Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 1—Süleyman

    Davut ve Süleyman'ın egemenlik sürdükleri dönemde İsrail, diğer ulusların arasında güçlendi, gerçeğin ve doğrunun uğruna mücadele edebilmek için birçok fırsata kavuştu. Yahve'nin adı yüceltildi, onurlandırıldı ve İsraillilerin Vaat Edilen Ülkeye yerleşmelerinin asıl amacına daha da yaklaşıldı. Engeller ortadan kalktı, putperest ülkelerden gerçeği aramak için gelen insanlar eli boş dönmediler. Allah'a iman edenler oldu, Allah'ın yeryiizündeki topluluğu genişledi ve zenginleşti.2GS 11.1

    Süleyman, tacından feragat eden babası Davut'un son yılında meshedildi ve kral ilan edildi. Yaşamının ilk yılları gelecek vaat ediyordu, Allah'ın tasarısı onun güçlenmesi, yücelik üstüne yücelikle kuşanması, Allah'ın karakterini giderek daha yetkin bir şekilde yansıtması ve böylece halka, tanrısal gerçeğin koruyucuları olarak kendilerine duyulan kutsal güveni boşa çıkarmamaları için ilham kaynağı oluşturmasıydı.2GS 11.2

    Davut, Allah'ın İsrail halkı için yüce tasarısının yalnızca yöneticiler ve halk olarak önlerindeki standarda kusursuz bir şekilde uymaları koşuluyla gerçekleşebileceğini biliyordu. Allah'ın güveniyle onurlandırılan oğlu Süleyman'ın, bu güveni boşa çıkarmaması için genç yöneticinin yalnızca bir savaşçı, devlet adamı ya da hakim değil, aynı zamanda güçlü ve iyi bir adam, sadakat örneği ve doğruluğun öğretmeni olması gerekiyordu.2GS 11.3

    Davut, yumuşak bir ciddiyetle Süleyman'a güçlü ve soylu olmasını, kullarına merhamet ve sevgi göstermesini, yeryiizündeki uluslarla ilişkilerinde Allah'ın adını onurlandırmasını, yüceltmesini ve O'nun kutsallığının güzelliğini ortaya koymasını öğütledi. Davut'tın yaşadığı sıkı ve dikkat çekici nitelikteki sayısız deneyim, ona erdemli değerleri öğretmiş ve ölüm döşeğinde Süleyman'a şöyle akıl vermesini sağlamıştı: İsrail'in Allahı konuştu, İsrail'in Kayası bana dedi ki: “İnsanları doğrulukla ve Allah korkusuyla yöneten kişi, bulutsuz bir sabah, şafakta görünen gün ışığı gibidir, parlaklığı yağmurdan sonra topraktan ot bitirir” (2.Samuel 23:3,4).2GS 11.4

    Süleyman'ın eline ne büyük bir fırsat geçmişti! Babasının Allah vergisi öğütlerini yerine getirse, egemenliği yetmiş ikinci Mezmur'da tanımlandığı gibi doğrulukla kuşanacaktı:2GS 11.5

    “Ey Allah, adaletini krala,
    Doğruluğunu kral oğluna armağan et.
    Senin halkını doğrulukla,
    Mazlum kullarını adilce yargılasın!
    Dağlar, tepeler,
    Halka adilce gönenç getirsin!
    Mazlumlara hakkını versin,
    Yoksulların çocuklarını kurtarsın,
    Zalimleriyse ezsin!
    Güneş ve ay durdukça,
    Kral kuşaklar boyunca yaşasın;
    Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi,
    Toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!
    Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin,
    Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!
    Egemenlik sürsün denizden denize,
    Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek!
    Çöl kabileleri diz çöksün önünde,
    Düşmanları toz yalasın.
    Tarşiş'in ve adaların kralları Ona haraç getirsin,
    Saba ve Seva kralları armağanlar sunsun!
    Bütün krallar önünde yere kapansın,
    Bütün uluslar ona kulluk etsin!
    Çünkü yardım isteyen yoksulu,
    Dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.
    Yoksula, düşküne acır,
    Düşkünlerin canını kurtarır.
    Baskıdan, zorbalıktan özgür kılar onları,
    Çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir. Yaşasın kral!
    Ona Saba altını versinler;
    Durmadan dua etsinler onun için,
    Gün boyu onu övsünler!
    Ülkede bol buğday olsun,
    Dağ başlarında dalgalansın!
    2GS 12.1

    Başakları Lübnan gibi verimli olsun,
    Kent halkı ot gibi serpilip çoğalsın!
    Kralın adı sonsuza dek yaşasın,
    Güneş durdukça adı var olsun,
    Onun aracılığıyla insanlar kutsansın,
    Bütün uluslar 'Ne mutlu ona' desin!
    Rab Allah'a, İsrail'in Allahı'na övgüler olsun,
    Harikalar yaratan yalnız O'dur.
    Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun,
    Bütün yeryüzü O'nun yüceliğiyle dolsun!
    Amin! Amin!”
    2GS 13.1

    Süleyman gençliğinde Davut'un seçtiğini seçmiş, uzun yıllar boyunca doğru bir yaşam sürmüş, Allah'ın buyruklarına sıkı sıkıya itaat etmişti. Egemenliğinin ilk yıllarında, devlet danışmanlarıyla birlikte, çölde kurulan Tapınma Çadırının bulunduğu Givon'a gitmiş, orada binbaşıları, yüzbaşıları, yargıçları ve İsrail'in boy başlan olan önderleri toplayarak Allah'a kurbanlar sunmuş, onları Rab'bin hizmetine ayırmıştır (2.Tarihler 1:2). Krallık görevinin büyük sorumluluğunu kavramış olan Süleyman, ağır yük taşıyanların, yükümlülüklerini kabul edilebilir bir şekilde yerine getirmek için Bilgeliğin Kaynağına yönelmeleri gerektiğini biliyordu. Bu da Allah'ın rızasını amaç edinerek danışmanlarını kendisiyle yürek birliğinde bulunmaları için teşvik etti.2GS 13.2

    Kral, Allah'ın kendisine verdiği görevi başarıyla tamamlamak için her türlü dünyasal nimetten çok bilgelik ve anlayış sahibi olmayı diledi. Hızlı karar veren bir zihne, engin bir yüreğe ve ruh yumuşaklığına özlem duyuyordu. O gece Rab, Süleyman'a rüyada görünerek, “Sana ne vermemi istersin?” diye sordu. Genç ve deneyimsiz yönetici, buna karşılık çaresizlik duygusunu itiraf ederek yardım diledi: “Kulun babam Davut'a büyük iyilikler yaptın” diye karşılık verdi, “O sana bağlı, doğru, bütün yüreğiyle dürüst biri olarak yolunda yürüdü. Bugün tahtına oturacak bir oğul vermekle ona büyük bir iyilik daha yapmış oldun.”2GS 13.3

    “Ya Rab Allahım! Ben henüz çocuk denecek bir yaşta, yöneticilik nedir bilmezken bu kulunu babam Davut'tın yerine kral atadın. İşte kulun kendi seçtiğin kalabalık halkın, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasındadır. Bu yüzden bana öyle sezgi dolu bir yürek ver ki, iyi ile kötüyü ayırt edip halkını yönetebileyim. Başka türlü senin bu büyük halkını kim yönetebilir!”2GS 13.4

    Süleyman'ın bu isteği Rab'bi hoşnut etti.2GS 14.1

    Allah ona şöyle dedi: “Mademki kendin için uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, bunların yerine adil bir yönetim için bilgelik istedin; isteğini yerine getireceğim. Sana öyle bir bilgelik ve sezgi dolu bir yürek vereceğim ki, benzeri ne senden öncekilerde görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir. Sana istemediklerini de vereceğim: Yaşadığın sürece öbür kralların erişemeyeceği bir zenginlik ve yüceliğe ulaşacaksın. Eğer sen de baban Davut gibi kurallarıma ve buyruklarıma uyup yollarımda yürürsen, sana uzun ömür de vereceğim” (1.Krallar 3:5-14; 2. Tarihler 1:7-12).2GS 14.2

    Allah, nasıl Davut'la birlikte olduysa aynı şekilde Süleyman'la birlikte olacağını da vaat etti. Eğer kral, Rab'bin önünde doğrulukla yaşar ve Allah'ın buyruklarına uyarsa, tahtı devam edecek, egemenliği İsrail'in çevredeki ulusların ışığında 'bilge ve anlayışlı bir halk' olarak yücelmesini sağlayacaktı (Tesniye 4:6).2GS 14.3

    Süleyman'ın Givon'daki tarihsel sunakta Allah'a dua ederken kullandığı dil, onun alçakgönüllülüğünü ve Allah'ı onurlandırmaya yönelik güçlü arzusunu gözler önüne sermektedir. Allah'ın yardımı olmadan, omuzlarındaki sorumluluklarını yerine getiremeyeceğini, küçük bir çocuk gibi çaresiz olduğunu anlamıştı. İyi ile kötüyü ayırt etme sezgisinden yoksun olduğunu biliyordu, bu da onu Allah'ın bilgeliğini aramaya yöneltti. Süleyman'ın yüreğinde, onu başkalarının üzerine çıkarmak amacıyla bencilce bilgi edinmeye yönelik bir tutku yoktu. Üzerine yüklenen görevleri sadık bir şekilde yerine getirmeyi arzulamış, egemenliğinin Allah'ı yüceltmesini sağlayacak armağanı seçmişti. Süleyman, “Ben henüz çocuk denecek bir yaştayım, yöneticilik nedir bilmiyorum” derken aslında çok zengin, bilge ve büyük bir kişi olduğunu göstermiş oldu.2GS 14.4

    Günümüzde, kendilerine büyük görevler emanet edilmiş kişiler, Süleyman'ın duasında yer alan dersi öğrenmelidirler. Kişinin işgal ettiği konum ne kadar büyükse, taşıdığı sorumluluk ne kadar büyük ve etki alanı ne kadar genişse, Allah'a bağımlılık ihtiyacı da o denli büyük olacaktır. Böyle bir kişi, görev çağrısının, diğer insanların önünde tedbirli bir yaşam sürme zorunluluğunu getirdiğini asla unutmamalıdır. Allah'ın huzurunda bir öğrenci bilinciyle durmalıdır. Mevki karakter kutsallığı sağlamaz. Kişi Allah'ı onurlandırarak ve O'nun buyruklarını yerine getirerek büyüklük kazanır.2GS 14.5

    Hizmet ettiğimiz Allah, insanlar arasında ayrım yapmaz. Süleyman'a iyilikle kötülüğü bilgece ayırt etme sezgisi vermiştir, aynı bereketi günümüzde çocuklarına da vermek istemektedir. Allah'ın Sözünde şöyle diyor: “Sizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Allah'tan istesin; Allah ona verecektir” (Yakup 1:5). Yük taşıyan kişi, zenginlikten, güçten ya da ünden çok bilgeliği arzuladığı zaman, hayal kırıklığına uğramayacaktır. Böyle bir kişi, Yüce Öğretmen'den yalnızca ne yapması gerektiğini değil, Allah'ın rızasına sahip olmak için bunu nasıl yapacağını da öğrenecektir.2GS 15.1

    Allah'ın, iyiyi ve kötüyü ayırt etme sezgisini verdiği kişi, Allah için ayrılmış olduğu sürece, yüksek mevki sevdasına düşmeyecek, egemenlik taslayıp insanları kontrol etmeye çalışmayacaktır. İnsanların sorumluluk taşıması bir gerekliliktir, gerçek bir önder egemenlik sevdası yerine anlayışlı bir yüreğe, iyiyi ve kötüyü ayırt etme gücüne sahip olmak için dua edecektir.2GS 15.2

    Önder olarak görevlendirilen insanların yolu kolay değildir. Ama onlar her zorluğu bir dua çağrısı olarak görürler. Bütün bilgeliğin Yüce Kaynağına başvurmaktan hiç çekinmezler. Efendileri tarafından güçlenip aydınlanarak kutsal olmayan etkilere dayanırlar, iyiyi kötüden, ayırmasını bilirler. Allah'ın onayladığını onaylayacak, O'nun davasına yanlış ilkelerin girmesine ciddiyetle karşı duracaklardır.2GS 15.3

    Süleyman'ın zenginlikten, onurdan ve uzun ömürden daha çok arzuladığı bilgeliği Allah ona verdi. Hızlı karar alan keskin bir zihin, engin bir yürek ve yumuşak bir ruhla ilgili ricaları karşılık buldu. “Allah, Süleyman'a bilgelik, derin bir sezgi, kıyılardaki kum kadar anlayış verdi. Süleyman'ın bilgeliği, bütün doğuluların ve Mısırlılar ın bilgeliğinden daha üstündü.... herkesten daha bilgeydi. Ünü çevredeki bütün uluslara yayılmıştı” (1.Krallar 4:29-31).2GS 15.4

    “Kralın verdiği bu kararı duyan bütün İsrailliler hayranlık içinde kaldı. Herkes adil bir yönetim için Süleyman'ın Allah'tan gelen bilgeliğe sahip olduğunu anladı” (1.Krallar 3:28). İnsanların yüreği tıpkı Davut'a olduğu gibi Süleyman'a da bağlandı ve her konuda onun sözünü dinlediler. “Davut oğlu Süleyman krallığını sağlamlaştırdı. Çünkü Allahı Rab onunlaydı ve onu çok yüceltti” (2.Tarihler 1:1).2GS 15.5

    Süleyman'ın yaşamı yıllar boyunca Allah'a bağımlı kaldı, doğruluktan ve sağlam ilkelerden sapmadığı gibi Allah'ın buyruklarına hiç şaşmadan uydu. Her türlü girişime yön verdi ve egemenliğin iş konularını bilgece yönetti. Süleyman'ın ilk yıllardaki zenginliği ve bilgeliği, yaptırdığı görkemli binaları ve kamu hizmetleri, sözde ve eylemde sergilediği enerjisi, Allahsallığı, adaleti ve yüce gönüllülüğü sayesinde hem kullarının sadakatini ve hayranlığını, hem de birçok ülke önderinin saygısını kazanmasını sağladı.2GS 16.1

    Yahve'nin adı, Süleyman'ın yönetiminin ilk yıllarında çok onurlandırıldı. Kralın sergilediği bilgelik ve doğruluk, hizmet ettiği Allah'ın sıfatlarının mükemmelliğine tanıklık etti. İsrail, bir dönem için dünyanın ışığı gibi oldu, Yahve'nin yüceliğini sergiledi. Süleyman'ın ilk yıllardaki egemenliğinin asıl yüceliği, aşkın bilgeliğinde, engin zenginliğinde ya da uzaklara erişen güç ve şöhretinde değil, Göklerin armağanlarını bilgece kullanarak İsrail'in Allahını onurlandırmasında yatıyordu.2GS 16.2

    Yıllar ilerledikçe, Süleyman zihinsel ve ruhsal gücünü artırarak Allah'ı onurlandırma yoluna gittikçe ve aldığı bereketleri başkalarıyla paylaştıkça, şöhreti de aynı oranda arttı. Güç, bilgelik ve anlayışa Yahve'nin beğenisiyle kavuştuğunu ve bu armağanların kendisine kralların Kralının bilgisini dünyaya iletmek amacıyla verildiğini ondan başka kimse daha iyi anlayamazdı.2GS 16.3

    Süleyman doğal tarihle özel olarak ilgileniyordu, ama araştırmaları belli bir öğrenim dalıyla sınırlı değildi. Hem canlı hem de cansız olan varlıkları titizlikle inceledikçe, Yaratıcıyı açık bir şekilde kavradı. Doğanın gücünde, minerallerde, hayvanlar dünyasında, her ağaçta, çalılıkta ve çiçekte Allah bilgeliğinin sergilendiğini görüyordu. Daha çok öğrenmeyi diledikçe, Allah bilgisi ve sevgisi de sürekli olarak arttı.2GS 16.4

    Süleyman'ın Allah vergisi bilgeliği O'nun övgü ezgilerinde ve özdeyişlerinde görülebilir. “Lübnan sedir ağacından duvarlarda biten mercanköşkotuna kadar bütün ağaçlardan söz ettiği gibi, hayvanlar, kuşlar, sürüngenler ve balıklardan da söz edebiliyordu. Süleyman'ın bilgeliğini duyan dünyanın bütün kralları ona adamlarını gönderirdi. Bütün uluslardan insanlar gelir, Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlerdi” (1 .Krallar 4:32,33).2GS 16.5

    Süleyman'ın Özdeyişleri bölümünde kutsal yaşamla, yüce erdemlerle ilgili ilkeleri, Allah'a yaraşan bir yaşama götüren göksel ilkeleri, yaşamın her yönüne egemen olan ilkeleri görmek mümkündür. Süleyman'ın ilk yıllarını ahlaksal üstünlükle ve maddi zenginlikle donatan unsur bu ilkelerdir, bütün övgünün ve onurun sunulması gereken tek Allah'ı tanımaktır.2GS 17.1

    Süleyman şöyle yazmıştı: “Bilgeliğe erişene, aklı bulana ne mutlu! Gümüş kazanmaktansa onu kazanmak daha iyidir. Onun yararı altından daha çoktur. Daha değerlidir mücevherden, dileyeceğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz. Sağ elinde uzun ömür, sol elinde servet ve onur vardır. Yolları sevinç yollarıdır, evet, bütün yolları esenliğe çıkarır. Bilgelik yaşam ağacıdır ona sarılanlara, ne mutlu ona sımsıkı tutunanlara!” (Süleyman'ın Özdeyişleri 3:13-18). “Bilgeliğe ilk adım onu sahiplenmektir. Bütün servetine mal olsa da akla sahip çık” (Süleyman'ın Özdeyişleri 4:7). “Bilgeliğin temeli Rab korkusudur” (Mezmurlar 111:10). “Rab'den korkmak kötülükten nefret etmek demektir. Kibirden, küstahlıktan, kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim” (Süleyman'ın Özdeyişleri 8:13).2GS 17.2

    Keşke Süleyman, son yıllarında da bu harika bilgelik sözlerine kulak verseydi. Keşke, “bilgelerin dudakları bilgi yayar” (Süleyman'ın Özdeyişleri 15:7). diyen ve yeryüzünün krallarına, dünyasal bir yöneticiye sunmayı arzuladıkları övgüleri kralların Kralı'na sunmayı öğreten kişi, yalnızca Allah'a ait olan yüceliği 'sapık bir ağızla', 'gurur ve kibirle' kendisine yaraştırmasaydı.2GS 17.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents