Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    EK

    1.Not: Rab'bin İsrail'i Mısır'daki kölelikten kurtarmasının önem nedenlerinden biri, onların Sept gününü tutmalarını sağlamaktı. Mısırlılar, İsraillilere dinsel özgürlük vermiyordu. “Halkını sevinç içinde, seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı. Ulusların topraklarını verdi onlara. Halkların emeğini miras aldılar; kurallarını yerine getirsinler, yasalarına uysunlar diye” (Mezmur 105:43-45). Musa ve Harun Sept gününün kutsallığı hakkındaki öğretişi yenilemişlerdi, çünkü Firavun'un bu konuda yakındığını görüyoruz: “Bakın, halkınız Mısırlılar'dan daha kalabalık, oysa siz onların işini engellemeye çalışıyorsunuz.” Bu da Musa ve Harun'un Mısır'da bir Sept reformu başlattıklarını gösteriyor.1GS 433.1

    Rab İsraillilere Sept gününü tutmalarının nedenini belirtti: “Mısır'da köle olduğunu ve Tanrın Rab'bin seni oradan güçlü elle ve kudretle çıkardığını anımsayacaksın. Tanrın Rab bu yüzden Şabat Günü'nü tutmanı buyurdu” (Tesniye 5:15).1GS 433.2

    Ancak Sept günü onların Mısır'daki köleliklerinin anısı olmamalıdır. Bu günün yaratılışı anarak tutulması, Sept gününü tutmanın güç olduğu Mısır'dan kurtuluşu sevinçle hatırlamaları içindir. Aynı şekilde, kölelikten kurtulmaları, yoksullara, ezilenlere, yetimlere ve dullara şefkatle yaklaşmalarını sağlamalıdır. “Yabancıya ya da öksüze haksızlık etmeyeceksiniz. Dul kadının giysisini rehin almayacaksınız. Mısır'da köle olduğunuzu, Tanrınız Rab'bin sizi oradan fidyeyle kurtardığını anımsayın. Bunun için böyle davranmanızı buyuruyorum” (Tesniye 24:17,18).1GS 433.3

    2.Not: Rab'bin gönderdiği felaketler, onların ilahlarını aşağıladı ve putperestlik etkinliğinin güçsüzlüğünü gözler önüne serdi. Nil ırmağı, dinsel saygı görüyordu. Halk bu ırmağa kurbanlar getiriyordu. Bu nedenle ilk felaket Nil'e yönelikti (Çıkış 7:19).1GS 433.4

    İkinci felaket kurbağaları getirdi (Çıkış 8:6). Mısır ilahlarından biri olan Heka kurbağa kafalı bir tanrıçaydı ve kurbağalar kutsal görülüyordu. Boğa Apis Ptah'a adanmıştı. İnek Hator için kutsal kabul ediliyordu. Koç ise Kemu'yu ve Amen'i temsil ediyordu. Hayvanların yakalandığı hastalık, bu hayvanların kutsal olmadığını gösteriyordu (Çıkış 9:3).1GS 433.5

    Dokuzuncu felaket Mısırlıların en büyük ilahlarından biri olan güneş tanrısı Ra'ya yönelikti (Çıkış 10:21). Onuncu felaket (Çıkış 12:29) Osiris'in oğlu Horus olarak bir ilah kabul edilen Firavun'a yönelikti.1GS 433.6

    3.Not: İsrailliler altın buzağıya tapınırlarken Tanrı'ya tapındıklarını söylüyorlardı. Ancak bu Mısırlıların tasvir aracılığıyla Osiris'e tapınmasına benziyordu. Mısırlıların Apis'e tapınması ahlaksızlığı içeriyordu. İsrailliler de buzağıya aynı şekilde tapınmışlardı. “Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Sonra oturup yediler, içtiler, kalkıp alem yaptılar (Çıkış 32:6). İbranice ‘alem' yapmak, şarkı söyleyip dans etmekti. Mısırlılar bu etkinlikleri uygunsuz ve ahlak dışı şekillerde yerine getirirlerdi. 7. ayetteki ‘baştan çıkmak’ Yaratılış 6:11,12'de geçen ve Tufandan önceki insanların durumunu yansıtan sözün aynısıdır. Bu da İsraillilerin imandan sapışının korkunç doğasını açıklamaktadır.1GS 434.1

    4.Not: On Buyruk, Rab'bin halkıyla yaptığı antlaşmanın temeliydi. Ancak antlaşmanın kendisi, Rab'bin, kendi yasasını onların yüreklerine yazacağına dair vaadinden oluşuyordu (bkz. Yeremya 31:31-34). Böylece Tanrı'nın halkı sevinçle söz dinleyecekti.1GS 434.2

    5.Not: Günahın, günahlı kişiden tapmağa aktarılmasının iki yolu vardır. Günah sunusunun kanı, sandığın bulunduğu bölmeyi kapatan perdenin önüne serpilir ya da kurbanın eti kahin tarafından yenilirdi (Bkz. Levililer 4:1-21; 6:24-26; 10:17,18).1GS 434.3

    6.Not: On Buyruk, Mesih tarafından verilmişti (Bkz.1.Korintliler 8:6; Elçilerin İşleri 7:38; Yeşaya 63:9; Çıkış 23:20-23; Yuhanna 1:1-3,14; 1.Petrus 1:10,11).1GS 434.4

    7.Not: İsrail halkı doğrudan doğruya Tanrı tarafından yönetiliyordu. İsrail ve Yahuda Tanrı'nın yasasını tekrar tekrar çiğneyince ve yönetimini reddedince Rab onları dolaysız yönetmekten vazgeçti. Onları istedikleri yönetim biçimine, bir insana boyun eğmeye yöneltti. Böylece halk Babil, Med-Pers, Grek ve sonunda Roma yönetimlerinin boyunduruğuna girdi. O zamandan beri Tanrı, İsrail kralına verdiği yetkinin bir benzerini yeryüzünde kimseye vermemiştir. Kutsal Kitap devlet ve kilisenin ayrı olması gerektiğini öğretir (Matta 22:17-22). Bu yönetim biçimi herkese dinsel özgürlük tanımaktadır. Yeryüzü hükümetleri vicdanı zorlamamalı ve yalnızca Tanrı'ya ait olan yetkiyi kullanmaya kalkışmamalıdır. Mesih'in ikinci gelişiyle Tanrı'nın yönetimi yeniden kurulacaktır. O zamana dek yöneticiler insan vicdanına ve inancına hükmetmeye kalkışmamalıdır.1GS 434.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents