Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 13—“Burada Ne Yapıyorsun?”

    İlyas'ın Horev Dağına sığınması, insandan saklı olsa da Allah tarafından biliniyordu. Yorgun ve cesareti kırılmış peygamber, üzerine çullanan karanlık güçlerle tek başına mücadele etmek zorunda bırakılmadı. Allah, İlyas'ın sığındığı mağaranın girişinde onu karşıladı. Güçlü bir melek göndererek onun ihtiyaçlarını sorguladı ve İsrail için tasarısını açıkladı.2GS 99.1

    İlyas tümüyle Allah'a güvenmeden, Baal'a tapınanları kurtarma görevini tamamlayamayacağını öğrendi. Karmel dağındaki zafer, daha büyük zaferlere kapı açmıştı. Ancak İlyas, İzevel'in tehdidi yüzünden önündeki bu harika fırsatlara sırt çevirmişti. Allah adamı, şu anda bulunduğu konumun zayıflığını, Rab'bin bulunmasını istediği asıl konumla kıyaslayarak görmeliydi.2GS 99.2

    Allah bitkin hizmetkarını, “Burada ne yapıyorsun, İlyas?” diyerek karşıladı. Seni Kerit vadisine sonra da Sarepta'daki dula gönderdim. Seni İsrail'e dönmen ve Karmel'de putperest kahinlerin önünde durman için görevlendirdim. Seni Yizreel'in kapısına kadar kralın arabasının önünde koşman için güçlendirdim. Seni bu çöle alelacele kim gönderdi? Burada ne işin var?2GS 99.3

    İlyas, şikayetini içindeki acılıkla dile getirdi: “Her Şeye Egemen Rab Allah'a büyük bir istekle kulluk ettim” diye karşılık verdi, “Ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.” Rab, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. Rab'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak Rab rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, Rab depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak Rab ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu. İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu.2GS 99.4

    Allah kendisini hizmetkarına üstün gücünden kaynaklanan belirtilerle değil, ince, yumuşak bir sesle göstermeyi seçti. Tasarısını yerine getirmek için her zaman büyük bir gösterinin gerekli olmadığını öğretmek istiyordu. İlyas Rab'bin görünümünü beklerken bir fırtına patladı, şimşekler çaktı ve kavurucu bir ateş yandı. Ancak Allah bunların içinde değildi. Peygamber sonra ince, yumuşak bir ses işitti ve Rab'bin huzurunda yüzünü örttü. Huysuzluğu son buldu, ruhu yumuşadı ve yatıştı. Allah'a sakin ve sağlam bir güvenle bağımlı olmanın kendisine ihtiyaç duyduğu yardımı sağlayacağını artık öğrenmişti.2GS 99.5

    İnsanları, tövbe edip Allah'a yönelten şey herzaman için çok iyi öğrenilen bir “ilahi gerçek”olmayabilir. İnsanların kalbine ulaşma güzel konuşmalarla ve mantıkla sağlanamayabilir. Kutsal Ruhun, karakteri sesizce ama kesin olarak değiştiren tatlı etkisi ve Allahın Ruhu'nun yumuşak sesi, işte insan kalbinin değişmesinin yolu budur.2GS 100.1

    O sırada bir ses, “Burada ne yapıyorsun, İlyas?” dedi. İlyas, “Rab'be, Her Şeye Egemen Allah'a büyük bir istekle kulluk ettim, ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, ...peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.” Rab İlyas'a, İsrail'de kötülük yapanların cezasız kalmayacaklarını söyledi. Putperest krallığın cezalandırılması için Allah'ın tasarısını yerine getirmek amacıyla insanlar seçilecekti. Yürütülmesi gereken sert görevler vardı. Gerçek Allah'ın yanında yer alma fırsatı herkese tanınacaktı. İlyas İsrail'e dönmeli ve reformu yapma yükünü başkalarıyla da paylaşmalıydı. Rab, “Geldiğin yoldan geri dön, Şam yakınındaki kırlara git” dedi, “Oraya vardığında, Hazael'i Aram Kralı olarak, Nimşioğlu Yehu'yu İsrail Kralı olarak, Avel-Meholalı Şafat'ın oğlu Elişa'yı da kendi yerine peygamber olarak meshedeceksin. Hazael'in kılıcından kurtulanı Yehu, Yehu'nun kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek.2GS 100.2

    İlyas, İsrail'de gerçek Allah'a tapınan tek kişinin kendisi olduğunu sanıyordu. Ne var ki, herkesin yüreğini okuyan Allah, uzatmalı sapkınlık döneminde kendisine sadık kalan çok sayıda insan olduğunu biliyordu. “İsrail'de Baal'a diz çöküp onu öpmemiş yedi bin kişiyi ben koruyacağım.” İlyas'ın sıkıntılı günlerinde ve açık yenilgisinde alınacak çok dersler vardır. Bu dersler, doğruluktan genel bir ayrılışın yaşandığı çağımızda Allah'ın hizmetkarları için son derece değerlidir. Günümüzdeki sapkınlık, peygamberin günlerinde İsrail'de yaygın olan sapkınlığa benzemektedir. İnsan Allah'tan önemli görülmekte, popüler önderler övülmekte, paraya tapılmakta, bilimin öğretişleri esinin gerçeklerinden üstün tutulmakta, büyük kalabalıklar Baal'ın ardından gitmektedir. Kuşku ve imansızlık aklın ve yüreğin üzerindeki kötü etkilerini sürdürmekte, birçokları Allah'ın buyrukları yerine insanların kuramlarını geçerli görmektedir. İnsan aklının Allah Sözünün öğretişlerinden üstün olması gerektiği düşünülmektedir. Allah'ın yasası, doğruluğun Allahsal standardının etkisiz olduğu duyurulmaktadır. Her türlü gerçeğin düşmanı, aldatıcı gücünü kullanarak Allah'ın olması gereken yere insan kurumlanını koymaları, insanlığın kurtuluşu ve mutluluğu için hazırlanmış unsurları unutmaları için insanları ayartmaktadır. Ancak bu sapkınlık, ne kadar yayılmış olsa da evrensel değildir. Dünyadaki herkes yasa tanımaz ve günahkar değildir; herkes düşmanın yanında yer almamıştır. Baal'a diz çökmemiş binlerce insan vardır. Birçok kişi, Mesih'i ve yasayı daha yakından tanımayı ar-zulamakta, günahın ve ölümün egemenliğinin son bulması için İsalım kısa zamanda gelmesini dilemektedir. Üstelik, bilgisizlikten ötürü Baal'a tapınan, ama aslında Kutsal Ruh'un hala etkin olduğu insanlar da vardır.2GS 100.3

    Bu kişilerin, Allah'ı ve O'nun Sözünün gücünü tanımayı öğrenmiş insanların kişisel yardımına ihtiyaçları vardır. Böyle bir dönemde, Allah'ın her çocuğu başkalarına etkin bir şekilde yardımcı olmalıdır. Kutsal Kitap'taki gerçeğe ilişkin anlayışa sahip olanlar, ışığı özleyenleri ararken Allah'ın melekleri onlara yardımcı olacaktır. Kimse meleklerin gittiği yerlere gitmekten korkmamalıdır. Allah'ın seçtiği işçilerin sadık gayretlerinden ötürü birçok kişi putperestliğe sırt çevirerek Allah'a tapmaya başlayacaktır. Birçokları insan yapısı kurumlara hürmet etmeyi bırakıp korkusuzca Allah'ın ve O'nun yasasının yanında yer alacaktır.2GS 101.1

    Gerçek ve sadık olanların süreğen etkinliğine çok şey bağlıdır. Şeytan bu nedenle Allah'ın tasarısının söz dinleyen kişiler aracılığıyla etkin olmasını engellemek için elinden geleni yapmaktadır. Bazılarının yüce ve kutsal görevlerini gözden kaybederek yaşamın zevkleriyle tatmin olmalarını sağlar. Onları rahat bir yaşam sürecek şekilde yönlendirir, daha büyük dünyasal olanaklar tanır ya da iyilik için etkin olabilecekleri konumlardan alır. Baskı ya da zulüm sayesinde bazılarının cesaretini kırarak görevden kaçmalarını sağlar. Allah böylelerine acımayla bakar. İnsanlığın düşmanının susturmaya çalıştığı her Allah çocuğuna şöyle sorar: “Burada ne yapıyorsun?” Ben seni bütün dünyaya müjdeyi duyurman insanları hazırlaman için görevlendirdim. Neden buradasın? Seni kim gönderdi?2GS 101.2

    Mesih'i bekleyen sevinç, O'nu kurban olmaya ve acı çekmeye götüren sevinç, günahlıların kurtuluşunu görmekten kaynaklanıyordu. Mesih'in her izleyicisinin sevinç kaynağı bu olmalı, yüreği bu hırs- la pekişmelidir. Kurtuluşun kendileri ve diğer insanlar için ne anlama geldiğini sınırlı da olsa fark edenler, insanlığın muazzam ihtiyaçlarını kavrayacaklardır. Korkunç bir yıkımın gölgesinde yaşayan binlerce kişinin, bedensel acıların yanında hiç kaldığı muazzam ahlaksal ve ruhsal yoksulluğunu gördükçe yürekleri acımayla dolacaktır.2GS 101.3

    Bireylere olduğu gibi ailelere de “burada ne yapıyorsun?” diye sorulabilir. Birçok yerlerde Allah sözünün gerçekleriyle iyi eğitilmiş aileler vardır. Bu kişiler ruhsal hizmete ihtiyaç duyulan yerlere taşınarak etki alanlarını genişletebilirler. Allah imanlı aileleri yeryüzünün karanlık yerlerine gitmeye, ruhsal kasvetin pençesinde yaşayanlar için bilgelikle ve sabırla çalışmaya çağırmaktadır. Bu çağrıya karşılık vermek için özveride bulunmak gerekecektir. Birçok kişi her türlü engelin kaldırılmasını beklerken insanlar ümitsiz ve Allahsız bir şekilde can vermektedir. Dünyasal nimetler ya da bilimsel bilgiler edinmek için insanlar tehlikeli bölgelere girmekte, türlü sıkıntılara ve yoksulluğa göğüs germektedir. Kurtarıcıyı başkalarına anlatma pahasına bunlara göğüs germeye razı olanlar nerededir?2GS 102.1

    Ruhsal güce sahip insanlar, büyük baskı altında cesaretlerini yitirip ümitsizliğe kapılırlarsa, yaşamda arzu edilebilir bir şey göremezlerse, bunda yeni ya da tuhaf olan bir şey yoktur. Böyleleri, en büyük peygamberlerden birinin, canını kurtarmak için öfkeli bir kadından kaçtığını unutmasınlar. Yol yorgunu bir kaçak olan İlyas, hayal kırıklığının ve bıkkınlığın verdiği acıyla ölmeyi dilemişti. Ne var ki yaşamının en değerli dersini ümidini yitirdiği ve yenilgiyle tehdit edildiği o dönemde aldı. En büyük zayıflığını yaşadığı anda, en zor koşullar altında Allah'a güvenme ihtiyacını ve olanağını keşfetti.2GS 102.2

    Yaşamlarını özverili emeklere adamış olanlar, ümitsizliğe ve güvensizliğe teslim olma ayartısıyla karşılaşırlar. Bu gibi kişiler İlyas'ın deneyimine bakarak cesaret bulmalıdırlar. Gayretleri yanlış anlaşılan ya da takdir edilmeyen, öğütlerine ve uyarılarına kulak asılmayan, reforma yönelik gayretleri nefret ve baskıyla karşılanan Allah hizmetkarları, Allah'ın koruyucu ilgisine, sevgisine ve gücüne özellikle tanık olacaklardır.2GS 102.3

    Şeytan insanı en zayıf olduğu zamanlarda en sert ayartılarla sınar. Allah Oğlunu da bu şekilde yenilgiye uğratmayı umut etmiştir. İnsanlar üzerindeki birçok zaferini de bu politikayla kazanmıştır. İrade gücü zayıfladığında ve iman başarısızlığa uğradığında, doğruluk uğruna uzun süre mücadele verenler ayartılara maruz kalırlar. Çölde kırk yıl boyunca dolaşmaktan ve halkın imansızlığına katlanmaktan bıkıp usanan Musa, Allah'ın sınırsız gücüne duyduğu güveni bir an için yitirdi. Tam Vaat Edilen Ülke'nin sınırlarına geldiğinde hata yaptı. İlyas için de aynı şey geçerlidir. Kıtlık ve kuraklık yıllarında Yahve'ye sağlam bir güven duyan, Ahav'ın önüne korkusuzca çıkan, Karmel'deki sınav gününe göğüs geren, bütün İsrail halkının huzurunda gerçek Allah'ın tek tanığı olarak duran İlyas, zayıf bir anında ölüm korkusunun imanına baskın çıkmasına izin verdi.2GS 102.4

    Günümüzde de aynı şey geçerlidir. Çevremiz kuşkularla sarıldığında, zor koşullarla şaşkına döndüğümüzde, yoksulluğun ve sıkıntıların pençesine düştüğümüzde Şeytan Yahve'ye güvenimizi sarsmaya çalışır. Hatalarımızı ve ayartılarımızı bize karşı kullanarak Allah'ın sevgisini sorgulamamıza neden olur. Bizi hayal kırıklığına uğratarak Allah'a bağımlılığımızın kırılmasını amaçlar.2GS 103.1

    Savaşın ön saflarında yer alanlar, Kutsal Ruh'un özel etkinliğini yapmak için görevlendirilenler, baskı kalktığı zaman sık sık içlerinde bir tepki oluştuğunu hissedeceklerdir. Ümitsizlik en kahramanca imanı sarsabilir, en sağlam iradeyi zayıflatabilir. Ne var ki Allah anlayış gösterir, sevmeye ve acımaya devam eder. Yüreğin niyetini ve amacını görür. Sabırla beklemek, her şey karanlık göründüğünde Allah'a güvenmek, O'nun etkinliğini yürüten önderlerin öğrenmesi gereken bir derstir. Sıkıntılarla yüzleştiklerinde Gökler onları boşa çıkarmayacaktır. Hiç kimse kendi hiçliğini fark eden ve tümüyle Allah'a bağımlı olan bir kişi kadar çaresiz ama aynı zamanda yenilmez olamaz. İlyas'ın sıkıntı anında Allah'a güvenmekle ilgili deneyimi, özellikle büyük sorumluluk sahibi insanlar için önemlidir. İlyas'ı güçlendiren Allah, ne denli zayıf olursa olsun her sıkıntılı çocuğunu güçlendirecektir. Herkesten sadakat bekler ve herkese ihtiyacına göre güç verir. Kendi gücüne bağımlı olan insan zayıftır, ama Allah'ın gücüyle kuşandığında kötülüğü alt edebilir ve başkalarının da alt etmesine yardımcı olabilir. Şeytan, Allah'ı kendisine kalkan edinen kişiden asla faydalanamaz. Benim için şöyle diyecekler: “Doğruluk ve güç yalnız Rab'dedir, insanlar O'na gelecek. Rab'be öfkelenenlerin hepsi utandırılacak” (Yeşaya 45:24).2GS 103.2

    Sevgili imanlı. Şeytan senin zayıflıklarını biliyor; bu nedenle İsa'ya sımsıkı yaslan. Allah'ın sevgisinde kalarak, her türlü sınava dayanabilirsin. Sana dünyayı kasıp kavuran kötülük dalgasına karşı yalnızca Mesih'in doğruluğu güç verebilir. Yaşamın imanla dolu olsun. İman her türlü yükü hafifletir, bitkinliği alıp götürür. Şu anda sana gizemli gelen durumlar, Allah'a güvenmeye devam ederek çözümlenebilir. Allah'ın çizdiği yolda imanla yürü. Sınavlar gelecek ama geçip gidecektir. Bunlar imanını güçlendirecek ve ruhsal hizmet için seni pekiştirecektir. Kutsal Yazıda kayıtlı olan tarih, sadece okuyup hayran kalmamız için değil, aynı zamanda Allah'ın eski hizmetkarlarında etkin olan imanın bizlerde de işlev görmesi için yazılmıştır. İmanla dolu yüreklerin kendi gücüne aracı olarak teslim edildiği her yerde Rab aynı şeyleri yapacaktır.2GS 103.3

    Petrus'a söylenen şu sözler bizim için de geçerlidir: “Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim” (Luka 22:31,32). Mesih, uğruna can verdiği insanları asla terk etmeyecektir. Biz O'nu bırakabiliriz ve ayartıların altında ezilebiliriz, ama Mesih, uğruna canını fidye olarak verdiği kişiyi asla bırakmayacaktır. Ruhsal görüşümüz bir kuvvetlense, baskılar altında ezilen ve keder yükünü taşıyan cesareti kırık insanları görebileceğiz. Meleklerin ayartılan bu insanların yardımına nasıl koştuklarına ve kötülüğün onları saran güçlerini kovmak ve ayaklarını sağlam bir temel üzerine yerleştirmek için nasıl çalıştıklarına tanık olacağız. İki ordu arasındaki savaş, bu dünyanın orduları arasındaki savaş kadar gerçektir. İnsanların sonsuz gelecekleri bu ruhsal savaşa bağlıdır.2GS 104.1

    Peygamber Hezekiel'in gördüğü görümde, keruvların kanatları altında bir el vardı. Bunun amacı, Allah'ın kullarına başarı kaynağının Allahsal güç olduğunu öğretmektir. Allah'ın haberci olarak atadıkları, Allah'ın etkinliğinin kendilerine bağlı olduğunu hissetmemelidirler. Sınırlı varlıklar bu sorumluluk yükünü tek başlarına taşımaya çağrılmamıştır. Asla uyuklamayan, tasarısını sonuca ulaştırmak için daima etkin olan Allah, bunu başarıyla yürütecektir. Kötü insanların düzenlerini bozacak, halkına karşı kötülük tasarlayanların öğütlerini boşa çıkaracaktır. Orduların Rab'bi, keruvların arasındadır, çocuklarını ulusların çekişmelerinden ve savaşmalarından korur. Kralların dayanakları yıkıldığında ve gazap okları Allah'ın düşmanlarının yüreklerine saplandığında Allah'ın halkı O'nun ellerinde güvencede olacaktır.2GS 104.2

    Bu bölüm 1.Krallar 19: 9-18 ayetlere dayanmaktadır.

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents