Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents
Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 6: Şit: İnsanlar Tanrı'ya Döndükleri Zaman

    Bu bölüm Yaratılış 4:25-6:2'ye dayanmaktadır.

    Adem'e ruhsal doğum hakkını miras alacak bir oğul daha verildi. Bu oğla Şit adı verildi. Şit, ‘bağışlamak' ya da ‘telafi' anlamına gelir. Annesi şöyle dedi: “Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı.” Şit Adem'e diğer iki oğlundan daha çok benziyordu. Değerli bir karakteri vardı ve Habil'in izinden gidiyordu. Ne var ki Kayin gibi o da anne ve babasının günahlı doğasını miras almıştı. Ancak Kurtarıcı bilgisine sahipti ve doğrulukla yetiştirilmişti. O da Habil'in yaptığı gibi günahlı insanların zihinlerini Yaratıcıya saygı duymaları ve söz dinlemeleri amacıyla eğitti.1GS 37.1

    “Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu. O zaman insanlar Rab'be yakarmaya başladı.” Her iki taraf arasındaki fark daha da belirginleşti. Bir taraf Tanrı'ya bağlı kalırken diğer taraf küçümseme ve söz dinlemezlikle yaşıyordu.1GS 37.2

    Adem ve Havva, günaha düşmeden önce Aden'de başlatılan Sept gününü tutuyorlardı. Cennetten çıkarıldıktan sonra da tutmaya devam ettiler. Onlar herkesin eninde sonunda öğreneceği gerçeği çoktan öğrenmişlerdi: Tanrı'nın buyrukları kutsal ve değişmezdi. Bunları çiğneyenler mutlaka karşılığını alacaktı. Sept günü, Tanrı'ya sadık kalan herkes tarafından saygı görmüştür. Ne var ki Kayin ve onun soyu Tanrı'nın dinlendiği güne saygı göstermedi.1GS 37.3

    Kayin bir kent kurmuş, ona en büyük oğlunun adını vermişti. Rab'bin huzurundan uzaklaşmış, yeryüzünde mal varlığına kavuşup çeşitli zevklere kapılarak yaşamaya başlamıştı. Bu çağın ilahına tapan insanların başında yer alıyordu. Onu izleyenler, dünyasal ve maddi varlığa bağlılıklarıyla tanınıyorlardı. Tanrı'nın insana yönelik tasarısına karşı duruyorlardı. Beşinci kuşaktan olan Lemek, bütün bunlara ek olarak çok eşli bir yaşam biçimini benimsedi. Habil'in kırsal bir yaşamı vardı. Şit'in izleyicileri de aynı yolu izlediler, yeryüzünde ‘yabancılar ve konuklar' olarak yaşadılar. Çünkü onlar daha iyisini, yani göksel olanı arzuluyorlardı (İbraniler 11:13,16).1GS 37.4

    İki insan sınıfı bir süre için ayrı kaldılar. Kayin'in soyu, önceden Şit'in çocuklarının yaşadığı vadilere ve yaylalara yerleştiler. Şit'in halkı ise Kayin'in soyunun kirletici etkisinden kaçmak için dağlara çekildi, orada pak yüreklerle Tanrıya tapındı. Ne var ki zaman geçtikçe vadinin ve dağların sakinleri birbirine karışmaya başladı. “Tanrı oğulları insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.” Şit'in çocukları bu evliliklerle Rab'bin hoşnutsuzluğuna yol açtılar. Tanrı'ya tapınanların çoğu sürekli olarak önlerinde duran ayartılarla günaha düştüler ve karakterlerindeki kutsallığı yitirdiler. Yozlaşmış insanlarla beraber olarak onlara benzediler. Yedinci buyruğu göz ardı ettiler ve kendilerine seçtikleri kadınlarla evlendiler. Şit'in çocukları Kayin'in yolunda yürüdü. Zihinlerini mal varlığı ve dünyasal zevklerle doldurdular. Rab'bin buyruklarını göz ardı ettiler. Günah yeryüzünde çoğaldı.1GS 37.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents