Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Sevgi öğretmeni - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    84. “Size Esenlik Olsun!”

    Bu iki öğrenci Kudüs'e vardıklarında dini bayramlarda açık olan doğu kapısından şehre girdiler. Evler sessiz ve karanlıktı; fakat öğrenciler ay ışığında dar caddelerden geçerek yollarına devam ettiler. İsa'nın ölümünden bir gece önce kaldığı eve gittiler. Kardeşlerini burada bulacaklarını bilirler. Vakit geç olmasına rağmen, Rab'bin bedeni ile ilgili bir haber almadan öğrencilerin uyumayacaklarını bilirler. Evin kapısının sıkı bir şekilde kilitli olduğunu görürler. Kapıyı çalarlar; fakat bir cevap alamazlar. Herkes sessizce beklemektedir. Kendilerinin isimlerini söyledikten sonra kapı yavaşça açılır ve görünmeyen diğer bir Kişi de onlarla birlikte içeri girer. Daha sonra muhbirlerden korunmak için kapı yine sıkıca kilitlenir.SO 789.1

    Haberi ilettiklerinde diğer öğrencilerin yüreği sevinçle dolar. Odada toplananlar övgüler ve şükürler sunarak “Rab gerçekten dirildi, Simun'a görünmüş!” diyorlardı. Daha sonra bu iki öğrenci yolculukları sırasında İsa ile nasıl karşılaştıklarını anlatırlar. Onlar sözlerini bitirdiklerinde diğer öğrencilerden bazıları bunun inanılamayacak kadar iyi bir haber olduğunu söyler. Birdenbire önlerinde bir Kişi belirir. Tüm gözler bu Yabancı ya çevrilir. Hiç kimse kapıyı çalmamıştır ve içeri girmek için seslenmemiştir. Hiçbir ayak sesi duyulmamıştır. Öğrenciler buna bir anlam veremez ve bir an için korkuya kapılırlar. Fakat öğretmenlerinin sesini hemen tanırlar. İsa onlara “Sizlere esenlik olsun” der.1Luka 26:36.SO 789.2

    Öğrenciler ürktüler ve bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar. İsa onlara “Neden telaşlanıyorsunuz? İçinizde neden böyle kuşkular doğuyor? Ellerime, ayaklarıma bakın; işte Ben'im. Bana dokunun da görün. Bir hayalette et ve kemik olmaz; fakat görüyorsunuz, bende var” dedi. Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi.”2Luka 24:37-40.SO 789.3

    İsa'nın ellerine ve ayaklarına baktıklarında çivilerin izlerini gördüler. O'nun başka hiç kimseye benzemeyen sesini hemen tanıdılar. İsa, sevinçten hala inanamayan ve şaşkınlık içinde olan öğrencilerine “Yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler. Isa onu aldı ve onların gözleri önünde yedi. Bunun üzerine öğretmenlerinin kendilerinin yanında olduğunu gören öğrencilerin yürekleri sevinçle doldu. İnançsızlığın yerini iman ve sevinç aldı. Sözlerle ifade edilemeyen duygularla dirilen Kurtarıcı'larını tanıdılar.SO 790.1

    İsa'nın doğumunda kutsal bir melek yeryüzüne ve dünyaya esenlik dilemişti; ve şimdi dirilişinden sonra öğrencilerine ilk göründüğünde Kurtarıcı onlara şu kutsal sözlerle seslendi: “Sizlere esenlik olsun!” İsa yüreği sıkıntı dolu olan herkese esenlik dilemeye hazırdır. Yüreğimizin kapısını açmamızı ve bizimle kalmasını istememizi bekler. “İşte kapıda durmuş kapıyı çalıyorum. Eğer biri sesimi duyar ve kapıyı açarsa, onun yanma gireceğim. Ben onunla ve o da benimle birlikte yemek yiyece-ğiz.”3Vahiy 3:20.SO 790.2

    İsa'nın dirilişi kendisine iman eden herkesin dirilişini simgeliyordu. Öğrencileri İsa'nın yüzünü, davranışlarını ve konuşmasını çok iyi tanıyorlardı. İsa'nın ölümden dirildiği gibi O'na iman edenler de aynı şekilde dirileceklerdir. Öğrencilerin İsa'yı tanıdığı gibi biz de dostlarımızı tanıyacağız. Yeryüzündeki yaşamlarında hasta, sakat veya görünümleri bozulmuş olabilir. Fakat tamamen sağlıklı bir şekilde dirileceklerdir. Çünkü kimlikleri kaybolmayacaktır. “Ama o zaman, bilindiğim gibi tam bileceğim”41. Korintiler 13:12.İsa'nın ilahi yüzünden parıldayan ışıkla sevdiğimiz kimselerin yüzlerini tanıyacağız.SO 790.3

    İsa öğrencilerle bir araya geldiğinde kendisinin ölümünden önce öğrencilerine söylediği sözleri hatırlattı. İsa bu sözlerinde Musa'nın yasasında, diğer peygamberlerde ve Mezmurlar'da kendisi ile ilgili olarak yazılan her şeyin yerine gelmesinin gerektiğini belirtmişti. “Bundan sonra kutsal yazıyı anlayabilmeleri için onların zihinlerini açtı. Onlara dedi ki: 'Mesih acı çekecek ve üçüncü günde ölümden dirilecektir. Gü- nahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Kudüs'ten başlayıp tüm uluslara O'nun adıyla duyurulacaktır. Sizler bu olayların tanıklarısınız.”5Luka 24:45-48.SO 790.4

    Öğrenciler yerine getirmeleri gereken görevin öneminin farkına varmaya başladılar. Mesih'in, kendilerine emanet ettiği harikulade gerçeği tüm dünyaya duyuracaklardı. O'nun yaşadıkları, ölümü ve dirilişi, bu olayları işaret eden peygamberlikler, Allah'ın Yasası'nın kutsallığı, kurtuluş planının sırları ve İsa'nın günahları affetme gücü - öğrenciler tüm bu tecrübelere bizzat tanıklık etmişlerdi ve bunları dünyaya duyuracaklardı. Esenlik müjdesinin ve kurtuluşun, Kurtarıcı'nın gücü ve tövbe sayesinde mümkün olduğunu insanlığa duyuracaklardı.SO 791.1

    “Bunları söyledikten sonra onların üzerine üfleyerek 'Kutsal Ruh'u alın!' dedi. Kimin günahlarını bağışlarsanız bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız bağışlanmamış kalır.” Kutsal Ruh öğrencilere tam olarak görünmemişti; çünkü Mesih henüz yüceltilmemişti. Mesih göğe yükselinceye dek Kutsal Ruh u tam olarak almamışlardı. Öğrenciler kendilerine Kutsal Ruh verilmeden Müjde'yi dünyaya duyuramazlardı. Artık Kutsal Ruh onlara özel bir amaç için verilmişti. Öğrenciler görevlerini yerine getirmeye başlamadan önce Mesih onların üzerine önce kendi ruhunu üfledi. Böylece Mesih onlara en kutsal yeteneği veriyordu ve Kutsal Ruh olmadan bu görevin yerine getirilemeyeceğini anlamalarını istiyordu.SO 791.2

    Kutsal Ruh, dini yaşamın ruhtaki nefesidir. İlahi Ruh ile donatılmak demek onu Mesih'in yaşamı ile doldurmak demektir. Ruh insana Mesih'in özellikleri ile dolar. Sadece Allah tarafından bu şekilde yönlendirilenler, Kutsal Ruh'u yüreğinde hissedenler ve Mesih'in yaşamını kendi yaşamında gösterenler imanlı topluluğunun yetkilileri olarak hizmet edebilirler.SO 791.3

    “Kimin günahlarını bağışlarsanız bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız bağışlanmamış kalır.”6Yuhanna 20:22-23.Mesih bu sözleri ile hiç kimsenin bir başkasını yargılama hakkı olmadığını belirtiyor. İsa Zeytin Dağı üzerinde yaptığı konuşmada dinleyicilerine bu alışkanlığı bırakmalarını söylemişti, zira yargılamak sadece Allah'a özgü bir haktır. Fakat imanlı topluluğu bir organizasyon olarak Rab'den her bireyin üzerine düşen görevi yapmak zorunda olduğu bir sorumluluk almıştır. Günaha düşenlere karşı imanlı topluluğu uyarmak, doğruyu öğretmek ve mümkünse düzeltmek durumundadır. Rab, “İnsanları tam bir sabırla eğiterek uyar, eğit ve isteklendir.”72. Timoteos 4:2.demiştir. Haksızlık karşısında dürüst ol; tehlikede olan her ruhu uyar; kimseye aldatılması için izin verme; her günahı tek tek isimleriyle belirle; Allah in yalan, Sebt Günü kuralına uymamak, hırsızlık yapmak, Allah'tan uzaklaşmak ve diğer günahlar hakkındaki sözle-rini ilet. “Böyle davrananlar Allah'ın Egemenliği'ni miras alamayacaklardır.8Galatyalılar 5:21.Eğer onlar günah işlemeye ısrarla devam ederlerse onlara Kutsal Yazı'dan okuyarak bildirdiğin gökyüzünde Tanrı'nın hükmünü alacaklardır. Günahı seçerek Mesih'i reddetmiş olurlar. İmanlılar onların yaptıkları bu kötü işleri onaylamadıklarını açıkça göstermelidirler, yoksa kendileri de Rab'bi reddetmiş olurlar. İmanlılar tıpkı Rab'bin yaptığı şekilde günahı yargılamalıdırlar. Yasaklarını çiğneyenler ile tıpkı Allah'ın önerdiği gibi davranmalıdırlar. Mesih'e iman edenlerin otoritesini reddeden, Mesih'in kendi otoritesini de reddetmiş olur.SO 791.4

    Fakat bu işin daha olumlu bir tarafı da vardır. “Kimin günahlarını bağışlarsanız bağışlanmış olur;”9Yuhanna 20:22-23.Bu düşünce sürekli ön planda tutulmalı yanlış yolda yürüyenleri Mesih'in yoluna doğru çevirmeliyiz. Çobanlar Rab'bin otlağındaki sürülere sevgiyle ilgi göstermelidirler. Yolunu kaybetmiş olanlara Kurtarıcı'nın sevgisini ve merhametini iletmeli, günahkarın, tövbe edip bağışlama gücüne sahip olan Kişi'ye iman etmesini sağlamalıyız. Onların, Allah'ın sözünün yetkisini kabul ederek şöyle haykırmalarını sağlamalıyız: “Fakat günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Allah günahlarımızı bağışlayıp bizi her türlü kötülükten arındıracaktır.” Tövbe eden herkes şu güvenceyi alır: “Bize yine acıyacaksın. Çiğneyeceksin suçlarımızı ayak altında. Bütün günahlarımızı denizin dibine atacaksın.”10Mika 7:19.SO 792.1

    .İmanlılar, günahkarın tövbesini şükran dolu bir kalple karşılamalı- dırlar. Tövbe eden kişi inançsızlığın karanlığından kurtulup, imanın ve dürüstlüğün ışığına kavuşacak ve titreyen eli Mesih'in sevgi dolu eli ile birleştirilecektir. Böyle bir tövbe gökyüzünde de iyi karşılanacaktır.SO 792.2

    Böylelikle imanlılar tövbe eden kişinin günahlarının bağışlanması için kendilerinin üzerlerine düşen görevi yerine getirirler. Fakat günahların affı sadece Mesih aracılığıyla mümkündür. Hiçbir insan ruhu ya da ruhani bir topluluk günahtan arındırma yetkisine ve gücüne sahip değildir. İsa, iman edenin günahlarının affedileceğini tüm uluslara kendi adına bildirmeleri için öğrencilerini görevlendirmişti; fakat öğrenciler kendi başlarına en ufak bir günahı bile affetme yetkisine sahip değildiler. Sadece İsa'nın ismi şifadır, “Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.”11Elçilerin İşleri 4:12.SO 792.3

    İsa öğrencilerine ilk olarak üst kattaki odada göründüğünde Tomas onlarla birlikte değildi. Mesih'in dirildiğini başkalarından duymuştu; fakat buna rağmen yüreği büyük bir sıkıntı ve inançsızlıkla dolmuştu. Diğer öğrencileri, dirilen Kurtarıcı ile ilgili muhteşem olayları anlatırken dinlediğinde bu onu daha derin bir şüphe duygusu içine itti. Eğer İsa gerçekten ölümden dirildiyse, Tomas'ın dünyevi bir krallıkla ilgili beklentisi de boşa çıkmış olacaktı. Ayrıca Mesih'in, kendisi dışında diğer tüm öğrencilere görünmüş olması onun gururunu incitmişti. Tomas bu yüzden Mesih'in dirildiğiyle ilgili duyduklarına inanmamaya karar verdi ve kardeşlerinin umuduna ve inancına rağmen, gururu yüzünden bir haftalık bir süreyi boş yere harcadı.SO 793.1

    Bu süre içinde kendi kendine hep şöyle dedi: “Onun ellerinde çivilerin izlerini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elime böğrüne sokmadıkça inanmam.”12Yuhanna 20:25.Tomas diğer öğrencilerin gözleriyle görmek veya tanıklıklarına inanmak istemiyordu. Rab'bini tüm kalbiyle seviyordu; fakat inançsızlığın ve kıskançlığın yüreğini ve düşüncelerini tamamen esir almasına göz yumdu.SO 793.2

    Tomas hariç diğer öğrencilerden bazıları kendilerine geçici bir barınma sağlayan bu evde akşamları bir araya geliyorlardı. Tomas bir akşam onların yanına gitmeye karar verdi. İnançsızlığına rağmen anlatılanların belki de doğru olabileceğini düşünüyordu. Öğrenciler akşam yemeği yerken bir yandan da Mesih'in peygamberliklerde kendilerine gösterdiği kanıtlardan söz ediyorlardı. Birden “Bulundukları yerin kapılan kapalıyken İsa geldi. Ortalarında durup onlara “size esenlik olsun” dedi.13Yuhanna 20:19.SO 793.3

    Sonra Tomas'a dönerek: “Parmağını uzat, ellerime bak elini uzat böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!” dedi. İsa bu sözleriyle Tomas'ın aklından geçenleri okuduğunu açıkça gösterdi. Yüreği şüphe dolu olan bu öğrenci diğer öğrencilerin hiçbirinin İsa'yı bir hafta boyunca görme- diklerini biliyordu. Bu yüzden kendisinin inançsızlığı hakkında onların İsa'ya bir şey söylemiş olmaları imkansızdı. Önünde duran Kişi'nin kendisinin Rab'bi olduğunu tanıdı ve artık başka bir kanıta ihtiyacı olmadığını anladı. Sevinçle İsa'nın ayaklarına kapanarak “Rab'bim ve Allah'ım!” diye haykırdı.14Yuhanna 20:28.SO 793.4

    İsa, Tomas'ın kendisini tanımasını kabul etti; fakat inançsızlığından dolayı O'nu kırmamaya özen göstererek kınadı. “Beni gördüğün için mi iman ettin? Görmeden iman edenlere ne mutlu!” dedi. Tomas diğer öğrencilerin tanıklıklarına inanmış olsaydı bu, İsa'yı daha çok sevindirirdi. Eğer yeryüzündeki herkes Tomas gibi davransaydı, hiç kimse kurtuluşa inanmazdı; çünkü Mesih'i kabul eden herkes başkalarının tanıklıklarına inanmalıdır.SO 794.1

    Şüpheye eğilim gösteren birçok kimse Tomas'a anlatılan tanıklık eğer kendilerine de anlatılmış olsa mutlaka inanacaklarını söyleyerek, yüreklerindeki şüpheye mazeret bulmaya çalışırlar. Aslında bu tanıklıktan çok daha fazlasına sahip olduklarının farkında değildirler. Tomas gibi düşünceleri şüphe ile körelen kişiler inançsızlık batağına her gün biraz daha fazla batacaklardır. Olayları sürekli olumsuz yönleri ile görmeye çalışan ve her şeyden şikayetçi olmayı alışkanlık haline getirenler sonunda ne yaptıklarını bilemez hale gelirler. Ektikleri şüphe tohumlarının ürününü alırlar. İman ve güvene en fazla ihtiyaç duydukları an kendilerinde umut edecek ve inanacak gücü bulamazlar.SO 794.2

    İsa, Tomas'a karşı davranışında kendisine iman edenlere önemli bir ders vermiştir. İmanı zayıf ve yüreği şüphe dolu olanlara karşı nasıl davranmamız gerektiğini açıkça göstermiştir. İsa Tomas'ı gücendirmemiş ve onunla tartışmaya da girmemiştir. Yüreği şüpheyle dolu bu öğrencisine kendisini açıkça göstermiştir. Tomas hangi şartlar altında inanmak istediğini akla yatkın olmayan bir şekilde göstermek istemiş, fakat İsa sonsuz sevgisi ve şefkati tüm engelleri yıkmıştır. Tartışma yoluyla inançsızlığın üstesinden gelmek mümkün değildir. Tartışma sadece kendini haklı çıkarma ve yeni mazeretlerin bulunmasına yol açar. İsa çarmıha gerilen Kurtarıcı olarak sonsuz sevgi ve şefkatiyle açıkça görülecek ve birçok kişi Tomas'ın şu sözlerini tekrarlayacaktır: “Rab'bim ve Allah'ım!”SO 794.3

    Bu bölüm Luka 24:33-48 ve Yuhanna 20:19-29'a dayanmaktadır.SO 794.4

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents