Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Huşay Başka Bir Tasarı Öneriyor

    Huşay bencil ve kibirli bir kişiye çekici gelecek başka bir öneri getirdi. “Onun için sana öğüdüm şu: Dan'dan Beer-Şeva'ya kadar, kıyılardaki kum kadar olan İsrailliler çevrene toplansın, sen de savaşa katıl. O zaman gizlendiği yerlerden birinde Davut'un üstüne yürürüz; yeryüzüne düşen çiy gibi üzerine gideriz. Onu da, yanındakilerin hiçbirini de yaşatmayız. Eğer bir kente çekilirse, İsrailliler o kente halatlar getirir, tek bir taş kalmayıncaya dek kenti vadiye indiririz.” Avşalom'la İsrailliler, “Arklı Huşay'ın öğüdü Ahitofel'in öğüdünden daha iyi” dediler. Ancak Avşalom'un bu ölümcül hatasının sonucunu açıkça gören bir kişi vardı. Ahitofel isyancılarını davasının düştüğünü biliyordu. Avşalom'un sonu ne olursa olsun, kendisinin hiç şansı yoktu. Ahitofel Avşalom'u isyana sürüklemiş, ona en aşa-ğılayıcı kötülükleri öğütlemiş, babasının onurunu ayaklar altına almasını sağlamış, Davut'un öldürülmesini tasarlamış, kralla oğlunun tek barışma umudunu ortadan kaldırmıştı. Ama şimdi Avşalom, kendisinin yerine bir başkasına kulak veriyordu. Kıskançlık, öfke ve ümitsizlikle yanan Ahitofel, “eşeğine palan vurdu; yola koyulup kentine, evine döndü. İşlerini düzene koyduktan sonra kendini astı. Ölüsünü babasının mezarına gömdüler.” Rab'bi danışman olarak görmeyen bir adamın bilgeliğinin sonu işte buydu. Huşay hiç vakit kaybetmeden Davut'u uyararak Ürdün ırmağının karşı yakasına geçmesi gerektiğini haber verdi: “Geceyi kırdaki ırmağın sığ yerinde geçirme, duraksamadan karşı yakaya geç; yoksa kral da yanındakilerin tümü de yok olabilir.” Kaçışının ilk gününde yaşadığı keder ve acıyla tükenen Davut o gece ırmağı geçmesi gerektiğini haber aldı, çünkü oğlu onu öldürmek istiyordu. Bu korkunç anda Davut, bir baba ve kral olarak neler hissediyordu? Davut'un yüreği bu an karanlık saatte Tanrıya bağlı kaldı ve şöyle bir ezgi söyledi:1GS 423.1

    Ya Rab, düşmanlarım ne kadar çoğaldı,1GS 423.2

    Hele bana karşı ayaklananlar!
    Birçoğu benim için:
    “Tanrı katında ona kurtuluş yok!” diyor.
    Ama sen, ya Rab, çevremde kalkansın,
    Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.
    Rab'be seslenirim,
    Yanıt verir bana kutsal dağından.
    Yatar uyurum,
    Uyanır kalkarım, Rab destektir bana.
    Korkum yok
    Çevremi saran binlerce düşmandan.
    Ya Rab, kalk, ey Tanrım, kurtar beni!
    Vur bütün düşmanlarımın çenesine,
    Kır kötülerin dişlerini. (Mezmur 3:1-7).
    1GS 424.1

    Davut ve arkadaşları gece karanlığında derin ve kuvvetli ırmağı geçtiler. Şafak söktüğünde Şeria Irmağı'nı geçmeyen bir kişi bile kalmamıştı.1GS 424.2

    Davut yanındakilerle birlikte Manahayim'e vardı. Burası İş-boşet'in krallık merkeziydi. Manahayim savaş sırasında sığınacak dağlarla ve surlarla kaplı güçlü bir kentti. Kentin durumu iyiydi ve balkın Davut'a yaklaşımı dostçaydı.1GS 424.3

    Kızgın ve sabırsız Avşalom, babasını kısa zamanda aramaya başladı. Büyük bir ordusu vardı, ama bu ordu disiplinsiz olduğu gibi babasının deneyimli askerleriyle baş edecek durumda değildi.1GS 424.4

    Davut, ordusunu Seruya oğlu Yoav'ın, kardeşi Avişay'ın ve Gatlı İttay'ın denetiminde üç kola ayırdı.1GS 424.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents