Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 43: Musa'nın Ölümü

    Bu bölüm Tesniye 31-34'e dayanmaktadır.

    Tanrı'nın halkıyla ilişkisinde sevgi ve merhametin yanı sıra katıksız ve ayrım gözetmeyen adaleti söz konusudur. Ulusların Hükümranı, Musa'nın vaat edilen ülkeye girmeyeceğini söylemişti. Tanrı kulunun ciddi yalvarışları da bu hükmün geri alınmasını sağlamadı. Ancak Musa ulusun vaat edilen mirasa kavuşması için sadakatle hazırlık yaptı. Musa ve Yeşu tanrısal buyruğa uyarak tapınma çadırını onardılar; bulut sütunu geldi ve kapının üzerinde durdu. Halk burada görevin Yeşu'ya devredilmesine tanık oldu. Musa'nın, İsrail önderi olarak görevi son bulmuştu.1GS 263.1

    Ancak Musa halkına duyduğu sorumluluk bilinciyle kendisini unutmuştu. Kalabalığın huzurunda durarak kendisinin yerini alacak adama Tanrı'nın adında şöyle seslendi: “Güçlü ve yürekli ol! Çünkü İsraillileri, ant içerek söz verdiğim ülkeye sen götüreceksin ve ben seninle birlikte olacağım.” Ardından halkın önderlerine ve hizmetlilerine dönerek Tanrı'dan aldığı buyruklara sadık bir şekilde uyma-larını söyledi.1GS 263.2

    Halk yakında aralarından ayrılacak olan yaşlı adama bakarken onun sevgisini, bilgece öğütlerini ve yılmayan emeklerini hatırladı. Kendi sapkınlıklarının nasıl Musa'nın ölümüne yol açtığını acı bir şekilde gördüler.1GS 263.3

    Tanrı onlara, gelecekteki önderlerine Musa'ya davrandıkları gibi davranmamaları gerektiğini gösteriyordu. Tanrı halkına verdiği bereketlerin takdir edilmediğini görünce onları geri alır.1GS 263.4

    Tanrı Musa'ya şöyle buyurdu: “Haavarim dağlık bölgesine, Eriha karşısında Moav ülkesindeki Nevo Dağı'na çık. Mülk olarak İsrailliler'e vereceğim Kenan ülkesine bak. Ağabeyin Harun Hor Dağı'nda ölüp atalarına kavuştuğu gibi, sen de çıkacağın dağda ölüp atalarına kavuşacaksın.” Musa bu kez yeni ve gizemli bir göreve atanıyordu. Canını Yaratıcının ellerine teslim edecekti. Tek başına ölmesi gerektiğini biliyordu; son saatlerinde ona hizmet edecek dünyasal bir dost olmayacaktı. Bu sahnenin gizemi ve dehşeti Musa'nın yüreğini burktu. Musa için en acı sınav, kanıyla ve canıyla bağlı olduğu halktan ayrılmaktı. Ancak Musa hem kendisini hem de halkını sorgusuz sualsiz bir imanla Tanrı'nın sevgisine ve merhametine emanet etti.1GS 263.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents