Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Yaşam Kurtaracak bir Gemi

    Tufandan yüz yirmi yıl kadar önce Rab Nuh'a tasarısını bildirmiş ve onu bir gemi yapmaya yönlendirmişti. Nuh Tanrı'nın yeryüzünü suyla mahvedeceğini duyuracaktı. Bu bildiriye inanarak tövbeyle kendilerine çeki düzen veren insanlar bağışlanacak ve kurtulacaktı. Nuh'un bildirisini işiten Metuşelah ve oğulları geminin yapılmasına yardımcı oldular.1GS 44.2

    Tanrı Nuh'a geminin tam boyutlarını bildirmiş ve nasıl yapılacağını öğretmişti. İnsan bilgeliği bu denli üstün güce ve dayanıklılığa sahip bir eseri tasarlayamazdı. Geminin tasarımcısı Tanrı, yapıcısı ise Nuh olacaktı. Gemi üç katlı olacak ve tek bir girişi bulunacaktı. Işık üstten gelecek, ama diğer bölmelerin de ışık alması sağlanacaktı. Geminin yapımında ıhlamur ve gofer ağacı kullanılacaktı. Böylece yüzlerce yıl boyunca çürümenin önüne geçilecekti. Bu denli büyük bir gemiyi yapmak oldukça uzun bir zaman alacaktı. İnsanların o zaman ağaçları kesmek ve biçmek için verdikleri uğraş, çağımıza kıyasla çok daha zorluydu. İnsanlar ellerinden geleni yaptılar, ama bunlar geminin fırtınalara karşı durabilmesi için yeterli değildi. Yalnızca Tanrı kullarını azgın suların üzerinde tutabilirdi.1GS 44.3

    “İman sayesinde Nuh, henüz olmamış olaylarla ilgili olarak Tanrı tarafından uyarıldığında, Tanrı korkusuyla ev halkının kurtuluşu için bir gemi yaptı. Bununla dünyayı yargıladı ve imana dayanan doğruluğun mirasçısı oldu” (İbraniler 11:7). Nuh uyarıda bulunurken imanı yetkinleşti ve açıkça sergilendi. Nuh Tanrı'nın sözlerine inanan örnek bir kişi oldu. Sahip olduğu her şeyi gemiye yatırdı. Dev gemiyi yapmaya başladığı zaman birçok yerden kalabalıklar geldi; o tuhaf görüntüye baktılar ve onun sözlerini duydular.1GS 44.4

    Başlangıçta birçok insan uyarılara kulak verir gibi olduysa da gerçek tövbeyle Tanrı'ya dönmediler. Baskın çıkan inançsızlığın etkisiyle uyarıları reddederek eski tanıdıklarının arasına karıştılar. Bazıları ise ikna olmuştu ve uyarılara kulak asacaktı, ama alay edenlerin çokluğu yüzünden onlar da aynı havaya kapıldılar. Merhametin çağrısına sırt çevirerek küstah alaycılara katıldılar. Bir zamanlar ken-dilerinde ışık olan, ama artık Kutsal Ruh'un günahlarını göstermesine tahammül edemeyen insanlar, günah işlemekte dur durak tanımazlar.1GS 45.1

    O kuşağın insanları tümüyle putperest değildi. Birçokları Tanrı'ya tapındıklarını söylüyorlardı. Putlarının Tanrı'nın temsilleri olduğunu ve onlar aracılığıyla Tanrı'nın varlığına ilişkin daha açık bir görüş kazanılabileceğini iddia ediyorlardı. Bu insanlar Nuh'un duyurusunu reddedenlerin başında geliyorlardı. Tanrısal yasanın artık işlevsiz olduğuna ve günahları cezalandırmanın Tanrı'nın karakterine ters düştüğünü söylüyorlardı. Işığı reddeden zihinleri o denli körleşti ki, Nuh'un bildirisinin bir aldatmaca olduğuna gerçekten inandılar.1GS 45.2

    Dünya Tanrı'nın adaletine ve yasalarına karşı birleşti; Nuh'u bir fanatik gibi gösterdiler. Bilge ve onurlu büyük kişiler şöyle dediler: “Tanrı'nın tehditleri korkutma amacını gütmektedir ve gerçekleşmeleri mümkün değildir. Dünyayı ve varlıkları yaratan Tanrı'nın, bunları cezalandırması ve yok etmesi asla söz konusu olmayacaktır. Korkmayın. Nuh uçuk bir fanatiktir.” Tanrı'nın kendi kulu aracılığıyla hiç konuşmadığını öne süren insanlık, söz dinlemezlikte ve kötülükte ısrar etti.1GS 45.3

    Ne var ki Nuh, fırtınadaki bir kaya gibi dimdik duruyordu. Tanrı'yla ilişkisi kendisine sınırsız bir güç sağlıyordu. Nuh'un ciddi sözleri yüz yirmi yıl boyunca o kuşağın kulaklarına ulaştı.1GS 45.4

    O zamana kadar yağmur yağmamış, yeryüzü çiğ ve nemli sisle yıkanmıştı. Irmaklar sınırlarını henüz aşmamış, sularını güvenle de- nize taşımışlardı. Tanrı'nın kesin buyrukları suların taşmasına engel olmuştu (Bkz. Eyüp 38:11).1GS 45.5

    Ancak zaman geçtikçe bazen yürekleri korkuyla titreyen insanlar, rahatladılar. Doğanın, Tanrı'dan daha üstün olduğu sonucuna vardılar. Nuh'un bildirisi doğru olsaydı, doğa çizgisini aşardı. Böylece insanlar uyarı verilmeden önce ne yaptılarsa, aynısına devam ettiler. Alemlere ve eğlencelere dalarak yaşam sürdüler. Yediler, içtiler, ektiler, biçtiler ve gelecekle ilgili planlar yapmaya devam ettiler. Zaten eğer Nuh'un söylediklerinde gerçek payı olsaydı, bilge, basiretli ve büyük adamlar bunu anlarlardı.1GS 46.1

    Ne var ki bu amaçsız yaşamın sonu gelmek üzereydi. Gemi Rab'bin yönlendirdiği gibi tümüyle bitmişti; insanlar ve hayvanlar için yiyecek depolanmıştı. Tanrı'nın kulu insanlığa bir kez daha çağrıda bulundu. Ellerinde bir sığınma fırsatı varken onu kullanmalarını istedi. Ama insanlar bu kez de onun sözlerini kulak arkası ederek alaycılıkta ısrar ettiler.1GS 46.2

    Birden dağdan ve ormandan türlü türlü hayvanın geldiğini gördüler. Hayvanlar sessiz sakin gemiye doğru yürüyorlardı. Her yönden kuşlar geliyor ve tam bir düzen içinde gemiye giriyorlardı. Hayvanlar ikişer ikişer gemiye bindiler. Düşünürlere bu olgunun anlamı soruldu, ama hiçbir açıklama yapılmadı. Sonu yaklaşan insanlık, eğlence ve neşeye kapılarak korkularından kurtulmaya çalıştı. Böylece Tanrı'nın gazabını üzerlerine çektiler.1GS 46.3

    “Rab Nuh'a, ‘Bütün ailenle birlikte gemiye bin’ dedi, ‘Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.’” Nuh'un olumlu etkisi ve örnek yaşamı ailesinin bereket almasıyla sonuçlandı. Tanrı onunla birlikte ailesinin bütün üyelerini kurtardı.1GS 46.4

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents