Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Kayin ve Habil arasındaki Büyük Fark

    “Habil'in Tanrı'ya Kabil'den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu” (İbraniler 11:4). Habil kendisini bir günahkar olarak görüyor, Tanrı'yla kendisinin arasında günahın, günah cezasının ve ölümün durduğunu biliyordu. Kestiği kurbanı getirdi ve böylece Tanrı'nın buyruğunu çiğnediğini kabullenmiş oldu. Dökülmüş olan kanla çarmıhta ölecek olan Mesih'e imanını gösterdi. Mesih'in kefaretine güvenerek doğru kılınmış oldu ve sunusu kabul edildi.1GS 33.1

    Kayin'in de Habil gibi bu gerçekleri kabul etme fırsatı vardı. Bir kardeş seçilip diğeri reddedilmiş değildi. Habil imanı ve sözdinlerliği, Kayin ise inançsızlığı ve isyanı seçti.1GS 33.2

    Kayin ve Habil zamanın sonuna dek varolacak iki sınıfı temsil etmektedir. Bir sınıf günah için sunulan kurbana dayanarak Tanrı'ya yaklaşırken diğer sınıf kendi erdemlerine ve uğraşlarına güvenir.1GS 33.3

    Mesih'in kanına ihtiyaç duymayanlar, kendi eylemleriyle Tanrının beğenisini kazanacaklarını sananlar, aynen Kayin'in düştüğü yanlışa düşüyorlar.1GS 33.4

    Sahte dinlerin hemen hepsi aynı ilkeye dayanır insanın kurtuluş için kendi uğraşlarına güvenmesi gerektiğini öğretirler. Bazı kişilere göre insanlık kendi kendini arıtabilir, yüceltebilir ve güzelleştirebilir. Kayin nasıl Tanrı'nın beğenisini kurban kanı olmadan kazanmaya çalıştıysa, insanlığın kefaret olmaksızın tanrısal standarda erişebileceğini düşünenler de aynısını yapmaktadır. Kayin'in öyküsü insanlığın Tanrı'nın standardına yükselmediğini, Şeytan'ın standardına alçaldığını gözler önüne serer. Tek ümidimiz Mesih'tir (Bkz. Elçilerin İşleri 4:12).1GS 33.5

    Tanrı'nın öngördüğü her şeye uyarak gerçek imanımızı göstermiş oluruz. Büyük mücadele, Adem'den çağımıza kadar Tanrı'nın buyruklarına uymak ya da uymamaktan ibarettir. Çağlar boyunca bir yandan Tanrı'nın beğenisi için hak iddia ederken diğer yandan O'nun buyruklarının bazılarını göz ardı eden insanlar olmuştur. İman eylemlerle tamamlanır. Eylemlere ve sözdinlerliğe dökülmeyen iman ölüdür (Yakup 2:22,17). “Tanrıyı tanıdığını söyleyen ama O'nun buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır ve kendisinden gerçek yoktur” (1 .Yuhanna 2:4).1GS 33.6

    Kayin, sunusunun reddedildiğini görünce tanrısal sununun yerine insan sunusunu kabul etmeyen Tann'ya kızdı. Kendisiyle bir- likte Tann'ya başkaldırmak yerine Tanrı'nın sözünü dinleyen kardeşine öfkelendi.1GS 33.7

    Her şeye rağmen Tanrı, Kayin'i kendi başına bırakmadı, tevazu göstererek onunla konuştu. Rab Kayin'e, “Niçin öfkelendin?” diye sordu, “Niçin surat astın? Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın.” Kayin vaat edilen Kurtarıcı aracılığıyla kavuşacağı erdemlere güvenseydi ve Tanrı'nın öngördüklerini yerine getirseydi, Tanrı'nın beğenisine kavuşacaktı. Ancak günahta ve inançsızlıkta ısrar ettiğinden, Rab tarafından reddedildiği için herhangi bir şikayet gerekçesi yoktu.1GS 34.1

    Kayin günahını kabullenmek yerine Tanrı'nın adaletsizliğinden yakınmaya, Habil'e karşı kıskançlık ve nefret duymaya devam etti. Habil yumuşak huylu, ama kararlı bir tavırla Tanrı'nın adaletini ve iyiliğini savundu. Kayin'e hatasını göstererek yanılgıda olduğunu söyledi. Anne ve babalarını hemen ölümle cezalandırabileceği halde onlara acıyan Tanrı'nın merhametli okluğunu anlattı. Tanrı'nın onları çok sevdiğini, kutsal ve masum Oğlunu onların cezasını üstlenmek için feda edeceğini söyledi. Bütün bu sözler Kayin'in öfkesini daha da artırdı. Aklı ve vicdanı Habil'in haklı okluğunu söylüyordu. Başkaldırısına destek bulamadığı için çok kızmıştı. Bu kızgınlıkla harekete geçerek kardeşini öldürdü.1GS 34.2

    Böylece her çağda kötü insanlar, kendilerinden iyi olanlardan nefret ettiler. “Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez” (Yuhanna 3:20).1GS 34.3

    Habil'in öldürülmesi kadının soyuyla yılan arasındaki, Şeytan ve hizmetkarlarıyla Mesih ve izleyicileri arasındaki düşmanlığın ilk örneğiydi. İman yoluyla Tanrı Kuzusuna yaklaşan ve günaha hizmet etmeyi reddeden her insan, Şeytan'ın öfkesini alevlendiriyordu. Habil'in kutsal yaşamı, Şeytan'ın, Tanrı'nın buyruklarını yerine getirmenin olanaksızlığına ilişkin iddiasını çürütüyordu. Kayin Habil'i kontrol edemediğini görünce o denli öfkelendi ki onun canını aldı. Tanrı'nın buyruğuna uyarak yaşayan insanların bulunduğu her yerde aynı yaklaşım olacaktır. Ancak İsa uğruna şehit düşen her insan galip olarak can vermiştir (Bkz. Esinleme 12:9,11).1GS 34.4

    Katil Kayin, suçunun hesabını vermesi için kısa süre içinde çağrıldı. “Rab Kayin'e, ‘Kardeşin Habil nerede?’ diye sordu. Kayin, ‘Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?’ diye karşılık verdi.” Suçunu gizlemek için yalana başvurdu.1GS 34.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents