Bölüm 51—Ruhsal Uyanış

Ezra'nın Kudüs'e varışı uygun bir zamana denk gelmişti. Onun varlığının etkisine büyük ihtiyaç duyuluyordu. Ezra zor koşullar altında çalışanların yüreklerine cesaret ve umut getirdi. Zerubbabil'in ve Yeşu'nun önderliğinde yetmiş yıl kadar önce gelen ilk yolcu grubu çok şey başarmıştı. Tapmak tamamlanmış, kentin surları onarılmıştı. Ancak yapılması gereken daha çok şey vardı.2GS 364.1

Önceki yıllarda Kudüs'e dönenler arasında yaşadıkları sürece Allah'a sadık kalan çok kişi vardı. Ancak onların torunları Allah yasasının kutsallığını ihmal etmişlerdi. Kendilerine sorumluluk verilen birçok kişi açık günah içinde yaşıyordu. Onların tuttuğu bu yol, Allah'ın davasına hizmet edenlerin gayretlerini boşa çıkarabilirdi; yasa o denli uzun bir süredir çiğneniyordu ki halkın göklerin bereketiyle yaşaması olanaksızdı.2GS 364.2

Ezra'yla birlikte dönenlerin sık sık Rab'be yönelmiş olmaları Allah'ın sağlayışıydı. Babil'den yola çıkarak insan gücü tarafından korunmadan yaptıkları yolculuk zengin ruhsal derslere zemin oluşturmuştu. Birçoklarının imam güçlenmiş, Kudüs'tekilerin cesaretsiz ve kayıtsız tavrına karşı iyi bir örnek oluşturmuştu. Yeni gelenlerin etkisi yakında başlayacak olan reformun güçlü bir etkeni olmuştu.2GS 364.3

Dönüşten dört gün sonra, gümüş ve altın hazineler, tapınak hizmetine ait eşyalarla birlikte tanıkların huzurunda tapınak görevlilerine teslim edildi. Her eşya sayısına ve ağırlığına göre sayıldı (Ezra 8:34).2GS 364.4

Ezra'yla birlikte dönen tutsak çocukları İsrail'in Allahına günah sunusu olarak yakmalık kurbanlar sundular. Böylece yolculuk süresince kutsal meleklerin koruması için duydukları minnet ve şükranı dışa vurmuş oldular. Ayrıca kralın buyruklarını içeren belgeyi kralın satraplarına ve Fırat'ın batı yakasındaki valilere verdiler. Bunlar İsrail halkına ve Allah'ın Tapmağı'na yardım etmişlerdi (35,36.ayetler).2GS 364.5

Kısa bir süre sonra İsrail'in önde gelenleri ciddi bir yakınmayla Ezra'ya yaklaştılar: “İsrail halkı, kâhinlerle Levililer de içinde olmak üzere, çevredeki halkların - Kenanlılar'ın, Hititler'in, Perizliler'in, Yevuslular'ın, Ammonlular'ın, Moavlılar'ın, Mısırlılaı 'ın, Amorlular'ın — iğrenç alışkanlıklarından kendilerini ayrı tutmadı. Kendilerine ve oğullarına bu halklardan kız aldılar. Böylece kutsal soy çevredeki halklarla karıştı. Önderlerle görevliler bu hainlikte öncülük etti” (Ezra 9:1,2).2GS 364.6

Babil tutsaklığına yol açan nedenleri inceleyen Ezra, İsrail'in sapkınlığının büyük ölçüde imansız uluslara ödün verilmesinden kaynaklandığını biliyordu. Allah'ın kendilerini diğer uluslardan ayrı tutmalarına ilişkin buyruğuna uysalardı, üzücü ve aşağılayıcı deneyimlerden kurtulmuş olacaklardı. Şimdi ise geçmişin derslerine rağmen, örnek oluşturması gereken önderlerin sapkınlığa düştüğünü işitiyordu. Bundan ötürü büyük bir kedere düştü. Allah'ın onları geri getirmekle ne büyük bir iyilik yaptığını düşündü. Doğruluk için büyük öfkeye kapıldı, halkın minnetsizliğinden ötürü hayal kırıklığına uğramıştı.2GS 365.1

“Bunu duyunca giysimi ve cüppemi yırttım, saçımı sakalımı yoldum, dehşet içinde oturup kaldım.2GS 365.2

Sürgünden dönenlerin bu hainliğinden ötürü İsrail'in Allahı'nın sözlerinden titreyenlerin hepsi çevremde toplandı. Bense akşam sunusu sunulana dek dehşet içinde kaldım” (3,4.ayetler).2GS 365.3

Akşam sunusunun vakti geldiği zaman Ezra kalktı, giysilerini bir kez daha yırtarak dizlerinin üzerine çöktü, göklere yakarmaya başladı. Rab'be ellerini uzatarak şöyle dedi:2GS 365.4

“Ey Allahım, yüzümü sana çevirmeye utanıyorum, sıkılıyorum. Ey Allahım, günahlarımız başımızdan aşkın. Suçlarımız göklere ulaştı. Atalarımızın günlerinden bugüne dek suçlarımız içinde boğulduk. Günahlarımız yüzünden biz de, krallarımızla kâhinlerimiz de yabancı kralların eline teslim edildik. Kılıçtan geçirildik, sürgüne gönderildik. Yağmalandık. Bugün de olduğu gibi aşağılandık.2GS 365.5

Şimdiyse Allahımız Rab bir an için bize acıdı. Sürgünden kurtulan bir azınlık bıraktı bize. Kutsal yerinde bize sarsılmaz bir destek verdi. Gözlerimizi aydınlattı. Köleliğimizde bize yenilenme fırsatı sağladı. Köle olduğumuz halde Allahımız bizi köle bırakmadı. Pers krallarının bize iyi davranmalarını sağladı: Allahımız'ın Tapınağı'm yeniden kurmak, yıkık yerleri onarmak için bize yenilenme fırsatı verdi. Yeruşalim'de ve Yahuda'da bize bir korunma duvarı verdi.2GS 365.6

Ey Allahımız, bundan başka ne diyebiliriz? Kulların peygamberler aracılığıyla verdiğin buyruklara uymadık. Şöyle demiştin: 'Mülk edinmek için gitmekte olduğunuz ülke, orada yaşayan halkların iğrençlikleriyle kirlenmiştir. İğrençlikleri yüzünden ülke baştan başa onların çirkinlikleriyle doldu. Bunun için kızlarınızı onların oğullarına vermeyin. Onların kızlarını da oğullarınıza almayın. Hiçbir zaman onların esenliği ve iyiliği için çalışmayın. Öyle ki, güç bulasınız, ülkenin iyi ürünlerini yiyesiniz ve ülkeyi sonsuza dek oğullarınıza miras bırakasınız.' Başımıza gelenlere yaptığımız kötülükler ve büyük suçumuz neden oldu. Sen, ey Allahımız, bizi hak ettiğimizden daha az cezalandırdın ve bize sürgünden kurtulan böyle bir azınlık bıraktın.2GS 366.1

Yine buyruklarına karşı gelecek miyiz? Bu iğrençlikleri yapan halklarla evlilik bağıyla karışacak mıyız? Bunu yaparsak, tek kişi sağ kalmamacasına yok edinceye dek bize öfkelenmeyecek misin? Ey İsrail'in Allahı Rab, sen adaletlisin! Bugün sürgünden kurtulan bir azınlık olarak bırakıldık. Senin önünde durmaya hakkımız olmadığı halde, suçlarımızın içinde önünde duruyoruz”(Ezra 9: 6-15).2GS 366.2

Ezra'nın ve arkadaşlarının Rab'bin etkinliğine sızmış kötülükler yüzünden kederlenmeleri tövbeye yol açtı. Günah işlemiş olanların çoğu derinden etkilendiler. Ağlayarak kendini Allah'ın Tapınağı'nın önünde yere atan Ezra dua edip günahlarını açıkladı. Bu arada erkek, kadın, çocuk,İsıailliler'den çok büyük bir topluluk Ezra'nın çevresine toplandı. Onlar da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu (Ezra 10:1). Günahın çirkinliğini ve Allah'ın günaha ne büyük bir dehşetle baktığını sınırlı bir düzeyde görmeye başladılar. Sina'da verilen yasanın kutsallığını gördüler ve birçokları suçlarından ötürü titremeye başladı.2GS 366.3

Orada bulunanlardan Şekanya adında bir adam, Ezra'nın sözlerinin doğruluğunu onayladı ve şöyle dedi: “Çevremizdeki halklardan yabancı karılar aldığımız için Allahımız'a bağlı kalmadık. Buna karşın İsrail için hâlâ umut var. Senin ve Allahımız'ın buyrukları karşısında titreyenlerin öğütleri uyarınca, bütün yabancı kadınları ve çocuklarını uzaklaştırmak için Allahımız'la şimdi bir antlaşma yapalım. Bu antlaşma yasaya uygun olsun. Haydi kalk! Sorumluluk senin üzerinde. Biz seni destekleyeceğiz. Güçlü ol ve gerekeni yap!” Bunun üzerine yerden kalkan Ezra önde gelen Levili kâhinlere ve öbür İsrailliler'e söyleneni yapmaları için ant içirdi. Hepsi ant içti (25.ayetler).2GS 366.4

Bu olay harika bir reformun başlangıcını oluşturdu. Sınırsız ve sabırlı bir titizlikle, her bireyin haklarını dikkate alan Ezra ve arkadaşları tövbeli İsrail'i doğru yola yöneltmeye başladılar. Ezra her şeyden önce yasa öğretmeniydi. Her konuda halka yasanın kutsallığını ve ona uymanın kazandırdığı bereketleri öğretmeye çalışıyordu.2GS 367.1

Ezra'nın emek verdiği her yerde Kutsal Yazıların incelenmesi için bir uyanış baş gösterdi. İnsanları eğitmek için öğretmenler atandı; Rab'bin yasası yüceltildi ve onurlandırıldı. Peygamberlerin kitapları araştırıldı, Mesih'in gelişini önceden bildiren metinler üzüntülü ve yılgın yüreklere umut ve teselli kazandırdı.2GS 367.2

Ezra'nın kendini Rab'bin Yasası'nı inceleyip uygulamaya ve İsrail'de kuralları, ilkeleri öğretmeye adamasının üzerinden iki bin yıl geçmiştir (Ezra 7:10). Buna rağmen, akıp giden zaman onun örneklediği tanrısal ilkelerin önemini azaltmamalıdır. Ezra'nın yaşamını yüzyıllar boyunca inceleyenler, Rab'bin yasasına yönelmek ve onu gözetmek için büyük bir arzuyla dolup taşmıştır.2GS 367.3

Ezra'nın niyeti yüce ve kutsaldı; her yaptığı insanlara yönelik derin bir sevgiden kaynaklanıyordu. Hem bilerek hem de bilgisizlikten ötürü günah işlemiş olanlara karşı Ezra'nın sergilediği merhamet ve yumuşaklık, reform yapmaya niyetlenen herkese ders olmalıdır. Allah'ın kulları doğru ilkeler söz konusu olduğunda kaya gibi sağlam durmalı, ama bunu yaparken herkese karşı sabır ve sevgiyle yaklaşmayı ihmal etmemelidir. Onlar da tıpkı Ezra gibi suçlulara yaşam yolunu öğretirken doğruluğun ilkelerini örneklemelidirler.2GS 367.4

Şeytan'ın bin bir aracıyla insanların gözlerini Allah'ın yasasına kapatmaya çalıştığı bugünlerde, Allah'ın buyruklarından ötürü titreyen insanlara büyük ihtiyaç vardır (Ezra 10:3). Suç işleyenleri yasayı veren yüce Allah'a döndürecek, onlara Rab'bin yasasının yetkin olduğunu, cana can kattığını öğretecek gerçek reformculara büyük gereksinim duyulmaktadır (Mezmur 19:7). Kutsal Yazı bilgisi kuvvetli olan, sözleri ve eylemleriyle Yahve'nin ilkelerini onurlandıran, imanı geliştirmeyi hedefleyen insanlara ihtiyaç vardır. İnsanların yüreklerini Kutsal Yazılara yönelik sevgi ve saygıyla dolduracak öğretmenler aranmaktadır.2GS 367.5

Günümüzde yaygın olan günahın nedeni, büyük ölçüde Kutsal Yazıların incelenmesi ve uyulması konusundaki gevşekliktir. Allah'ın sözü ihmal edildiğinde, onun doğal yüreğin kötü tutkularını dizginleyen gücü reddedilmiş olur. İnsanlar benliğe ekerler ve benlikten yozlaşma biçerler.2GS 368.1

Kutsal Kitap'ı ihmal etmenin sonucu Allah'ın yasasından uzaklaşmaktır. İnsanların tanrısal ilkelerden bağımsız kalmalarını teşvik eden öğretiler ahlaksal yaşamın gücünü zayıflatmış ve dünyada günahın kapılarını açmıştır. Yasa tanımazlık, sefahat, ve çürüme güçlü bir sel gibi dünyayı alıp yürümüştür. Kötülük, kıskançlık, iki yüzlülük, yabancılaşma, çekişme, güvene ihanet ve şehvet tohumlarını her yerde görmek mümkündür. Toplumsal yaşamın temelini oluşturması gereken dinsel ilkeler ve öğretiler sistemi yıkıma uğramak üzeredir.2GS 368.2

Dünya tarihinin bu son günlerinde, Sina dağında işitilen ses, “Başka ilahlarınız olmayacak” demeye devam etmektedir (Çıkış 20:3). İnsan Allah'ın isteğine karşı gelmiştir, ama O'nun buyruğunu susturamaz. İnsan zihni Allah'a karşı sorumluluğundan kaçamaz. Kuramlar ve tahminler çoğalabilir; insanlar tanrısal vahyin karşısına bilimi koyabilirler ve böylece Allah'ın yasasını ihmal edebilirler; ancak O'nun buyruğu daha büyük bir güçle işitilmektedir. “Allahın olan Rab'be tap, yalnız O'na kulluk et” (Matta 4:10).2GS 368.3

Yahve'nin yasasını güçlendirmek ya da zayıflatmak söz konusu olamaz. Yasa geçmişte nasılsa, şimdi de öyledir. Her zaman varolmuştu ve her zaman varolacaktır; kendi içinde kutsaj, adil, iyi ve yetkindir. Değiştirilmesi ya da yumuşatılması söz konusu değildir. 'Onurlandırmak' ya da 'aşağılamak' yalnızca insan terimleridir.2GS 368.4

İnsanların yasaları ve Yahve'nin ilkeleri arasında son ve büyük boyutlu bir mücadele yaşanacaktır. Şu anda girdiğimiz bu mücadele, Kutsal Kitap inancıyla masal ve gelenek dinleri arasındaki mücadeledir. Gerçeğe karşı birleşen etkenler iş başındadır. Allah'ın acılarla ve dökülen kanlarla bedeli ödenerek bize emanet edilen Kutsal Sözü değer görmemektedir. Onu yaşam ilkesi olarak gerçek anlamda benimseyen çok az kişi vardır. İmansızlık yalnızca dünyada değil, kilisede de ciddi oranda etkindir. Birçokları Hıristiyan inancının temellerini oluşturan öğretileri inkar etmektedir. Kutsal Ruh tarafından esinlenen yazarların yaratılışla, insanın günaha düşmesiyle, kurtuluşuyla ve yasanın devam ettirilmesiyle ilgili açıkladıkları yüce gerçekler sözde Hıristiyan olduğunu iddia edenler tarafından reddedilmektedir. Binlerce kişi Kutsal Kitap'a güven duyarak yaşamayı zayıflık belirtisi olarak görmekte ve bundan ötürü böbürlenmektedir. Kutsal Kitap'ın en önemli gerçekleri ruhsallaştırılarak baştan savılmaktadır.2GS 368.5

Mesih inanlıları, yakında dünya üzerinde patlak verecek şaşırtıcı sürprize karşı hazırlıklı olmalıdır; Bu hazırlık Allah sözünün titizlikle incelenmesini ve yaşam biçimlerinin O'nun ilkelerine göre düzenlenmesini gerektirmektedir. Sonsuzlukla ilgili can alıcı konular bizi sözlere ve biçimlere dayanan hayali bir dine bağılılıktan kurtararak gerçeğin saklı olduğu yere götürmelidir. Allah uyanış ve reform için çağrıda bulunmaktadır. Kürsülerden yalnızca Kutsal Kitap'ın sözleri işitilmelidir. Ne var ki Kutsal Kitap ihmal edilmiş ve bunun sonucunda ruhsal yaşamın niteliğinde büyük gerileme yaşanmıştır. Günümüzdeki birçok vaaz vicdanı yarmaktan ve kişilere yaşam getirmekten uzaktır. Bu vaazları dinleyen insanlar, “Kutsal Yazıları bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?” diyememektedir (Luka 24:32). Yaşayan Allah'a feryat eden ve O'nun varlığına özlem duyan çok insan vardır. Allah'ın sözü yüreklere konuşsun. Sadece gelenekleri ve insan kuramlarını dinleyenler, sonsuz yaşam kazandıran Allah'ın sesini işitsinler.2GS 369.1

Peygamberler ve iman ataları aracılığıyla yüce bir ışık yanmıştır. Allah kenti Siyon'da yüce gerçekler ilan edilmiştir. Rab bu ışığın günümüzdeki izleyicileri aracılığıyla parlamasını istemektedir. Eski Antlaşmanın kutsalları büyük bir sadakat tanıklığı vermiştir, çağlar boyunca yoğunlaşarak artan ışığın artık gerçeğe daha kuvvetli tanıklık etmesi gereklidir. Peygamberlerin yüceliği yolumuzu aydınlatan bir ışık gibidir. Allah Oğlunun ölümü sırasında büyük güçler mücadele etmiştir. Mesih ölümden dirilmiş ve yırtılan perdenin ardından “Diriliş ve yaşam benim” demiştir (Yuhanna 11:25). Kutsal Ruhunu dünyaya göndererek bize her şeyi hatırlatmaktadır. Gücünün mucizesi olarak yazılı sözünü çağlar boyunca saklamıştır.2GS 369.2

Bize Protestan adını veren reformcular Allah'ın kendilerini müjdenin ışığını yeryüzüne ulaştırma görevini verdiğine inanmışlardı. Bunu yapmak için mal ve mülklerini, özgürlüklerini ve kendi canlarını bile gözden çıkarmışlardır. Allah'ın sözü halka, halklara, sınıflara, yukarıdakilere ve aşağıdakilere, zenginlere ve yoksullara, eğitimlilere ve cahillere iletilmiş, onlar tarafından incelenmiştir. Son büyük mücadelenin eşiğinde duran bizler, ilk reformcular kadar güvenilir olacak mıyız?2GS 370.1

“Siyon'da boru çalın, oruç için gün belirleyin, özel bir toplantı yapın. Halkı toplayın, topluluğu kutsal kılın, yaşlıları bir araya getirin. Çocukları, hatta emzikte olanları toplayın. Güvey odasından, gelin gerdeğinden çıkıp gelsin. Kâhinler, Rab'bin hizmetkârları, tapınağın girişiyle sunak arasında ağlaşıp, 'Ya Rab, halkını esirge' diye yalvarsınlar. 'Mirasın olan halkının aşağılanmasına izin verme, uluslar onunla alay etmesin. Halklar arasında neden, onların Allahı nerede? densin?'” Rab diyor ki,“Şimdi oruç tutarak, ağlayıp yas tutarak biitiin yüreğinizle bana dönün. Giysilerinizi değil, yüreklerinizi paralayın ve Allahınız Rab'be dönün. Çünkü Rab lütufkâr ve' merhametlidir; tez öfkelenmez, sevgisi engindir. Cezalandırmaktan vazgeçebilir. Kim bilir, belki size acır da kararından döner. Ardında bereket bırakır...” (Yoel 2:15-17,12-14).2GS 370.2