Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 2—Tapınak ve Adanması

    Davut'un Rab'be bir tapınak yapmakla ilgili uzun süreli özlemini Süleyman bilgece yerine getirdi. Kudüs yedi yıl boyunca seçilen bölgenin zeminini düzleyen, destekleyici duvarları inşa eden - büyük, yontma, değerli taşlarla - geniş temeller atan, Lübnan ormanlarından getirilen ağır kütüklere biçim veren ve görkemli tapmağı diken çalışkan işçilerle dolup taştı.2GS 18.1

    Tahtalar ve taşlar binlerce kişinin zahmetiyle hazırlanırken, Surlu Huram'ın önderliğinde tapınağın döşemeleri yapılıyordu. Bu adam, altın, gümüş, tunç, demir, taş ve tahta işlemekte; ince keten, mor, lacivert ve kırmızı kumaş dokumakta ustaydı. Her türlü oymacılıkta usta olduğu gibi her tasarımı uygulayabilecek yetenekteydi (2.Tarihler 2:13,14).2GS 18.2

    Moriya Dağındaki inşaat gürültüsüz devam ediyordu, çünkü tapınağın yapımında kullanılan taşlar taş ocaklarında yontulmuştu. Yapım halindeki tapmakta çekiç ve balta dahil hiçbir demir aletin sesi duyulmadı. Güzel eşyalar, Davut'tın oğluna emanet ettiği şekil uyarınca yetkinleştirildi (1.Krallar 6:7; 2.Tarihler 4:19). Bunların içinde buhurdanlık, altın sunak ve ekmeklerin Allah'ın huzuruna konduğu masalar ve kahinlerin kutsal yerdeki hizmetleriyle ilgili eşyalar da vardı. Bunlar saf altındandı (2.Tarihler 4:21). Kral tunç eşyaları - yakmalık sunu sunağı, on iki boğa heykelinin taşıdığı havuz, daha küçük boyuttaki diğer havuzlar ve başka çok sayıda eşyayı - Şeria Ovası'nda, Sukkot ile Seredata arasındaki killi topraklarda dökturmüştü (2.Tarihler 4:17). Bu eşyalar için gereken her türlü madde bol sayıda sağlanmalı, hiçbir şey eksik olmamalıydı.2GS 18.3

    Süleyman'ın ve onun buyruğunda çalışanların Allah'a tapınmak amacıyla yaptırdıkları sarayımsı binanın güzelliği ve görkemi eşsizdi. Değerli taşlarla süslenmiş, kuşatılan dev avlular, oyma sedirler ve işlemeli altınlarla bezenmişti. Tapmak binası, dantelli süslemeler ve zengin eşyalarla, Allah'ın tasarısı uyarınca altına, gümüşe ve değerli taşlara benzetilen unsurlarla bir saray gibi pırıl pırıl bina edilen yeryüzündeki diri imanlı topluluğunu temsil ediyordu (1 .Korintliler 3:12); (Mezmur 144:12). “Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine bina edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa'nın kendisidir. Bütün yapı, Rab'be ait kutsal bir tapınak olmak üzere O'nda kenetlenip yükseliyor” (Efesliler 2:20,21).2GS 18.4

    En sonunda, Kral Davut tarafından tasarlanan ve oğlu Süleyman tarafından yapılan bina tamamlandı. Süleyman Rab'bin Tapınağı'nı, sarayı ve Rab'bin Tapınağı'yla kendi sarayında yapmayı istediği bütün işleri başarıyla bitirdi (2.Tarihler 7:11). Şimdi de, Davut'tın çok arzulamış olduğu gibi, Moriya Dağını bir taç gibi süsleyen sarayın gerçekten de 'insan için değil, Rab Allah için' bir konut olması (1.Tarihler 29:1), ciddi bir törenle O'na tapınma amacıyla adanması gerekiyordu.2GS 19.1

    Tapınağın yapıldığı yer uzun süredir Allah'a ayrılmış bir yer olarak görülüyordu. İmanlıların atası olan İbrahim Yahve'nin buyruğuyla tek oğlunu burada kurban etmeye razı olmuştu. Allah, En Yüce Olan'ın Oğlunun kurban edilerek insanlığın kurtarılmasını öngören görkemli Mesih vaadini de içeren bereket antlaşmasını İbrahim'le burada yenilemişti (Yaratılış 22:9, 16-18). Davut, yok edici meleğin intikam kılıcını yakmalık sunular ve esenlik sunularıyla burada durdurmuş, Allah da ona gökten ateşle karşılık vermişti (Bkz.1.Tarihler 21). Yahve'ye tapınanlar da Allahlarıyla burada buluşacaklar ve O'na bağlılıklarını tazeleyeceklerdi.2GS 19.2

    Adama için seçilen yedinci ay, özel bir zamandı; insanlar egemenliğin her yanından Kudüs'e akın ederek Çardak Bayramını kutluyorlardı. Bu bayram, her şeyden önce sevinmek için bir fırsattı. Hasat işleri son bulmuş, yeni yılın çalışmaları henüz başlamamış oluyordu. İnsanlar kendilerini meşgul edecek yüklerden özgür oluyor, kendilerini bayramın kutsal, sevinçli havasına teslim ediyorlardı.2GS 19.3

    İsrail halkı, belirlenen zamanda yabancı ulusların zengin giyimli temsilcileriyle birlikte tapmak avlusunda toplandılar. Olağandışı bir manzara oluştu. Süleyman, İsrail'in önderleriyle ve halkın önde gelenleriyle birlikte kentin başka bir kısmından Antlaşma Sandığı'nı getirmişti. Sandığı, Buluşma Çadırı'nı ve çadırdaki bütün kutsal eşyaları tapınağa taşıdılar (2.Tarihler 5:5). İsraillilerin çöldeki gezmelerine ve Kenan'ı ele geçirmelerine ilişkin önceki deneyimleri anımsatan bu eşyalar, artık gezici yapının yerini almak üzere bina edilen görkemli binada kalıcı bir eve kavuşmuşlardı.2GS 19.4

    Allah'ın eliyle On Buyruğun yazıldığı levhaları içeren Kutsal Sandığı tapınağa getiren Süleyman, babası Davut'u örnek alınış oldu. Kahinler müzikle, ezgilerle ve büyük bir törenle 'kâhinler Rab'bin Antlaşma Sandığı'nı tapınağın İç Odası'na, En Kutsal Yer'e taşıyıp Keruvlar'ın kanatlarının altına yerleştirdiler' (2.Tarihler 5:7). En Kutsal Yer'den çıktıktan sonra kendilerine ayrılan yerlere geçtiler. Bütün Levili ezgiciler - Asaf, Heman, Yedutun, oğullarıyla kardeşleri - zillerle, çenk ve lirlerle, ince keten kuşanmış olarak sunağın doğusunda yerlerini almışlardı. Borazan çalan yüz yirmi kâhin onlara eşlik ediyordu (Bkz.12.ayet).2GS 20.1

    Borazan çalanlarla ezgiciler tek ses halinde Rab'be şükredip övgüler sunmaya başladılar. Borazan, zil ve çalgıların eşliğinde seslerini yükselterek Rab'bi şöyle övdüler: “Rab iyidir; sevgisi sonsuza dek kalıcıdır.” O anda Rab'bin Tapınağını bir bulut doldurdu. Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü Rab Allah'ın görkemi tapmağı doldurmuştu (2.Tarihler 5:13,14).2GS 20.2

    Bulutun anlamını kavrayan Süleyman şöyle ilan etti: “Ya Rab, karanlık bulutlarda otururum demiştin. Senin için sonsuza dek yaşayacağın görkemli bir tapınak yaptım” (2.Tarihler 6:1,2).2GS 20.3

    “Rab egemenlik sürüyor, titresin halklar!
    Keruvlar arasında tahtına oturmuş,
    Sarsılsın yeryüzü!
    Rab Siyon'da uludur,
    Yücedir O, bütün halklara egemendir.
    Övsünler büyük, müthiş adını!
    O kutsaldır.
    Ey adaleti seven güçlü kral,
    Eşitliği sen sağladın,
    Yakup soyunda doğru ve adil olanı sen yaptın.
    Yüceltin Allahımız Rab'bi,
    Ayaklarının altındaki taburenin önünde tapının!
    O kutsaldır” (Mezmur 99:1-5).
    2GS 20.4

    Tapınağın ortasında beş arşın uzunluğunda, beş arşın eninde, üç arşın yüksekliğinde tunç bir kürsü kurdurulmuştu. Kral bunun üzerinde durarak ellerini kaldırdı ve bütün İsrail topluluğuna dönerek onları kutsadı (2.Tarihler 6:13,3). Sonra da şöyle dedi: “Ya Rab, İsrail'in Allahı, yerde ve gökte sana benzer başka Allah yoktur”, “Bütün yürekleriyle yolunu izleyen kullarınla yaptığın antlaşmaya uyar, iyiliğini onlardan esirgemezsin. Ağzınla kulun babam Davut'a verdiğin sözü bugün ellerinle yerine getirdin” (4-6 ayetleri).2GS 20.5

    Süleyman bundan sonra kürsüde diz çöktü ve bütün halkın önünde adama duası etti. Topluluk secde kılmıştı, kral da ellerini göklere yükselterek şöyle dedi: “Şimdi, ya Rab, İsrail'in Allahı, kulun babam Davut'a verdiğin öbür sözü de tutmanı istiyorum. Ona, 'Senin soyundan İsrail tahtına oturacakların ardı arkası kesilmeyecektir; yeter ki, çocukların yasam uyarınca önümde senin gibi dikkatle yürüsünler' demiştin. Ya Rab, İsrail'in Allahı, şimdi kulun Davut'a verdiğin sözü yerine getirmeni istiyorum.”2GS 21.1

    “Allah gerçekten yeryüzünde, insanlar arasında yaşar mı? Sen göklere, göklerin enginliğine bile sığmazsın. Benim yaptığım bu tapınak ne ki! Ya Rab Allahım, kulunun ettiği duayı, yalvarışı işit; duasına ve yakarışına kulak ver. Gözlerin gece gündüz, 'Adımı oraya yerleştireceğim!' dediğin bu tapınağın üzerinde olsun. Kulunun buraya yönelerek ettiği duayı işit. Buraya yönelerek dua eden kulunun ve halkın İsrail'in yakarışını işit. Göklerden, oturduğun yerden kulak ver; duyunca bağışla.2GS 21.2

    “Biri komşusuna karşı günah işleyip ant içmek zorunda kaldığında, gelip bu tapmakta, senin sunağının önünde ant içerse, göklerden kulak ver ve gereğini yap. Suçluya karşılığını vererek, suçsuzu haklı çıkararak kullarını yargıla. Sana karşı günah işlediği için düşmanlarına yenik düşen halkın İsrail yine sana döner, adını anar, bu tapmakta dua edip yakararak önüne çıkarsa, göklerden kulak ver, halkın İsrail'in günahını bağışla. Onları kendilerine ve atalarına verdiğin ülkeye yine kavuştur.2GS 21.3

    “Halkın sana karşı günah işlediği için gökler kapanıp yağmur yağmazsa, sıkıntıya düşen halkın buraya yönelip dua eder, adını anar ve günahlarından dönerse, göklerden kulak ver; kullarının, halkın İsrail'in günahlarını bağışla. Onlara doğru yolda yürümeyi öğret, halkına miras olarak verdiğin ülkene yağmurlarını gönder.2GS 21.4

    “Ülkeyi kıtlık, salgın hastalık, samyeli, küf, tırtıl ya da çekirgeler kavurduğunda, düşmanlar kentlerden birinde halkını kuşattığında, herhangi bir felaket ya da hastalık ortalığı sardığında, halkından bir kişi ya da bütün halkın İsrail başına gelen felaketi, acıyı kavrar, dua edip yakararak ellerini bu tapınağa doğru açarsa, göklerden, oturduğun yerden kulak ver ve bağışla. İnsanların yüreklerini yalnızca sen bilirsin. Onlara yaptıklarına göre davran ki, atalarımıza verdiğin bu ülkede yaşadıkları sürece senden korksunlar ve senin yolunda yürüsünler.2GS 21.5

    “Halkın İsrail'den olmayan, ama senin yüce adını, gücünü, kudretini duyup uzak ülkelerden gelen yabancılar bu tapınağa gelip dua ederlerse, göklerden, oturduğun yerden kulak ver, yalvarışlarını yanıtla. Öyle ki, dünyanın bütün ulusları, halkın İsrail gibi, adını bilsin, senden korksun ve yaptırdığım bu tapınağın sana ait olduğunu öğrensin.2GS 22.1

    “Halkın, düşmanlarına karşı gösterdiğin yoldan savaşa giderken sana, seçtiğin bu kente ve adına yaptırdığım bu tapmağa yönelip dua ederse, dualarına, yakarışlarına göklerden kulak ver ve onları kurtar. Sana karşı günah işlediklerinde - günah işlemeyen tek kişi yoktur - öfkelenip onları yakın ya da uzak bir ülkeye tutsak olarak götürecek düşmanlarının eline teslim edersen, onlar da tutsak oldukları ülkede pişmanlık duyup günahlarından döner, 'Günah işledik, yoldan sapıp kötülük yaptık' diyerek sana yakarırlarsa, tutsak oldukları ülkede candan ve yürekten sana dönerlerse, atalarına verdiğin ülkelerine, seçtiğin kente ve adına yaptırdığım tapınağa yönelip dua ederlerse, göklerden, oturduğun yerden dualarına, yakarışlarına kulak ver, onları kurtar. Sana karşı günah işlemiş olan halkın: bağışla.2GS 22.2

    “Şimdi, ey Allahım, bizi gör ve burada edilen duaya kulak ver. Çık ya Rab Allah, yaşayacağın yere, gücünü simgeleyen Sandıkla birlikte. Ya Rab Allah, kâhinlerin kurtuluşu kuşansın, sadık kulların iyiliklerinle sevinsinler. Ya Rab Allah, meshettiğin krala yüz çevirme. Kulun Davut'a gösterdiğin lütfu anımsa”(2 Tarihler 6: 14-42).2GS 22.3

    Süleyman duasını bitirince, gökten ateş yağdı; yakmalık sunularla kurbanları yiyip bitirdi. Rab'bin görkemi tapınağı doldurdu. Rab'bin Tapmağı O'nun görkemiyle dolunca kâhinler tapmağa giremediler. Gökten yağan ateşi ve tapınağın üzerindeki Rab'bin görkemini gören İsrailliler avluda yüzüstü yere kapandılar; Rab'be tapınarak O'nu övdüler: “Rab iyidir; sevgisi sonsuza dek kalıcıdır.”2GS 22.4

    Sonra da Kral ve biitiin halk Rab'bin önünde kurban kestiler. Kral Süleyman yirmi iki bin sığır, yüz yirmi bin davar kurban etti. Böylece kral ve halk Allah'ın Tapınağı'nı adamış oldular (2.Tarihler 7:1-5). Yedi gün boyunca krallığın her yerinden - Levo-Hamat'tan Mısır Vadisi'ne - gelen kalabalıklar, coşkulu bir bayram yaptılar. Ertesi hafta, sevinçli kalabalık Çardak Bayramını kutladı. İnsanlar kendilerini adadıktan sonra sevinç içinde evlerine döndüler. Rab'bin, Davut, Süleyman ve halkı İsrail için yapmış olduğu iyilikten dolayı hepsi mutluydu, sevinçle coşuyordu (8,10 ayetler).2GS 23.1

    Kral halkın kendilerini tümüyle Allah'a ve O'nun hizmetine sunarak O'nun kutsal adını yüceltmeleri için elinden geleni yapmıştı. İsrail'in yöneticisi, Givon'daki hizmetinin ilk günlerinde olduğu gibi bu kez de Allah'ın rızasının ve bereketinin kanıtlarına tanık oluyordu. Rab ona bir gece görümde görünerek şöyle dedi: “Duanı duydum. Burayı kendime kurban sunulan tapmak olarak seçtim. Yağmur yağmasın diye göğü kapadığımda, toprağın ürününü yiyip bitirmesi için çekirgelere buyruk verdiğimde ya da halkımın arasına salgın hastalık gönderdiğimde, adımla çağrılan halkım alçakgönüllülüğü takınır, bana yönelip dua eder, kötü yollarından dönerse, gökten onları duyacağım, günahlarını bağışlayıp ülkelerini sağlığa kavuşturacağım. Gözlerim burada edilen duaya açık, kulaklarım işitici olacak. Adım sürekli orada bulunsun diye bu tapmağı seçip kutsal kıldım. Gözlerim onun üstünde, yüreğim her zaman orada olacaktır” (12-16 ayetleri).2GS 23.2

    İsrail Allah'a sadık kalsaydı, bu bina Allah'ın seçilmiş halkına gösterdiği lütfun belirtisi olarak sonsuza dek kalacaktı. Allah şöyle demişti: “Rab'be hizmet etmek, O'nun adını sevmek, kulu olmak için O'na bağlanan yabancıları, Şabat Günü'nü tutan, bayağılaştırmayan, antlaşmama sımsıkı bağlı kalan herkesi, kutsal dağıma getirip dua evimde sevindireceğim. Yakmalık sunularıyla kurbanları sunağımda kabul edilecek, çünkü evime 'Biitiin ulusların dua evi' denecek” (Yeşaya 56:6,7).2GS 23.3

    Rab bu güvencelerle birlikte krala görevini de açıkladı: “Sana gelince, baban Davut'tın yaptığı gibi yollarımı izler, buyurduğum her şeyi yapar, kurallarıma ve ilkelerime uyarsan, baban Davut'la, 'İsrail tahtından senin soyunun ardı arkası kesilmeyecektir' diye yaptığım antlaşmaya bağlı kalıp krallığını pekiştireceğim” (2.Tarihler 7:17,18).2GS 23.4

    Süleyman Rab'be alçakgönüllülükle hizmet etmeye devam etseydi, bütün egemenliği çevredeki uluslar üzerinde iyilik için güçlü bir etki yapacaktı. O uluslar, Süleyman'ın babası Davut'un yönetiminden, kendisinin ilk yıllarında ortaya koyduğu bilgece sözlerden ve görkemli etkinliklerden olumlu anlamda çok etkilenmişlerdi. Zenginliğin ve dünyasal onurun korkunç ayartılarını önceden gören Allah, imandan sapmanın kötülüklerini ve günahın dehşet verici sonuçlarını Süleyman'a bildirdi. Henüz adanmış olan güzel tapmak bile, İsraillerin kendisini bırakması ve putperestlikte dayatması durumunda bütün 'ulusların aşağılayıp alay ettiği bir yer' olacaktı (2.Tarihler 7: 20,22).2GS 24.1

    İsrail uğruna sunduğu duanın işitilmesi Süleyman'ın yüreğini güçlendirdi ve sevinçle doldurdu. Artık egemenliğinin en görkemli dönemine giriyordu. Yeryüzünün bütün kralları Süleyman'ın bilgeliğini ve Allah'ın onun yüreğine neler koyduğunu dinlemek için ona geliyordu (2.Tarihler 9:23). Birçokları onun yönetim biçimini görmek ve zor konularda öğüt almak için akın etti.2GS 24.2

    Bu insanlar Süleyman'ı ziyaret ederken, o da onlara Allah'ı, her şeyin Yaratıcısını anlatıyordu. Gelenler evlerine İsrail'in Allahına ve O'nun insanlığı ne kadar çok sevdiğine ilişkin daha açık kavramlarla dönüyorlardı. Artık doğaya baktıklarında Allah sevgisinin dışavurumunu ve karakterini görüyorlardı. Birçoklan Allah'ı benimseyerek O'na tapınmaya başlıyordu.2GS 24.3

    Devletin yüklerini taşımaya başladığı zaman yüreğindeki alçakgönüllülük, Allah'ın huzurunda “ben küçük bir çocuğum” (1.Krallar 3:7) demesi, dikkat çekici Allah sevgisi, tanrısal unsurlara duyduğu saygı, benliğine güvenmemesi, her şeyin sınırsız Yaratıcısını yüceltmesi - bütün bu övgüye yaraşan karakter özellikleri tapınak tamamlandığı ve adandığı sırada alçakgönüllü bir yalvarışçının ezikliğiyle diz çöktüğü zaman ortaya konmuştu. Mesih'in izleyicileri günümüzde saygı dolu bir yaklaşımı ve Allah korkusunu kaybetme eğilimine karşı uyanık olmalıdır. Kutsal Yazılar, insanların Yaratıcıya tanrısal bir Aracı sayesinde nasıl yaklaşmaları gerektiğini - alçakgönüllü ve saygılı bir tavırla - ortaya koymaktadır. Mezmurcu şöyle duyurmuştur:2GS 24.4

    Çünkü Rab ulu Allah'tır,

    Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.
    Yerin derinlikleri O'nun elindedir,
    Dağların dorukları da O'nun.
    Deniz O'nundur, çünkü O yarattı,
    Karaya da O'nun elleri biçim verdi.
    Gelin, tapınalım, eğilelim,
    Bizi yaratan Rab'bin önünde diz çökelim (Mezmurlar 95:3-6).
    2GS 25.1

    Hem toplu hem de kişisel tapınmamız sırasında Allah'a ricalarımızı sunarken diz çökmek bir ayrıcalıktır. İsa örneğimizdir; dua ederken diz çökmüştür (Luka 22:41). İsa'nın öğrencilerinin de diz çökerek dua ettikleri yazılmıştır (Elçilerin İşleri 9:40). Pavlus şöyle demiştir: “Bu nedenle, göklerde ve yeryüzünde her ailenin adını kendisinden aldığı Baba'nın önünde diz çökerim” (Efesliler 3:14). Ezra, İsrail halkının günahlarını Allah'a itiraf ederken diz çökmüştür (Ezra 9:5). Daniel daha önce yaptığı gibi her gün üç kez diz çöküp dua etti, Allahı'na övgüler sundu (Daniel 6:10).2GS 25.2

    Allah'a saygı, O'nun sınırsız yüceliğinden ve varlığını fark etmekten kaynaklanır. Allah'ın göze görülmeyen varlığı her insanın yüreğini derinden etkilemelidir. Dua zamanı ve yeri kutsaldır, çünkü Allah'ın kendisi oradadır. Allah'a saygılı bir tavırla yaklaştığımız zaman, bunu esinleyen duygu yoğunlaşacaktır. Mezmurcu, Allah için “adı kutsal ve müthiştir” diyor (Mezmurlar 111:9). Melekler bu adı andıklarında yüzlerini örterler. O halde, düşkün ve günahlı olan bizler, bu adı nasıl bir saygıyla dudaklarımıza almalıyız.2GS 25.3

    Hem yaşlılar hem de gençler, Allah'ın özel varlığına nasıl yaklaşılması gerektiğini gösteren bu Kutsal Yazı ayetleri üzerinde derin derin düşünmeliler. Allah Musa'ya, “Fazla yaklaşma” dedi, “Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır” (Çıkış 3:5). Yakup meleği gördükten sonra: “Rab burada, ama ben farkına varamadım” diye düşündü. Korktu ve, “Ne korkunç bir yer!” dedi, “Bu, Allah'ın evinden başka bir yer olamaz. Burası göklerin kapısı” (Yaratılış 28:16,17).2GS 25.4

    Süleyman, adama töreni sırasında söyledikleriyle Yaratıcıyla ilgili putperestlerin zihinlerini bulandıran batıl inançları Allah halkının zihinlerinden silip atmak istemişti. Göklerin Allahı, putperestlerin tanrıları gibi elle yapılan tapınaklara kısıtlı değildi, kendi halkıyla Kutsal Ruh aracılığıyla tapınmaya adanan evde buluşacaktı.2GS 25.5

    Pavlus yüzlerce yıl sonra aynı gerçeği şu sözlerle dile getirdi: “Dünyayı ve içindekilerin tümünü yaratan, göğün ve yerin Rab'bi olan Allah, elle yapılmış tapınaklarda oturmaz. Herkese yaşam, soluk ve her şeyi veren kendisi olduğuna göre, bir şeye gereksinmesi varmış gibi O'na insan eliyle hizmet edilmez. Allah, tüm ulusları bir tek insandan türetti ve onları yeryüzünün dört bir bucağına yerleştirdi. Ulusların var olacağı belirli süreleri ve yerleşecekleri bölgelerin sınırlarını önceden saptadı. Bunu, kendisini arasınlar ve el yordamıyla da olsa bulabilsinler diye yaptı. Aslında Allah hiçbirimizden uzak değildir. Nitekim, 'O'nda yaşıyor ve deviniyoruz; O'nda varız.' Ozanlarınızdan bazılarının belirttiği gibi, 'Biz de O'nun soyundanız'” (Elçilerin İşleri 17:24-28).2GS 26.1

    Ne mutlu Allahı Rab olan ulusa,
    Kendisi için seçtiği halka!
    Rab göklerden bakar,
    Bütün insanları görür.
    Oturduğu yerden,
    Yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.
    Rab tahtını göklere kurmuştur,
    O'nun egemenliği her yeri kapsar.
    Ey Allah, yolun kutsaldır!
    Hangi ilah Allah kadar uludur?
    Harikalar yaratan Allah sensin,
    Halklar arasında gücünü gösterdin (Mezmurlar 33:12-14; 103:19; 77:13,14)
    2GS 26.2

    Allah elle yapılan tapmaklarda yaşamasa da, toplanan halkını varlığıyla onurlandırır. Halk bir araya gelerek günahlarını itiraf ederlerse ve birbirleri için dua ederlerse, onlarla Kutsal Ruh aracılığıyla buluşacaktır. Ancak, O'na tapınmak için toplananlar her türlü kötülükten vazgeçmelidir. Allah'a ruhta, gerçekte ve O'nun kutsallığının güzelliği içerisinde tapınmadıkları sürece, bir araya gelmelerinin hiçbir yararı olmayacaktır. Rab böyleleri için şöyle diyor: Ey ikiyüzlüler! Yeşaya'nın sizinle ilgili şu peygamberlik sözü ne doğrudur: “Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzaktır. Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan kurallarıdır” (Matta 15:8,9). Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. “Allah ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar” (Yuhanna 4:23,24).2GS 26.3

    “Rab kutsal tapınağındadır. Sussun bütün dünya O'nun önünde” (Habakkuk 2:20).2GS 27.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents