Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Musa'nın Son Bereketi

    Musa halkının önünde son bir kez durdu. Tanrı'nın Ruhu onun üzerindeydi; oymakların her birini kutsadı ve şöyle dedi: “Sığınağın çağlar boyu var olan Tanrı'dır, seni taşıyan O'nun yorulmaz kollarıdır. Düşmanı önünden kovacak, ve sana, ‘Onu yok et!’ diyecek. Böylece İsrail güvenlik içinde yaşayacak; tahıl ve yeni şarap ülkesinde, Yakup'un pınarı güvenlikte kalacak. Gökler oraya çiy damlatacak. Ne mutlu sana, ey İsrail! Var mı senin gibisi? Sen Rab'bin kurtardığı bir halksın. Rab seni koruyan kalkan ve şanlı kılıcındır. Düşmanların senin önünde küçülecek, ve sen onları çiğneyeceksin” (Tesniye 33:27-29).1GS 264.1

    Musa topluluğun huzurundan ayrıldı ve sakin bir şekilde Nevo dağına tırmanmaya başladı. Yüksek yere vardığında gözlerini önündeki manzaraya çevirdi.1GS 264.2

    Batıda Büyük Denizin mavi suları vardı. Kuzeyde Hermon dağı göklere yükseliyordu. Doğuda Moav ülkesi vardı. Onun ötesinde de Başan ve İsrail'in zafer anıları yatıyordu. Güneyde ise uzun yolculuklarına sahne olan çöl duruyordu.1GS 264.3

    Musa tek başına kaldığı zaman yaşamının zorluklarını gözden geçirdi. Mısır'daki sarayın ve egemenliğin onuru yerine Tanrı'nın seçilmiş halkıyla yaşamaya karar vermişti. Çölde Yitro'nun sürülerini güttüğü uzun yıllar, yanan çalıda meleğin görünmesi, Tanrı'nın gücünün, halkı uğruna yarattığı üstün mucizeler, isyanla mücadele ettiği dönemler aklına geldi. Mısır'dan çıkan engin kalabalıktan sadece iki kişi vaat edilen ülkeye girecek kadar sadık bulunmuştu. Sınavlarla ve özverilerle geçen yaşamı tümüyle boşa geçmiş görünüyordu.1GS 264.4

    Ne var ki Musa, görevini ve etkinliğini Tanrı'nın belirlediğini biliyordu. İsrail'i kölelikten kurtarmak amacıyla ilk çağrıldığı zaman sorumluluktan kaçmış, ama yükü üstlendikten sonra asla bırakmamıştı. Rab onu serbest bırakıp isyan eden İsrail'i yok etmek istediği zaman bile Musa razı olmamıştı. Tanrı'nın beğenisinin özel belirtilerine tanık olmuş, çölde dolaşırken O'nun sevgisini zengin bir şekilde tatmıştı. Bir süre için günahın zevklerini yaşamaktansa, Tanrı'nın halkıyla birlikte acı çekmeyi yeğlemişti.1GS 264.5

    Musa geçmişteki deneyimlerini anarken tek bir yanlış davranış gördü. Eğer o günahı bağışlanırsa, ölümden çekinecek hiçbir neden kalmayacaktı. Tövbe yoluyla vaat edilen Kurbana iman etmenin Tan- rı'nın tek gereği olduğunu biliyordu. Günahını itiraf ederek Rab'bin adında af diledi.1GS 264.6

    Musa bulunduğu yerden vaat edilen ülkeyi görebiliyordu. Ülke bu kez buğulu bir uzaklıkta değildi. Açık ve net bir şekilde görünüyor, güzelliği göz dolduruyordu. Ülke o zaman olduğu gibi görünmüyor, Tanrı'nın bereketiyle gelecekte bürüneceği güzelliği yansıtı-yordu. Dağlar sedir ağaçlarıyla örtülmüştü. Tepelerin üzerinde öbek öbek zeytinlikler vardı. Bağların hoş kokuları duyuluyor, zengin meyvelerle ve rengarenk çiçeklerle bezenmiş düzlükler insanı büyülüyordu. Palmiye ağaçları, rüzgarın fısıldadığı buğday ve arpa tarlaları, çayların müzikli akışıyla ve kuşların ezgileriyle çınlayan güneşli va-diler, güzel kentler ve bahçeler, sürülerin otladığı dağ yamaçları ve hatta kayaların arasındaki arı kovanları görsel bir hazine oluşturuyordu. Bu ülke gerçekten de Musa'nın Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla İsrail'e tanımladığı gibiydi.1GS 265.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents