunla konuşurken ciddiyetini ve ağırbaşlılığını korudu; bakışları ve ses tonu öylesine içten bir sevgiyi ifade ediyordu ki, Nikodim, kendisinin küçük düştüğünü fark ettiğinde, O'na hiç gücenmedi. Fakat İsa yeryüzündeki görevinin, dünyasal bir krallık yerine ruhsal bir krallık kurmak olduğunu açıkladı. O'nu dinleyen Nikodim buna üzüldü. Bunu gören İsa şöyle ekledi: “Sizlere yer- yüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız?” Nikodim, eğer İsa'nın insanların kalplerine hitap ederek onlara sunduğu lütfunu açıklayan öğretisini anlayamadıysa, O'nun görkemli gökyüzü krallığının doğasını nasıl anlayabilirdi? İsa'nın yeryüzündeki doğasını fark etmediği için, O'nun gökyüzü ile ilgili görevini anlayamadı.SO 155.4

    İsa'nın tapınaktan çıkardığı Yahudiler, İbrahim'in çocukları olduklarını iddia ettiler. Fakat Allah'ın İsa'da açıkça görülen görkemine dayanamadıkları için Kurtarıcı'nın yanından kaçtılar. Böylece tapınağın kutsal hizmetine katılmak için Allah'ın lütfü tarafından uygun bulunmadıklarını kendileri de kanıtlamış oldular. Kutsal görünmeye gayret ediyorlardı; fakat onların davranışları ve düşünceleri kutsallık ile kesinlikle bağdaşmıyordu. Yasaya titizlikle uymaya çalışırken, onun ruhunu sürekli ihlal ediyorlardı. Onların ihtiyacı olan şey, İsa'nın Nikodim e açıkladığı gerçek değişimdi. Ahlaki ve ruhsal olarak yeniden doğmaları, günahlardan arınmaları, kutsallıklarını ve bilgilerini yenilemeleriydi.SO 156.1

    İsrail'in, yenilenme bakımından bu kadar duyarsız ve kör olması için hiçbir özrü yoktu. Yeşaya, Kutsal Ruh'un esinlemesiyle şöyle yazmıştı: “Çünkü hepimiz bir murdar gibi olduk. Bütün iyi işlerimiz ve dürüstlüğümüz kirli esvap gibidir.”6Yeşaya 64:6.Davut, şöyle dua etti: “Ey Al-lah'ım, temiz bir yürek yarat; ve yeniden kararlı bir ruh var et içim- de. Hezekiel vasıtasıyla şu vaat verildi: “Size yeni yürek vereceğim ve içinize yeni ruh koyacağım; ve taş yüreği bedeninizden çıkarıp, size et yürek vereceğim. Ruhumu içinize koyacağım ve sizi kanunlarımla yürüteceğim. Hükümlerimi tutacak ve yerine getireceksiniz.”8Hezekiel 36:26-27.SO 156.2

    Nikodim, bu ayetleri dikkatli bir şekilde okumuştu; fakat onların asıl anlamını şimdi anlamaya başladı. Yasaya titizlikle riayet ediyormuş gibi görünmeye çalışmanın, hiçbir kimsenin gökyüzü krallığına girmesini sağlayamayacağını gördü. O, halkın gözünde dürüst ve onurlu bir yaşam sürüyordu; fakat İsa'nın yanında kalbinin kirli ve yaşamının kutsal olmadığını hissetti.SO 156.3

    Nikodim, İsa'ya yaklaşıyordu. Kurtarıcı ona yeniden doğuşu açıkladığında Nikodim, bu değişikliğin kendisinde gerçekleşmesini arzuladı. Bu nasıl gerçekleşebilirdi? İsa henüz sorulmamış olan soruya cevap verdi. “Musa'nın çölde yılanı yükselttiği gibi, aynı şekilde 'İnsanoğlu da yükseltilmelidir. Öyle ki, kim O'na inanırsa yok olmasın; ama sonsuz yaşama kavuşsun.”SO 156.4

    Burada Nikodim'in alışık olduğu bir ifade vardı. Yükseltilen yılan simgesi, ona Kurtarıcı'nın görevini açıkladı. İsrailliler zehirli yılanların sokmasından ölürken, Allah, Musa'ya tunçtan bir yılan yapmasını ve onu inananlar topluluğunda yüksek bir yere dikmesini buyurdu. Daha sonra söz, ona bakan herkesin yaşaması için kamp yeri boyunca yankılandı. İnsanlar, aslında yılanın onlara yardım edebilecek bir güce sahip olmadığını çok iyi biliyorlardı. O, İsa'nın bir simgesiydi. Yok edici yılanların benzeyişinde yapılan imajın, onların iyileştirilmesi için yükseltildiği gibi, “Tanrı, öz Oğlu'nu günahlı insan benzerliğinde günah için kurban olarak gönderip, günahı insan benliğinde yargıladı.”9Romalılar 8:3.İsraillilerin birçoğu, adak hizmetinin tek başına onları günahtan kurtaracak bir değere sahip olduğunu düşünüyordu. Allah, onun, o tunç yılandan daha fazla bir değeri olmadığını onlara öğretmeyi arzuladı. Bu, onların düşüncelerini Kurtarıcı'ya çevirmeliydi. Gerek yaralarının iyileşmesi ve gerekse günahlarının affedilmesi için yapabilecekleri tek şey, Allah'ın lütfuna duydukları imanı göstermekti. Bakacaklar ve yaşayacaklardı.SO 156.5

    Yılanlar tarafından ısırılaniar ona bakmaktan vazgeçebilirler ve “bu tunç sembolde nasıl bir güç olabilir” diye şüphe duyabilirlerdi. Bununla ilgili olarak bilimsel bir açıklama isteyebilirlerdi. Fakat böyle bir açıklama yapılmadı. Musa aracılığıyla Allah'ın sözünü kabul etmeliydiler. O'na bakmayı reddetmek, yok olmak demekti.SO 157.1

    Ruh çatışma ya da tartışma yoluyla aydınlanmaz. Bakmalı ve yaşamalıyız. Nikodim, İsa'nın kendisine anlattıklarından ders aldı ve bunu yüreğinde sakladı.SO 157.2

    Kutsal Yazıları, teorik tartışmaya girmek amacıyla değil, ruhun yaşama kavuşması için yeni bir ilgiyle inceledi. Kutsal Ruh'un rehberliğine güvenip onu izlediğinde, gökyüzü hükümranlığını görmeye başladı.SO 157.3

    Günümüzde, yükseltilen yılan vasıtasıyla Nikodim'e öğretilen gerçeği öğrenmeye ihtiyacı olan binlerce kişi vardır. Allah'ın, lütfunu onlara vermesi, O'nun Yasası'na itaat etmelerine bağlıdır. İsa'ya bakmaları ve onları sadece kendisinin lütfü ile kurtardığına inanmaları buyurulduğunda, şöyle haykırırlar: “Bu nasıl olabilir?”SO 157.4

    Gerçek yaşama girebilmek için bizler de Nikodim gibi günahkar olduğumuzu kabul etmeliyiz. “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.”10Elçilerin İşleri 4:12.İman yoluyla Allah'ın lütfunu alırız; fakat iman, kurtulu- şumuz için tek başına yeterli değildir. Allah'a hizmet sadece iman etmekle olmaz. Bu, İsa ya bağlı kalmamızı ve bizi günahtan kurtaracak çare olan O'nun mükemmel karakterini örnek almamızı sağlar. Allah'ın Ruhu'nun yardımı olmadan günahtan dönemeyiz. Kutsal Yazı, İsa hakkında şöyle der: “İsrail'e günahlarından tövbe etme ve bağışlanma fırsatı vermek için Allah O'nu, Önder ve Kurtarıcı olarak kendi sağına yükseltti.”11Elçilerin İşleri 5:31.Mesih tövbeye yönlendirir ve ayrıca günahları bağışlar.SO 157.5

    Öyleyse, biz nasıl kurtarılacağız? “Musa'nın çölde yılanı yükselttiği gibi, “İnsanoğlu” da yükseltilmiştir. Yılan tarafından kandırılmış ve ısırılmış olan herkes, “bakacak ve yaşayacaktır.” “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”12Yuhanna 1:29.Çarmıhtan parlayan ışık, Allah'ın sevgisini yansıtır. O'nun sevgisi bizi kendisine çekmektedir. O'nun bu çekimine karşı koymadığımızda, insanlığın, Kurtarıcı'nın çarmıha gerilmesine neden olan günahları için, tövbe içinde çarmıhın önünde eğileceğiz. O zaman, Allah'ın Ruhu iman yoluyla kişiye yeni bir yaşam sunar. O'nun düşünceleri ve arzuları, İsa'nın isteğine itaat etme yoluna girer. Yüreğimiz ve düşüncelerimiz, her bakımdan kendisine yönelmemiz için çaba harcayan Kişi'nin yüreğine ve düşüncelerine benzer hale gelir. Böylece Allah'ın Yasası yüreğimize ve düşüncelerimize yazılır ve biz, İsa ile birlikte şu sözleri söyleriz: “Ey Allah'ım, senin isteğini yapmaktan zevk duyarım.”13Mezmurlar 40:8.SO 158.1

    İsa, Nikodim ile görüşmesinde kurtuluş planını ve dünyadaki işini açıkladı. Gökyüzü krallığını miras alacak olanların kalplerinde ger-çekleşmesi gereken değişikliği, daha sonraki konuşmalarının hiçbirinde böylesine eksiksiz ve ayrıntılı bir şekilde açıklamadı. Görevinin en başında, kabul etmeye en fazla istekli olan Yüksek Kurul'un bir üyesine, İsrail'in seçkin bir öğretmenine gerçeğin yolunu açtı. Fakat Israilli liderler ışığa kavuşmak istemediler ve onu kabul etmediler. Nikodim gerçeği yüreğinde sakladı ve üç yıl boyunca bundan çok fazla sonuç alamadı.SO 158.2

    Fakat İsa, tohumu ektiği toprağı iyi tanıyordu. Issız dağ üzerinde gece ona söylediği sözler asla unutulmayacaktı. Nikodim ilk önceleri İsa yı açıkça tanımadı; fakat O'nun yaşamını izledi ve öğretileri üzerinde uzun uzun düşündü. Yahudi Konseyinde hahamların O'nu yok etmek için yaptıkları planlar yüzünden onları defalarca kez uyardı. İsa sonunda çarmıhta yükseltildiğinde, Nikodim, Zeytin dağındaki öğretiyi hatırladı: “Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.”14Yuhanna 3:14-15.O gizli görüşmeden parlayan ışık, İsa'nın çarmıha gerildiği dağ üzerindeki haçı aydınlattı ve Nikodim, İsa'da dünyanın kurtarıcısını gördü. Rab'bin göğe yükselmesinden sonra öğrenciler zulüm gördüler ve dağıtıldılar. Nikodim kendisine karşı olanlara cesurca dayandı. Yahudilerin, İsa'nın ölümü ile yok olmasını bekledikleri genç imanlı topluluğunu desteklemek için büyük çaba harcadı. Tehlike anında çok dikkatli ve tedbirli olan, öğrencilerin imanını yüreklendiren ve Müjde'nin öğretilerini uygulamak için imkanlar hazırlayan Nikodim, kaya gibi sert ve dayanıklıydı. Bir zamanlar kendisine hürmet eden kişilerce zulüm gördü ve aşağılandı. Bu dünyanın değerlerine göre yoksullaştı; buna karşın İsa ile o gece yaptığı görüşmesinde başlayan imanı asla eksilmedi.SO 158.3

    Nikodim, İsa ile yaptığı bu görüşmeyi Yuhanna'ya anlattı ve bu, onun kalemi ile milyonlarca kişinin öğrenmesi için yazıldı. Orada öğretilen gerçekler, bugün hala Yahudi önderin Celileli Öğretmen'den yaşam yolunu öğrenmek için geldiği o ıssız ve karanlık dağda geçirdiği kutsal gecedeki kadar önemlidir.SO 159.1

    Bu bölüm Yuhanna 3:l-17'ye dayanmaktadır.SO 159.2

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents