Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 21: Yusuf ve Kardeşleri

    Bu bölüm Yaratılış 41:54-56; 42-50'ye dayanmaktadır.

    Mısır'ın her yöresinde, Yusuf'un yönetimi altında dev ambarlar oluşturuldu. Böylece ürünün fazlası saklanacaktı. Yedi yıllık bolluk sırasında yığılan buğdayın haddi hesabı yoktu.1GS 120.1

    Yedi yılın ardından Yusufun bildirdiği gibi kıtlık baş gösterdi. Bu kıtlık bütün ülkeleri kıskacına aldı. Ancak Mısır'ın her yanında yiyecek bulunabiliyordu. Mısırlılar aç kalınca, yiyecek için Firavun'a yakardılar. Firavun onlara, “Yusufa gidin” dedi, “O size ne derse öyle yapın.” Kıtlık bütün ülkeyi sarınca, Yusuf ambarları açıp Mısırlılara buğday satmaya başladı. Çünkü kıtlık Mısır'ı boydan boya kasıp kavuruyordu. Bütün ülkelerden insanlar da buğday satın almak için Mısır'a, Yusufa geliyordu.1GS 120.2

    Yakup'un yaşadığı ülkede de kıtlığın şiddeti hissedildi. Mısır kralının bol miktarda yiyecek yığdığı öğrenilince Yakup'un on oğlu buğday almak için yola koyuldular. Kralın yardımcısına götürüldüler ve ülke yöneticisinin huzuruna çıkarıldılar. “Kardeşleri gelip onun önünde yere kapandılar.” Yusuf kardeşlerini tanıdı, ama onlar Yusuf'u tanımadılar. Yusuf'un İbranice adı değişmişti; Mısır'ın yöneticisi ile İsmaililere satılan zavallı küçük arasında hiçbir benzerlik yoktu. Yusuf kardeşlerinin önünde nasıl eğildiklerini ve hürmet gösterdiklerini görünce aklına düşleri geldi. Benyamin'in aralarında olmadığını fark etti. Acaba Benyamin de onların hain zalimliğine kurban mı olmuştu? Gerçeği öğrenmeye kararlıydı. “Siz casussunuz” dedi, “Ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz.” “Aman, efendim” diye karşılık verdiler, “Biz kulların yalnızca yiyecek satın almaya geldik. Hepimiz aynı babanın çocuklarıyız. Biz kulların dürüst in-sanlarız, casus değiliz.” Yusuf, “Hayır!” dedi, “Siz ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz.” Kardeşleri, “Biz kulların on iki kardeşiz” dediler, “Hepimiz Kenan ülkesinde yaşayan aynı babanın çocuklarıyız. En küçüğümüz babamızın yanında kaldı, biri de kayboldu.”1GS 120.3

    Yusuf kardeşlerinin öyküsünden kuşkulanmış gibi yaparak onlara Mısır'da kalmalarını söyledi. Aralarından biri gidip en küçüklerini getirecekti. Eğer buna razı olmazlarsa, casus muamelesi göreceklerdi. Yakup'un oğulları bunu kabul edemezlerdi, çünkü bu arada aileleri açlıktan ölürdü. Üstelik tek başına yolculuğa çıkmayı kim göze alır ve diğerlerini zindanda bırakırdı? Ya öldürülecek ya da köle olacaklardı. Bu arada, getirilen Benyamin de onlarla aynı kaderi paylaşacaktı. Yakup'a, kalan tek oğlunun acısını tattırmak yerine orada kalmaya ve acı çekmeye razı oldular. Hep birlikte zindana atıl-dılar.1GS 120.4

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents